Efsanevi Anadolu Rock grubu Moğollar'ın ‘Umut Yolunu Bulur’ albümünü hatırladım geçen gün. İnsanın özellikle bir şarkıyı ya da bir sesi dinlemeye ihtiyacı oluyor sanırım bazen… Özellikle o şarkı ya da sesi hatırlıyorsun bir anda. Öyle bir an gelişti ve kendimi bu albümü, bu albümde de tek bir şarkıyı tekrar tekrar dinlerken buldum. Moğollar grubu değerli pek çok müzisyenin bir araya gelerek oluşturduğu şampiyonlar ligi gibi bir dev kadro. 1967 yılında kurulan grup, zaman içinde başarılı çalışmalar, ortaklıklar, ayrılıklar yaşamış ve sonunda dağılmışsa da, o kara Madımak olayından sadece 2 ay önce Cemal Reşit Rey salonunda verdikleri konserle geri döndü. Grubun öne çıkan ismi Cahit Berkay olsa da normal olarak, aslında enstrümanına çok hakim, Taner Öngür ve nasıl olduysa bir konserde henüz küçük bir kızken yanına yaklaşıp tanışabilir miyiz diye elimi uzattığım ve bir çocuk şefkatiyle karşılık bulduğum -huzurla uyusun- sevgili Engin Yörükoğlu Moğollar grubunun efsane isimleridir. Öyle bir grup ki Türk Rock müziğinin, Türk pop müziğinin (bugün maruz kaldığımıza müzik diyemeyiz, bir garip gürültü olsa olsa) öncü grupları, sesleri ile çalıştılar. Barış Manço, Selda Bağcan ve bir dönem grubun üyesi olan kıymetlimiz Cem Karaca… Grubun günümüzdeki bir diğer üyesi Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca’yı gruba dahil olduktan birkaç yıl sonra yani yıllar önce Bursa’da verdikleri bir konserde dinlemiştim. Elbette evlatlar böyle babaların mirasıyla yarışamıyor ama hakkını teslim etmek gerekir, başarılıydı. Moğollar’ı sadece bir müzik grubu olarak görmek, yaptıkları müziğin amacını anlamamak, eksik dinlemek olurdu. Moğollar insandan yana, yaşamdan yana bir tutumun da temsilcisi. Grup yeniden bir araya geldikten kısa bir süre sonra yaşanan Madımak katliamı, ülkenin vicdanlı insanlarının yüreğinde hala taze bir ateşken ‘Issızlığın Ortasında’ şarkısıyla, ölümsüz bir saygı duruşunda bulunan grup, bu olayı belleklerimizde daima taze tutacak bir ses verdi bu acıya. Sadece bu değil! ‘Umut Yolunu Bulur’ albümünde, yazının başında söylediğim o tekrar tekrar dinlediğim enstrümantal şarkı örneğin; Uğur Mumcu Anısına… Sanatçı ruhlu insanlar; böyle büyük kayıpların, böylesine derin acıların yasını bu yolla tutar. Acıyı hatırda tutmak, kendi içinde vedalaşmak ama en çok da bir daha yaşanmasın diye hafızalardaki tazeliğini korumak için tutulan yüce ruhlu bir yas… Yas sadece kaybedilen bir can için tutulmaz; bir umudun, bir ihtimalin de yası tutulur çünkü. Farklı olabilecek bir geleceğin sayısız ihtimalleri… Madımak ülkemizde, bireysel olarak hayatlarımızda, toplum hafızasında neleri etkiledi? Uğur Mumcu gibi aydınlar katledilmeseydi, söyledikleri dikkate alınsaydı bu güne kadar yaşananlar yaşanır mıydı? Onların ileri görüşlü sözleri devleti ve toplumu nasıl değiştirirdi? Türkiye’nin o karanlık döneminin elimizden aldığı sayısız aydın, müzisyen, umut dolu gençlerle yitip giden umutlarımız. Çocukluğumun o kapkara haberleri, yanan alevleri, dehşet saçan gözleri gördüğümde duyduğum korku… Hala tek bir kıvılcımla yaşanabilecek katliamlar, faili -bize- meçhuller… Albümün adı ‘Umut yolunu bulur!’ Umudun da yası tutulur.
Umudun anısına…
Günnur Ekşi Ataokay
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Günnur Ekşi Ataokay
Umudun da yası tutulur…
Efsanevi Anadolu Rock grubu Moğollar'ın ‘Umut Yolunu Bulur’ albümünü hatırladım geçen gün.
İnsanın özellikle bir şarkıyı ya da bir sesi dinlemeye ihtiyacı oluyor sanırım bazen…
Özellikle o şarkı ya da sesi hatırlıyorsun bir anda.
Öyle bir an gelişti ve kendimi bu albümü, bu albümde de tek bir şarkıyı tekrar tekrar dinlerken buldum.
Moğollar grubu değerli pek çok müzisyenin bir araya gelerek oluşturduğu şampiyonlar ligi gibi bir dev kadro.
1967 yılında kurulan grup, zaman içinde başarılı çalışmalar, ortaklıklar, ayrılıklar yaşamış ve sonunda dağılmışsa da, o kara Madımak olayından sadece 2 ay önce Cemal Reşit Rey salonunda verdikleri konserle geri döndü.
Grubun öne çıkan ismi Cahit Berkay olsa da normal olarak, aslında enstrümanına çok hakim, Taner Öngür ve nasıl olduysa bir konserde henüz küçük bir kızken yanına yaklaşıp tanışabilir miyiz diye elimi uzattığım ve bir çocuk şefkatiyle karşılık bulduğum -huzurla uyusun- sevgili Engin Yörükoğlu Moğollar grubunun efsane isimleridir.
Öyle bir grup ki Türk Rock müziğinin, Türk pop müziğinin (bugün maruz kaldığımıza müzik diyemeyiz, bir garip gürültü olsa olsa) öncü grupları, sesleri ile çalıştılar.
Barış Manço, Selda Bağcan ve bir dönem grubun üyesi olan kıymetlimiz Cem Karaca…
Grubun günümüzdeki bir diğer üyesi Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca’yı gruba dahil olduktan birkaç yıl sonra yani yıllar önce Bursa’da verdikleri bir konserde dinlemiştim.
Elbette evlatlar böyle babaların mirasıyla yarışamıyor ama hakkını teslim etmek gerekir, başarılıydı.
Moğollar’ı sadece bir müzik grubu olarak görmek, yaptıkları müziğin amacını anlamamak, eksik dinlemek olurdu.
Moğollar insandan yana, yaşamdan yana bir tutumun da temsilcisi.
Grup yeniden bir araya geldikten kısa bir süre sonra yaşanan Madımak katliamı, ülkenin vicdanlı insanlarının yüreğinde hala taze bir ateşken ‘Issızlığın Ortasında’ şarkısıyla, ölümsüz bir saygı duruşunda bulunan grup, bu olayı belleklerimizde daima taze tutacak bir ses verdi bu acıya.
Sadece bu değil!
‘Umut Yolunu Bulur’ albümünde, yazının başında söylediğim o tekrar tekrar dinlediğim enstrümantal şarkı örneğin; Uğur Mumcu Anısına…
Sanatçı ruhlu insanlar; böyle büyük kayıpların, böylesine derin acıların yasını bu yolla tutar.
Acıyı hatırda tutmak, kendi içinde vedalaşmak ama en çok da bir daha yaşanmasın diye hafızalardaki tazeliğini korumak için tutulan yüce ruhlu bir yas…
Yas sadece kaybedilen bir can için tutulmaz; bir umudun, bir ihtimalin de yası tutulur çünkü.
Farklı olabilecek bir geleceğin sayısız ihtimalleri…
Madımak ülkemizde, bireysel olarak hayatlarımızda, toplum hafızasında neleri etkiledi?
Uğur Mumcu gibi aydınlar katledilmeseydi, söyledikleri dikkate alınsaydı bu güne kadar yaşananlar yaşanır mıydı?
Onların ileri görüşlü sözleri devleti ve toplumu nasıl değiştirirdi?
Türkiye’nin o karanlık döneminin elimizden aldığı sayısız aydın, müzisyen, umut dolu gençlerle yitip giden umutlarımız.
Çocukluğumun o kapkara haberleri, yanan alevleri, dehşet saçan gözleri gördüğümde duyduğum korku…
Hala tek bir kıvılcımla yaşanabilecek katliamlar, faili -bize- meçhuller…
Albümün adı ‘Umut yolunu bulur!’
Umudun da yası tutulur.
Umudun anısına…
Günnur Ekşi Ataokay