Bursa, 26 Temmuz günü başlayan iki büyük yangınla yeşilini kaybetti. Gürsu’da Katırlı Dağları’nda, Harmancık’ta ise Uludağ’da meydana gelen yangınların söndürme çalışmalarında ekipler araçlarıyla, halk ise elinde ne varsa onunla sahada mücadele etti.
Yangınların söndürülmesinde gönüllü olarak çalışan yurttaşlar, yaşadıklarını anlattı.
Bir alanı soğuttuktan sonra diğer tarafa geçtiklerini, günlerce böyle çalıştıklarını anlatan bir gönüllü, “Soğutma yaparken bize uyarı geldi, ‘alanı boşaltın’ diye. Yangın üzerinize doğru geliyor dediler. O an yangını söndürmek için uğraşırken her şeyi unutuyorsun. Orman işçilerinin hayatları bir ipe bağlı, yaşamları bir ipin ucunda, onu gördüm. İlk günlerde koordinasyon eksikliği, iletişim sorunları ve lojistik sıkıntısı çektik. Gürsu’daki yangına gittiğimizde tam bir kaos vardı. Köylüler yangın bölgesine girip söndürmeye yardımcı olurken, ilk etapta biz gönüllüleri almadılar. Can güvenliğinden dolayı dediler, ama köylünün can güvenliği yok muydu?” diye sordu.
Yangın sonrası sosyal medyada oluşan bilgi kirliliğinin işleri daha da zora soktuğunu ifade eden başka bir gönüllü ise şöyle konuştu:
“Çok fazla su ve yiyecek geldi ama bunların koordinasyonu yoktu. İnsanlar yola çıkınca bu sefer ekiplerin çalışmaları zora girdi. Alana ulaşmada sıkıntı yaşandı. İnsanlar yardım konusunda iyi bir aksiyon alıyor ama bunu koordine etme noktasında büyük sıkıntı yaşıyoruz.”
Birçok canlının öldüğünü vurgulayan başka bir gönüllü de şöyle konuştu:
“Siyaset yapanlar oluyordu. Bu durum daha da üzücü aslında. Dertleri yangını söndürmek mi, yoksa siyaset mi? Bazı şeyler siyaset üstü tutulmalı. İnsanlar kendi elleriyle doğayı yok ediyor. Yangın sonrası hemen ‘fidan dikelim’ paylaşımları yapıldı, ama bir bırakın doğa bir kendine gelsin.”
Kaynak: Haber Merkezi