Bursa’da bir okulda müdürün laiklik karşıtı açıklamaları üzerine tepkiler devam ediyor. Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şubesi “Laiklik; demokrasinin olmazsa olmazı ve Cumhuriyet Kubbemiz’in kilit taşı, ulusal birliğimizin, iç barışımızın ve bilimsel gelişmemizin en önemli güvencesidir, gözümüz gibi korunmalıdır” diyerek basın açıklaması düzenledi.
“Bursa'da bulunan bir devlet okulu müdürünün, içerisinde suç unsurları bulunduran, anayasaya ve kanunlarımıza aykırı açıklamalarını öğrenmiş bulunmaktayız. Mezkur şahıs, açıklamalarında “başını örtemeyen öğrencilere” biz karışırız demekle, Türk Ceza Kanununda düzenlenen Görevi Kötüye Kullanma suçu dahil birden fazla suçu işlemekle kalmamış, devrim kanunlarımıza da açıkça muhalefet etmiştir.” denilen açıklamada Anayasanın 42. Maddesini hatırlatarak “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır” ifadeleri kullanıldı.
Ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 122. Maddesinin ırk, devlet, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefrete dayalı ayrımcılığı suç saydığını da hatırlatan Atatürkçü Düşünce Derneği, söz konusu okul müdürünün tabii olduğu tüm hukuksal düzenlemeleri çiğnemekle kalmadığını aynı zamanda gelişme çağında bulunan çocukların psikolojik gelişimine ağır darbeler vurduğunu ilgili videoda kayıt altına alınan sözleriyle açık ettiğini de belirtti.
“Öğretmenlerimiz, laik düzene, Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı çağdaş beyinler yetiştirmekle görevlidir.” ifadeleri kullanılan açıklamada bir devlet memurunun, Anayasal düzene, hele hele çocuklarınh üstün yararını çiğneyerek isyan bayrağı açmasının, kabul edilemez bir durum olduğuna da değinildi.
“Çok büyük bedeller ödeyerek Dünya tarihinde eşi benzeri görülmeyen şanlı Cumhuriyetimizin yapı taşlarını oluşturan kuruluş ilkelerine, yasalara ve esaslara açıktan meydan okumak bir kamu görevlisinin haddi değildir.” Sözlerine de yer verilen şu şekilde son buldu; “Atatürk’ün “Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür bağımsız, şanlı yüksek bir topluluk halinde yaşatır, ya da esaret ve sefalete terk eder.” sözleriyle yaşamsal önemine işaret ettiği Bilimsel Eğitim Sistemiyeniden hayat bulmadan, Aydınlanma Devrimleri yeniden devletin temeline yerleştirilmeden, Cumhuriyet kuruluş ayarlarına dönmeden hiçbir sorunumuzu aşamayacağımız artık anlaşılmalıdır.”
Haber Merkezi