Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, çocuğunu özel okula göndermesi ile ilgili Yeni Yol Grubu Başkanvekili Selçuk Özdağ'ın soru önergesini "Tercih özgürlüğü" diye savundu. Bakanların da her vatandaş gibi çocuklarını istedikleri okula gönderme hakkına sahip olduğunu söyleyen Tekin, özel okulların varlığının eğitimin niteliğini ve fırsat eşitliğini artırmaya katkı sağladığını öne sürmüştü.
O zaman sormak gerek bakana, kendi çocuğunu özel okula göndermek tercih özgürlüğün oluyorsa yoksulların çocuğunu imam hatiplere mecbur bırakman neyin özgürlüğü oluyor?
AKP’li yıllarda devletin her kademesi gerici politikalarla daha da geri götürülürken bir yapboz tahtasına dönen eğitimin durumu içler acısı. 4+4+4 ile başlayan köleleştirme, bugün MESEM ve İmam Hatip okulları ile iyice rayından çıktı. Sermayeye ucuz işçi yaratmak için okul çağındaki çocukların 4 gün çalışıp 1 gün okula gitmesiyle övünenlerin aslında sermayeye sundukları ucuz emekle övünmesi bu.
Bugün burjuva siyasetçiler çocuklarının özel okullarda hatta yurt dışında eğitim görmesi için uğraşırken o süsleyip övdükleri İmam Hatip okullarına, MESEM’lere yoksul halkın çocuklarının gitmesini istiyor. Bu okullar allayıp pulladığınız gibiyse neden kendi çocuklarınızı, torunlarınızı göndermiyorsunuz? Kendileri de çok iyi biliyor buralarda verilen eğitimin eğitim olmadığını. Yanlış anlaşılmasın, burada emek veren öğretmenlere değil bu söylediğimiz. AKP’li yıllarda ortaya çıkan eğitim politikalarının eğitimle uzaktan yakından ilgisinin olmaması, devlet okullarının her geçen gün niteliksiz hale getirilmesi ve bunun alternatifi olarak özel okulların yüceltilmesi politikalarının sonucu eğitim verilemiyor. Hoş, onlar için eğitimden ziyade fabrikada çalışacak ucuz emek elzem olduğu ve düşünmeyen, sorgulamayan gençlik gerektiği için bu allamalar pullamalar.
Türkiye, ucuz emek ülkesi oldu ve bununla övünüyorlar. MESEM’lerle çocuklar devlet eliyle işçiliğe teşvik ediliyor. Ama bu tablonun bir de acı yüzü var. İSİG raporunda yer alıyor bu. 2025 yılının Kasım ayına kadar en az 83 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Onlarcası yaralandı ve tabii bunlar tespit edilebilenler yalnızca. İktidar milletvekilleri bu tablo karşısında 'MESEM’lerde yaşanan ölümleri suiistimal etmeyin,' diyor. Sizlerin çocukları için özel okullar, kolejler tercih meselesi oluyorken yoksul-emekçi halkın çocukları için nitelikli eğitim görmek tercih meselesi olamıyor değil mi?
Bir kez daha sormak gerekir Bakan ama görmek istemeyene: Yoksulların çocuğunu imam hatiplere mecbur bırakmanız neyin özgürlüğü oluyor?
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uğur Ökdemir
Bakan'a sormak gerek yoksulların çocuğunu imam hatiplere mecbur bırakman neyin özgürlüğü oluyor?
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, çocuğunu özel okula göndermesi ile ilgili Yeni Yol Grubu Başkanvekili Selçuk Özdağ'ın soru önergesini "Tercih özgürlüğü" diye savundu. Bakanların da her vatandaş gibi çocuklarını istedikleri okula gönderme hakkına sahip olduğunu söyleyen Tekin, özel okulların varlığının eğitimin niteliğini ve fırsat eşitliğini artırmaya katkı sağladığını öne sürmüştü.
O zaman sormak gerek bakana, kendi çocuğunu özel okula göndermek tercih özgürlüğün oluyorsa yoksulların çocuğunu imam hatiplere mecbur bırakman neyin özgürlüğü oluyor?
AKP’li yıllarda devletin her kademesi gerici politikalarla daha da geri götürülürken bir yapboz tahtasına dönen eğitimin durumu içler acısı. 4+4+4 ile başlayan köleleştirme, bugün MESEM ve İmam Hatip okulları ile iyice rayından çıktı. Sermayeye ucuz işçi yaratmak için okul çağındaki çocukların 4 gün çalışıp 1 gün okula gitmesiyle övünenlerin aslında sermayeye sundukları ucuz emekle övünmesi bu.
Bugün burjuva siyasetçiler çocuklarının özel okullarda hatta yurt dışında eğitim görmesi için uğraşırken o süsleyip övdükleri İmam Hatip okullarına, MESEM’lere yoksul halkın çocuklarının gitmesini istiyor. Bu okullar allayıp pulladığınız gibiyse neden kendi çocuklarınızı, torunlarınızı göndermiyorsunuz? Kendileri de çok iyi biliyor buralarda verilen eğitimin eğitim olmadığını. Yanlış anlaşılmasın, burada emek veren öğretmenlere değil bu söylediğimiz. AKP’li yıllarda ortaya çıkan eğitim politikalarının eğitimle uzaktan yakından ilgisinin olmaması, devlet okullarının her geçen gün niteliksiz hale getirilmesi ve bunun alternatifi olarak özel okulların yüceltilmesi politikalarının sonucu eğitim verilemiyor. Hoş, onlar için eğitimden ziyade fabrikada çalışacak ucuz emek elzem olduğu ve düşünmeyen, sorgulamayan gençlik gerektiği için bu allamalar pullamalar.
Türkiye, ucuz emek ülkesi oldu ve bununla övünüyorlar. MESEM’lerle çocuklar devlet eliyle işçiliğe teşvik ediliyor. Ama bu tablonun bir de acı yüzü var. İSİG raporunda yer alıyor bu. 2025 yılının Kasım ayına kadar en az 83 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Onlarcası yaralandı ve tabii bunlar tespit edilebilenler yalnızca. İktidar milletvekilleri bu tablo karşısında 'MESEM’lerde yaşanan ölümleri suiistimal etmeyin,' diyor. Sizlerin çocukları için özel okullar, kolejler tercih meselesi oluyorken yoksul-emekçi halkın çocukları için nitelikli eğitim görmek tercih meselesi olamıyor değil mi?
Bir kez daha sormak gerekir Bakan ama görmek istemeyene: Yoksulların çocuğunu imam hatiplere mecbur bırakmanız neyin özgürlüğü oluyor?