Bursa’nın işçi duraklarında konuştuğumuz metalden gıdaya farklı iş kollarından işçiler, yaklaşan asgari ücret görüşmeleri ve süren toplu sözleşme süreçlerine aynı ortak noktadan bakıyor: Birlik olmadıkça hem ücret pazarlığında hem de ülkedeki siyasal atmosferde söz hakkı işçiye düşmüyor. Gece vardiyasına giden işçiler, derinleşen yoksulluğa, güvencesizliğe ve baskı ortamına dikkat çekerken “Geçim de demokrasi de ancak birlik olursak değişir” diyerek hem ekonomik hem siyasal gidişata dair kaygılarını anlattı.
Çözüm süreci konuşuluyor destekleyen de var karşı çıkan da ama ben samimi olunduğunu düşünmüyorum diyen Beyçelik işçisi, “Sonuçta Erdoğan kendisine rakip gördüğü herkesi içeri atıyor. İmamoğlu neden içeride şimdi ben de çok şey söylemek istiyorum ama korkuyorum açıkçası başıma bir iş gelir diye. Mansur Yavaş aday olsa onu da içeri atar, bu hükümetin gitmesi lazım ama seçim bile yaptırmayabilir. Bunların yaşandığı yerde çözüm sürecine benim inancım yok” dedi.
Ekonomik durumumuz da ortada ben emekliyim halen çalışıyorum eşim de emekli bir sene daha çalışıp işi bırakacağım artık yeter diyen işçi, yurt dışında emekli olanlar gelip burada rahatça tatil yapabiliyor ben de köyüme gidebiliyorum diyerek durumunu özetledi.
Geçinemediklerini belirten yemek sanayinde çalışan kadın işçi, “Asgari ücretin biraz üstünde alıyorum ama asgari ücrette çalışanlar da var. Aldığımız ücret yetmiyor. Bu duruma alıştık sanki aslında alışmamız gerekiyor. Asgari ücretle çalışıyorsun ve kiradasın nasıl yetecek bu ücret. Dört kişilik bir ailede 4 kişinin de çalışması gerekiyor ki insanca yaşayabilsin. Okuyanın okumaması gerekiyor bu şartlarda tek kişinin çalışmasıyla geçim olmaz. Ev kirası, mutfak masrafı, çocukların masrafları, faturalar hepsini düşününce asgari ücret neye yetecek ki. 30 bin olsun diyorlar olsa ne olacak ki 15 bin lira kira verilen yerde hangi hesap tutar. Bu gidişat düzelir mi benim umudum yok çünkü bizde bir birlik yok. Olmayınca herkes kendini düşünüyor günü kurtarmayı düşünüyor. Biz eğer birlik olursa o zaman bu dediklerimiz değişir” dedi.
Biz birleşik bir mücadele yapamadığımız sürece hep ezilen biz oluyoruz diyen Renault işçisi, “İktidardan şikayetçisin birlik yok, fabrikada sendikadan rahatsızsın yine birlik yok o zaman onların dediği oluyor. Yüzde 35 zamla masaya oturuldu ama bunu sendika belirlemedi ki ülkenin konjektörü belirliyor. Alıştık artık bunlara. Asgari ücrete verilecek zam bizim süreci de belirleyecek aslında tüm iş kollarını belirleyecek. Asgari ne demek bunun altında ücret veremezsin di mi mantıken bir kere bu kavramın ortadan kalkması lazım. Koca ülkede sadece gündem bu olabilir mi. Ülkenin neredeyse yarısı asgari ücretle çalışıyor böyle bir şey olabilir mi?” diye sordu.
Bizde bir mücadele geleneği var her 10 yılda bir ayaklanıyoruz bir şeyler elde ediyoruz sonra tekrar başa sarıyoruz diyen bir başka Renault işçisi, “22 senedir bu fabrikada çalışıyorum. İnsanlar ses çıkarmıyor aman benim borcum var benim şu korkum var yeter ya korka korka ne hale geldik. İnsanlarda bir bencillik oluştu günü kurtarayım aman bana dokunmasınlar. Tamam bugün dokunmazlar ama yarın dokunacaklar nereye kadar bu böyle gidecek. Özgürce toplu sözleşme yapamıyoruz. Sendika bir yerden patron bir yerden hükümet bir yerden. Bu dedikleri demokrasi bizim için hiç iyi değil. Elitler kendilerini düşünüyor işçiyi düşünen yok ama günün sonunda bu ülkede demokrasi var oluyor. Toplu sözleşmenizi siz yapıyorsunuz oluyor. Gerçekten öyle mi değil. Ya bir partiye oy veriyorsun o parti de milletvekili atıyor sana hepsi bu ne senin derdine derman oluyor ne seni temsil ediyor bunun adı da demokrasi oluyor. Seçilmişleri seçiyoruz bu sendika seçimlerinde de böyle. Her şey sermayenin elinde oluğu için bu oyunlar bitmiyor” dedi.
Öz Çelik İş’in yetkili olduğu Maysan Mando işçisi ise şunları söyledi; “Asgari ücreti yine kendilerinin belirlediği şekliyle olacak bir gecede bitiriyorlar her şeyi. Bizi mesela yüzde 20’ye alıştırmaya çalışıyorlar. Ses çıkmazsa bu dedikleri olacak. 14 senedir burada çalışıyorum. Metal Fırtına’da da fabrikadaydım. O zaman bir takım iyileştirme yapıldı şimdi başa sardık. Bir maaş alan biri ailesini geçindiremez ben mesela bekarım ben bile zor geçiniyorum evim kira değil bir de. Evli adam nasıl geçinecek. Biz asgari ücretin üstünde alıyoruz ona rağmen bunu diyorsak asgari ücret alan biri nasıl geçinecek her şey ortada daha bir şey demeye gerek var mı.”
Uğur Ökdemir