Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Avukat Baran Kaya: Bant genişliği daraltması ifade özgürlüğüne müdahale

Haber Giriş Tarihi: 15.11.2022 15:27
Haber Güncellenme Tarihi: 15.11.2022 15:27
Kaynak: Haber Merkezi
Avukat Baran Kaya: Bant genişliği daraltması ifade özgürlüğüne müdahale

İstanbul’un en canlı, en kalabalık caddesi İstiklal’de yaşanan bombalı saldırı sonrası sosyal medya platformlarına erişim kısıtlandı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), yaptığı açıklamada ortaya çıkan görüntülerle yaratılan dezenformasyonu gerekçe gösterdi. Ancak hukukçular BTK’nın bant genişliğini daraltarak, sosyal medyaya erişimin kısıtlanmasını kişilerin ifade özgürlüğüne müdahale olarak değerlendiriyor. 

İstiklal Caddesi’nde geçtiğimiz cumartesi günü yaşanan bombalı saldırı sonrası Türkiye’de sosyal medya uygulamalarına girişte erişim sorunları yaşanmaya başladı. Küresel internet erişimini takip eden Netblocks, Türkiye’de Instagram, Twitter, Facebook ve YouTube’a erişimin yavaşlatıldığını, bazı internet sağlayıcıları tarafından ise erişimin tamamen durdurulduğunu duyurdu. BTK ise yaşanan erişim sorununa dair, patlama sonrası ortaya çıkan gerçek dışı paylaşımlara ilişkin sosyal medya platformlarında bant daraltma uygulamasına gidildiğini açıkladı.

Türkiye’de sosyal medya kullanıcıları, daha önce de Gezi Direnişi sırasında internete erişememiş, uzun bir süre Türkiye’den YouTube ve Wikipedia’ya girişler yasaklanmıştı. Bu anlamda deneyimli olan sosyal medya kullanıcıları, BTK’nın son bant genişliği daraltması uygulamasına, VPN üzerinden sitelere giriş yaparak çözüm üretti. 

Kritik zamanlarda Türkiye’de iktidar eliyle kalıcı uygulamaya dönüşen ‘Bandwidth’ olarak bilinen ‘bant genişliği’ daraltma uygulamasına dair kullanıcılar kendi çözümlerini üretse de hukuki boyutu hakkında BursaMuhalif Gazetesi olarak Avukat Baran Kaya ile konuştuk. 

Türkiye’de bant genişliği hakkında yasal bir düzenleme var mı? Yasal bir zeminde mi iktidar bu kararı alabiliyor?

Bant genişliğini tarif edersek o bir kapı, bir internet sitesinin giriş kapısı gibi düşünün. Onun genişliğini gösteriyor, yani bu kapı ne kadar geniş olursa insanlar o kadar hızlı, o siteye girebiliyor ama kapı daraldıysa giriş zorlaşıyor. Mesela; patlamanın yaşandığı gece gibi, bant genişliği daraltılarak internet sitelerinin girişi zorlaştırıldı. 

Normalde bizim hukukumuzda bununla ilgili bazı düzenlemeler var. BTK’nın bant genişliğini daraltabiledeceği bazı durumlar hukuken mümkün. Bununla ilgili olarak ya kanuni şartları taşıdığında cumhurbaşkanlığı tarafından talep edilecek ya da bir diğer hukuk yönüyle bir tür cezalandırma gibi kullanılarak yapılacak. 

'Nasıl' derseniz, sosyal medya sağlayıcılarının bazı kanuni yükümlülükleri var. Bu kanuni yükümlülüklerini yerine getirmediklerinde, BTK bant genişliğini daraltabiliyor. Mesela; Türkiye'de şube açmaları gerekirken açmazlarsa ve açmamak da ısrar ederlerse, belli vadelerde BTK’nın uyarıları sonucunda git gide bant daraltılabiliyor. Yüzde 100’e kadar daraltılabilir. Yani bu şu demek, artık bir erişim engelleme kararı olmasa da o siteye giriş imkansız hale gelmiştir. 

Ya da şöyle olabiliyor, son süreçte dezenformasyon yasasıyla beraber savcılardan bilgi talebi geldiğinde, sosyal medya sağlayıcıları istenilen bilgileri vermekle yükümlüler. Bu bilgilere cevap vermekle yükümlüler ve bu bilgilere cevap vermezlerse ceza olarak bant genişlikleri daraltılabilir. Aslında bu, sosyal medya sitelerine karşı cezai bir yaptırım.

“Bu sitelere girişi imkansız hale getirmek aslında yalan bilginin kalıcı hale gelmesini sağlamakla eşdeğer”

Peki, patlamanın yaşandığı gün bu iki durumdan biri oluşmuş muydu?

Geçtiğimiz gün ise böyle bir cezai yaptırım durumu oluşmadan, BTK kendi kendine dezenformasyon olduğu iddiasıyla aldığı kararla ve bazı kortlarda % 90’a varan, bazılarında yüzde 75, yüzde 50’ye varan bant daraltması uyguladı. Ne oldu? Kapıyı yüzde 90 daralttı ve böylece orada açık kalan yüzde 10’dan 1 milyon kişi siteye girmeye çalıştı. Tamamen erişimi engellemedi, bir engelleme kararı yok ama yüzde 90 daraltınca kimse bu internet sitelerine erişemedi.

Hukuki bir gerekçe olmadan yaptılar. İki temel sebepten de hukuka aykırı. Birincisi, dayanak hukuka uygun değil, bir haberin dezenformasyon olduğu iddiasıyla bant genişliği daraltılamaz. 

İkincisi de ileri sürdükleri amaç doğru değil. Dediler ki, “Dezenformasyonu azaltmak için yapıyoruz” ama zaten bant genişliği daraltılana kadar bir sürü yalan bilgi ortaya atıldı. Daha önce, İstiklal Caddesi’nde yaşanan patlamanın görüntüleri yeniden dolaşıma sokuldu. Zafer Partili Adem Taşkaya tarafından, bir avukat ‘o yaptı’ denilerek hedef gösterildi. Sosyal medyada ya da başka bir yerde bunun düzeltilmesine imkan tanımadan, hatalı bilgi dolaşımda iken insanların aklında en son bu hatalı bilgiler kalmışken, bu sitelere girişi imkansız hale getirmek aslında yalan bilginin kalıcı hale gelmesini sağlamakla eşdeğer. Burada aslında yaşanan buydu. Dolayısıyla BTK’nın ileri sürdüğü amaç da doğru değil, yani amaç da hukuka uygun değil, gerçekleşmiş bir amaç değil ve amaca dönük bir önlem de değil. 

Bu iki bakımdan da hukuka aykırı. Birincisi dayanağı, bu sitelere girişi 'dezenformasyon var’ diye engelleyemezsin ya da bant genişliğini daraltamazsın. İkincisi zaten hatalı bilgiler yayılmışken ‘dezenformasyonu engellemek için yapıyorum’ diyemezsin, zaten amacına da uygun düşmüyor. 

Yapılan kısıtlamalar neye yol açıyor, bant genişliğinin daraltılması ne tür hak ihlallerini beraberinde getiriyor?

Kişilerin haber alma hakları da kendini ifade etme özgürlükleri de ellerinden alınmış oldu. Bunların ikisi de iki ayrı suç tipine işaret ediyor. Birisi ifade özgürlüğünü engelleme suçu, diğeri görevi kötüye kullanma suçu. BTK görevi kötüye kullanmıştır diyebiliriz açıkça. 

Nur Derya

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
BursaMuhalif.com En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.