Dosyamızın dördüncü konuğu Türkiye Komünist Partisi (TKP) Bursa İl Başkanı Samet Topsever.
TKP kendi hattında kendi mücadelesini örecektir diyen Topsever, "Biz kendi 1 Mayıs'ımızı yapacaktık son sürece kadar da böyleydi aslında. Bununla ilgili de 2 ay öncesinden Kartal meydanı için başvuru yapıldı. Fakat 19 Mart sonrası vatandaşın genel oy hakkına sahip çıkması, kitlenin alanları doldurmasıyla beraber tabi her hareket gibi TKP Bursa'da Bursa dinamikleri içerisinde bir yer tuttu ve daha da serpildi. Biz de Merkez Komitesi ile görüşerek bu sene Bursa'da 1 Mayıs katılma kararı aldığımızı belirttik ve 1 Mayıs'ta Bursa'dayız" dedi.
Türkiye Komünist Partisi olarak sınıf vurgusunun öne çıkmasına azami dikkat ediyoruz ifadelerini kullanan Topsever, "Bizim sendikalarla yaptığımız toplantıda vurguladığımız üç madde vardı. O üç maddeden birisi herhangi bir siyasi parti temsilcisi, milletvekili, belediye başkanı 1 Mayıs kürsüsünde çıkıp söz almayacak. Orası işçilerindir. Direnişteki işçiler, sendika temsilcileri, emek örgütlerinin temsilcileri 1 Mayıs'a sınıf mücadelesine dair vurgu yapmalılar. Çünkü burası kimsenin cumhurbaşkanlığı propagandası yapacağı, kendi siyasal ajandasının dayatacağı yer değildir. Sınıf mücadelesi ve işçi sınıfının hedefleri doğrultusunda propagandanın, ajitasyonun çağrının yapılacağı kürsülerdir. Sınıfın olmalıdır. Türkiye Komünist Partisi olarak elimizden geldiğince sınıf vurgusunu 1 Mayıslarda öne çıkartacağımız bir hat istiyoruz. Tabi Bursa'da da 19 Mart sürecinden sonra sadece Cumhuriyet Halk Partisi'nin değil birçok siyasi partiye oy veren ve örgütsüz binlerce insanımız alanlardaydı. Bu çok kıymetliydi. O enerjinin Bursa'da 1 Mayıs meydanına taşınması bu açıdan kıymetli. TKP'de bunun için elinden geleni yapacaktır" dedi.
Öğrenci işçidir imgesi önemli olduğunu vurgulayan Topsever, "Çünkü alana çıkan gençlerin, öğrencilerin bir çoğu bir yerlerde çalışıyor. Bu insanların 1 Mayıs'a kendi taleplerle gelmesi önemli. Mühendislik okuyan çocuk üniversitedeki piyasalaştırma neticesinde okulun tahsilini yürütemiyor. İmkanları kısıtlı. İşte yurt problemi var. Devlet ise alanı tarikatlara ve gericiliğe açıyor. Devletin kamusal görevi olan öğrencileri barındırma görevini kasıtlı şekilde yerine getirmiyor. Ve doğal olarak tarikat evlerine gençleri mecbur bırakmaya uğraşıyor. Anayasal haklarını kullandığı için işinden atılan işçiler var. İşte Bursa'da dibimizde, Kemalpaşa'da Eker işçileri var. Örgütlenmenin üzerinde büyük bir baskı var. Sendikalara üye sayıları memlekette düşüyor. Hayat pahalılığı her geçen gün artıyor. Çok basit taleplerimizi dile getirdiğimiz zaman dahi patronlar fişliyor" ifadelerini kullandı.
AKP patronlara karşı büyük hizmet veriyor diyen Topsever, "Grevler yasaklanıyor, basın açıklaması yasak, sokağa çıkmak yasak, her şey yasak. Türkiye Komünist Partisi aydınlanma mücadelesini kıymetli görüyor. Bugün siyasal İslam iktidarda, siyasal İslamcı bir iktidar var. Çok büyük baskı var toplumun üstünde ve gericileşme dalgası var. Gericileşme dalgasını kapitalizminin ihtiyaçlarından ayıramayacağımızı düşünüyoruz. Sadaka zihniyetiyle, dilenci zihniyetiyle, birilerinin yardım ettiği, vakıfların 3 kuruş para atıp susturduğu, şükrettirdiği bir biat toplumunu örgütlemeye çalışıyorlar. Bu noktada tarikatların önlerini açıyorlar, gericiliğin önü açılıyor. Ama bu memleketin başka bir tarafı daha var, başka bir damarı daha var alanlara çıkan, sokaklara çıkan" dedi.
Bizim en temel talebimiz özgürce örgütlenme hakkı olmalı olduğunu belirten Topsever, "Yurttaşların geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığına karşı talepleri olmalıdır. Kamusal eğitim, bilimsel eğitim talepleri olmalıdır. 1 Mayıs'ın aslında çerçevesini çizmesi gereken şeyler budur. TKP'de kendi sloganlarıyle, memlekete sahip çıkmak temalı sloganlarında ve altını doldurduğu tüm sloganlarla taleplerini haykıracaktır. Yani o belediye başkanının, bu milletvekilinin değil, tam olarak toplumun tüm damarlarının temsil edilmesi gerektiği 1 Mayıs olması kanaatindeyiz" dedi.
Uğur Ökdemir
Kaynak: Haber Merkezi