Editörün önerisi
Parasite
Yönetmen: Bong Joon Ho
Oyuncular: Song Kang-Ho, Woo-sik Choi, Park So-Dam
Ülke: Güney Kore
Pandemiyle beraber yaşanan ekonomik çöküş zengin-yoksul arasındaki uçurumu hiç kuşku yok ki çok daha belirgin hale getirdi. Bir tarafta; geçinemiyorum diyerek sokaklarda çocukları için yemek isteyen anne-babalar, sağlık önlemlerinin alınmadığı fabrikalarda çalışan işçiler, online eğitime erişemeyen öğrenciler, diğer tarafta; “Sakin ol champ, evdeyim.” diyerek boğaza nazır yalılarından poz verenler, pandemiyi fırsat bilip işçileri güvencesiz çalıştıran patronlar… İşte Parasite tam da bu noktada bam telimize dokunuyor. Güney Koreli yoksul bir ailenin, zengin ailenin evinde çalışmasıyla başlayan hikaye, ilk başlarda bir macerayı andırsa da hikaye sonradan hepimize tanıdık gelmeye başlıyor. Çünkü bütünüyle olmasa da orada anlatılan bizim hikayemizdi.
Sınıf çatışmasının çok sade bir şekilde anlatıldığı Parasite, 2019 yılının en çok beğenilen ve ödül alan filmlerinden oldu.
Göğü Delen Adam
Avrupalı yazar Erich Scheurmann, Samoa’ya yaptığı seyahatinde kabile reisi Tuiavii ile tanışır. Onunla yaptığı konuşmalardan tepetaklak bir olay kurgulayan yazar, Tuiavii’yi Avrupa’da bir seyahate çıkarır. Bu hayali seyahatin sonucunda da oldukça etkileyici bir kitap çıkar ortaya.
Tuiavii, Avrupa seyahati sırasında Avrupalı insanın yaşam pratikleriyle kendi halkının yaşamını karşılaştırır ve modernizme sert bir eleştiri yapar. Beyaz insanın Avrupa’dan gemilerle geldiği Samoa’da ismi Papalagi yani “göğü delen adam”dır.
Papalagi betonlar arasında güneşten, rüzgardan, doğadan kopmuş; kendini sadece “şey”ler üretmeye adamıştır. Mutluluğunun koşulu ve yaşamının amacı o “şey”leri üretmek, mutluluğunun ve insanca yaşamının önündeki en büyük engel ise yine o “şey”lerdir.
Mülkiyet kavramını, yabancılaşmayı, modern dünyayı “biz”den olmayan bir kabile yerlisinden görmek; yüzünü Batı’ya, sırtını insanlığa dönenlere oldukça anlamlı dersler verecektir.
Zihnimin Kıvrımları
Mehmet Serdar Kuzuloğlu
7 milyar 800 milyon insanın yaşadığı bir gezegende yalnızlıktan bahsetmek garip gelebilir. Ancak hem istatistikler hem de ruh halimiz aynı fikirde değil. Yalnızlık bugün neredeyse dünyanın her köşesinde en büyük sorunlardan biri. Şehirlerden bir araya geldiğimiz sosyal medyada milyonlarcasıyla etkileşime girdiğimiz kalabalıklar, ne yazık ki yalnızlığımıza derman olmayı başaramadı. Peki neden? Dahası yalnızlık sakınılması gereken kötü bir şey mi yoksa kendimizle baş başa kalmayı mı unuttuk? “Zihnimin Kıvrımları”na hoş geldiniz.
Gazeteci Mehmet Serdar Kuzuloğlu yalnızlıktan sabretmeye, zaman kavramından modaya pek çok farklı konuda yayınladığı podcastleriyle dinleyicilerine farklı bakış açısı kazandırmaya çalışıyor. 2020’nin en çok dinlenen podcastlerinden birine imza atan Kuzuloğlu, on dört bölümlük serisinde kitaplardan, filmlerden alıntılarla değindiği konuları tartışıyor.
“Hep Yalnızlık Var Sonunda” podcastinde Kuzuloğlu, pandemi günlerinde evlere tıkılmış milyonlar kalabalıkların içinde yalnızlığı, arkadaşlığı ve birliktelikleri sorguluyor.