Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Özgür Özel: Erdoğan partiye kayyımı tehdit unsuru yaparak bana rüşvet teklif ediyor!

İmamoğlu'nun tutukluluğunun 100'üncü gününde CHP lideri Özel, demokrasi ve adaletin 100. KARA gününde “100 KARASI” toplantısı düzenledi. Toplantıda, "Erdoğan bana rüşvet teklif ediyor!" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 01.07.2025 15:52
Haber Güncellenme Tarihi: 01.07.2025 15:55
Kaynak: Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Özgür Özel: Erdoğan partiye kayyımı tehdit unsuru yaparak bana rüşvet teklif ediyor!

İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun üniversitesi diploması 18 Mart'ta iptal edildi. İmamoğlu, 19 Mart'ta sabaha karşı evinden gözaltına alınarak Cumhurbaşkanı adayı olduğu 23 Mart'ta tutuklandı.

İmamoğlu'nun tutuklanmasından bu yana 100 gün geçti.Öte yandan İmamoğlu'nun tutuklanmasının 100. gününde de İzmir'de CHP'ye operasyon düzenlendi. Eski Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da gözaltına alındı.

Özgür Özel, 100'üncü gün nedeniyle bugünkü miting İBB binasının bulunduğu Saraçhane'de yapılacak. Miting öncesi ise demokrasi ve adaletin 100. KARA gününde “100 KARASI” toplantısı düzenliyor. Toplantıda İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu ve İBB tutuklularının yakınları da yer aldı.

Toplantı Mansur Yavaş'ın mesajı ile başladı. Viyana'daki Dünya Kentler Zirvesi Belediye Başkanları Forumu'nda olması sebebiyle ABB Başkanı Mansur Yavaş, toplantıya videolu mesaj gönderdi. Yavaş, şunları ifade etti: "Ne yazık ki bugün burada halkın oylarıyla seçilmiş bir Büyükşehir Belediye Başkanının Ekrem Başkanımızın 100 gündür özgürlüğünden mahrum bırakıldığı bir ülkenin gerçeğiyle yüz yüzeyiz.
Üstelik ortada hala bir iddianame dahi yok. Delil yok ama özgürlük de yok. Sadece Ekrem Başkanımız mı? Halkın oylarıyla seçilmiş 10 belediye başkanımız daha cezaevinde. Hepsinin ortak suçu halkın iradesiyle görev başına gelmeleri. Bizleri ekran başında izleyenler, salonda dinleyenler şunu unutmayalım. Biz hiçbirimiz yargılanmaktan kaçmıyoruz. Çünkü halkın huzuruna nasıl alnımız ak, başımız dik çıkıyorsak hukukun önünde de aynı duruşta durmaktan çekinmeyiz.

Üstelik dokunulmazlığımız da yok. Varsa bir suçumuz elbette yargılayın. Ama unutulmasın ki hukukun evrensel ilkelerine göre tutukluluk bir istisnadır. Esas olan tutuksuz yargılanmadır. Bunu söylemekten hukukun evrensel ilkelerini hatırlatmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz bu ülkede adaletin terazisini yeniden kurmaya ant içtik. Bugün İstanbul'dan ses yükseltiyoruz. Yarın Erzurum'dan, Diyarbakır'dan, Edirne'den, Van'dan, Ankara'dan yükselteceğiz bu sesi. Çünkü talebimiz belli. Hak, hukuk ve adalet."

Özgür Özel: Halkın egemenliğine pusuların kurulduğu bir süreç

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasına "bugün önemli bir günde iki önemli buluşma için İstanbul'dayız" diyerek başladı:

Meclis grup toplantımızın olduğu gün ve saatte burada sizlerle birlikte akşam da her şeyin başladığı yerde, her şeyin başladığı saatte 20.30'da hep birlikte Saraçhane'deyiz. Bir büyük adaletsizliğin karşısında, bir demokrasi utancının tam ortasında mücadelemizle dimdik durmak için, hatırlamak, hatırlatmak için, unutmamak, unutturmamak için, bir kez daha kenetlenmek için buradayız. Bugün siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçen 19 Mart darbesinin tam 104. günü. Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ise tam 100. günü. Milli iradenin adliyelerde, saray koridorlarında boğulmak istendiği, halkın egemenliğine pusuların kurulduğu bir süreci yaşıyoruz."

"Türkiye siyasi tarihinin yüz karasıdır"

"Tam 100 gün önce bugün 15,5 milyon insanın sandığa giderek oy verdiği bir Cumhurbaşkanı adayı adaylaştığı gün tutuklandı" diyen Özel, 1 Bugün 100. gün. Yüz karasıdır. Demokrasinin yüz karasıdır. Adaletin yüz karasıdır. Bu süreç Türkiye siyasi tarihinin yüz karasıdır. 19 Mart'tan bu yana sokaklardayız, meydanlardayız. Gençlerin dediği gibi miting için değil, eylem için meydanlardayız. Bir darbeye karşı direnme hakkımızı kullanıyoruz. Çünkü bu milletin tarihinde aslında bir direnişin tarihi yatar.100 gündür bu ülkeyi yönetenler artık meşru bir iktidar değildir. Bir avuç insandan oluşan bu yapı baskıyla ayakta durmaya çalışan yitik bir rejimi temsil etmektedir. Demokrasilerde aslolan ise milletin iradesine saygı duymaktır. Milletin istediği yönetime gelir, istemediği gider. Millet karar verdi. AKP 23 yıldır iktidarda. Millet karar verdi, Recep Tayyip Erdoğan Başbakan oldu, Cumhurbaşkanı oldu. Aynı millet 31 Mart 2024 günü bir karar verdi ve Cumhuriyet Halk Partisi'ni, partimizi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini aynen kurulduğu gün gibi o gün de Türkiye'nin 1. partisi yaptı.

"AKP yenilgi ile tanıştı"

AKP ise kurulduğu günden sonra ilk kez yenilgi ile tanıştı. Seçim gecesi yaptığım açıklamada şöyle demiştim. Bu galibiyetin kaybedeni yoktur. Bizim başarımız kimsenin hezimeti olmayacaktır. Bu sonuçları bizi rehavete sevk edecek bir galibiyet olarak değil, seçmenin açtığı geleceğe yönelik bir kredi olarak değerlendiriyoruz. Böyle söylemiştim. O gün kazandığımız belediyelerle ertesi sabah daha iyi hizmet için, milletin gönlüne girmek için yola koyulduk. Belediye başkanlarımız var güçleriyle durmadan, yorulmadan çalıştılar. İhtiyacı olanlara partisine bakmadan, siyasi görüşüne bakmadan yardım götürdüler.

Seçimlerden sonra 6-7 ay sonra yaptığımız araştırmalarda başkanlarımızdan, belediyelerimizden memnuniyet oranı Türkiye ortalamasında yüzde 58'leri buldu. Başkanlarımızdan yüzde 70'e varan memnuniyet oranlarını yakalayanlar oldu. AKP de aynı ölçümleri yaptırdı. AKP'nin kendi ölçümlerinde bizim 58 bulduğumuzu onlar 61 olarak ölçtüler. Partimizi de bugün de olduğu gibi o gün de bugün de bütün araştırma şirketleri Türkiye'nin 1. partisi geleceğin iktidar partisi olarak ölçtüler, ilan ettiler.

"İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olduğunda kırmızı olmayan il kalmayacak"

İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olduğunda kırmızı olmayan hiçbir il kalmayacaktır. 47 yıl sonra ortaya çıkan tablo böyledir. Bahsedilen isim cumhurbaşkanı adayı olduğunda ve sandıklar açıldığında bu tabloda kırmızı olmayan hiçbir il kalmayacaktır

O gün iktidarın yapması gereken bizimle hizmette yarışmaktı. Ama onlar bizde yarışmak yerine, bizle yarışmaktan korkarak bizim demokrasiye duyduğumuz saygıyı, 47 yıl gösterdiğimiz saygıyı millet onlardan Cumhurbaşkanlığı seçiminin takviminin başlayacağı güne kadar sadece 47 ay bekledi. Bırakın 47 ayı, 47 gün bile milletin kararına hürmet edemediler.

"Panikle iki yola başvurdular"

Yükselen bir panik, bitmeyen bir kibirle millete cephe aldılar. Önümüzü kesmek için iki yola başvurdular. Önce belediyelerimizi çökertmeye çalıştılar. SGK ve vergi borçlarını pek çoğu kendi dönemlerinden kalan faiz üstüne faiz binmiş fahiş borçları bizim başkanlarımızdan bir seferde, tek seferde kesmek istediler ve bunu büyük oranda yaptılar.

Belediye başkanlarımızın ekonomik olarak zor durumda kalması ve millete hizmet edememesi için canlı yayında bakanlarına gözlerinin içine baka baka bunları biraz silkeleyin diye talimat verdiler. Ama başkanlarımızın azmi, kararlılığı, yetenekli ekiplerinin mücadelesiyle hizmeti aksatamadılar., Buradan bir sonuç çıkmayınca bu sefer yargı kumpaslarına giriştiler. Bunun için onlara Zekeriya Öz gibi kullanışlı bir ....

"Türkiye'de adalet ve vicdan ayaklar altında"

Mahkeme mahkeme gezdirdikleri, Canan Kaftancıoğlu, Enis Berberoğlu, Selahattin Demirtaş, Can Atalay, Sözcü Gazetesi, Selçuk Kozağaçlı, Grup Yorum, Türk Tabipleri Birliği, Sırrı Süreyya Önder davalarında görevini verilen siyasi talimatları harfiyen yerine getiren sonra Bakan Yardımcısı olarak Ankara'da ödüllendirilen seyyar giyotini buldular ve bu ismi anayasaya aykırı bir kararla Adalet Bakan Yardımcılığı gibi siyasi bir makamdan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına atadılar. 9 Ekim'den bu yana 265 gündür İstanbul'da ve Türkiye'de adalet ayaklar altında, vicdan ayaklar altında.

Muhaliflere, siyasetçilere, gazetecilere, belediye başkanlarımıza, pırıl pırıl bürokratlarımıza soruşturmalar açıldı, haksız tutuklamalar yapıldı. İlk olarak 30 Ekim'de Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer tutuklandı, yerine kayyım atandı. Esenyurt Halkı'nın yüzde 51 oyla seçtiği Ahmet Özer 244 gündür tutukludur. 244 gündür Esenyurt Belediyemiz işgal altında, Esenyurt'un iradesi esirdir. Takip eden günlerde Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat'ı tam 165 gündür tutuklu. Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler 119 gündür tutuklu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu 100 gündür tutuklu. Şişli Belediye Başkanı Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye başkanımız Murat Çalık yüzer gündür tutuklular. Büyükçekmece Belediye Başkanımız Hasan Akgün, Gazi Osmanpaşa Belediye Başkanımız Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanımız Utku Caner Çaykara, Ceyhan Belediye Başkanımız Kadir Haydar, Seyhan Belediye Başkanımız Oya Tekin 27'şer gündür tutuklular, zindandalar.

"Tek suçları görevlerini hakkaniyetle yapmak"

Onlarla birlikte 27 gündür, 100 gündür, 119 165 gündür içeride olan bürokratlarımız var. Tek suçları aldıkları görevi hakkaniyetle yapmak. İçeride halen durduklarına göre kendilerine verilen iftira talimatnamelerine uymamak, gerçeğe aykırı beyanlar verip birbirini karalamamaktır. En en yeni bürokratımızdan yıllardır birlikte mücadele ettiğimiz arkadaşlara kadar Silivri'de ve Türkiye'nin çeşitli yerlerinde esaret altında tutulan namuslu insanlara buradan bu salondan selam yolluyoruz. Hepsinin arkasındayız, hepsinin yanındayız, hepsinde gurur duyuyoruz.

"Onlar sandık değil kumpas kurdular"

15,5 milyon vatandaşımız sandığa koştu geldi oy kullandı. En genci 18, en yaşlısı 104 yaşındaydı. Karnında 3 aylık bebeği ile gelen de oldu, 90 yaşında iki bastonuyla merdivenleri tırmanan da oldu. Geldiler, seçtiler, tarihe geçtiler. O gün o gün biz başka çare yoktu, bu millete gittik. Bu milletin önüne sandık koyduk. Onlar o gün sandık kurmadılar ama kumpas kurdular. Sandıklar açılıp oylar sayılırken Ekrem başkanımızı ve arkadaşlarımızı demir parmaklıkların arkasına koyup üzerlerine demir kapıları kapattılar. İşte bugün o tutuklamanın 100. gününde bir aradayız.

"100 günde ne yalanlar, ne iftiralar attılar"

100 günde ne yalanlar, ne iftiralar attılar. Bir ay sonra birbirinizin yüzüne bakamayacaksınız dediler. Balyozda, Ergenekon'da İstanbul seçimlerinin iptalinde hangi kumpasları kurdularsa o kumpasların bir benzerini kurdular. İnsan hafızası hem kuvvetli hem zayıf. Unutmamamız gerekenleri unutmuyoruz ama bazen unuttuklarımız da unutmamak gerektiği noktada bir kenarda duruyor.

Şimdi hepimizin bildiği ama izlerken bu kadar mıydı ya diyeceği bir videoyu hep beraber izleyelim. (100 günde yaşananları anlatan video izletildi)

"Millete güveniyorum"

Özgür Özel neyine güveniyor? Millete güveniyorum lan. Millete güveniyorum. Milletten başka güvenecek kim var? Millete güveniyorum millete. Aziz İhsan Aktaş diye birisi girmediği yer, girmediği ihale yok. Ne eksik kalmış Türkiye Büyük Millet Meclisi, ne Sayıştay, ne Trabzon Büyükşehir Belediyesi, ne Isparta Belediyesi. 20'den fazla büyük üniversite, Devlet Hastanesi, Şehir Hastanesi nerede ise bakanlıkların hepsi. Hepsinde Aziz İhsan Aktaş var. Bunu aldılar içeriye koydular....

Ahtapot videosunun son versiyonu ekrana yansıtıldı

Erdoğan yurt dışına çıkışımı fırsat bilmiş, ben yokken onu men ettiğim bir işe girmiş, ne diyordu ahtapot diyordu, ne diyordu, kolları orayı burayı sarıyor diyordu. Ben ona ben sana ahtapotu göstereceğim deyip de, gerçek ahtapotu gösterince suspus oldu, ahtapot dersen izleyeceksin dedim, ben yokken 'bak gösteremiyor, söyleyemiyor' yorumları yazılınca, bir cümlenin içinde hızlı hızlı ahtapot demiş, radara girdin Erdoğan, yakalandın, Ahtapot filminin son versiyonuyla hep birlikte milletin karşısına çıkalım bakalım." (Ahtapot videosu ekrana yansıtıldı)

Erdoğan sen geçmişte Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının savcısıydın. Kendin söylüyorsun. Sen o zaman Zekeriya Özlere kefil oldun. Ben kahraman askerlerimize, ben Mehmet Haberal'a, Mustafa Balbay'a, İlker Başbuğa kefil oldum. Senin kefil olduğun Zekeriya Öz 15 Temmuz sürecinde bu ülkeden fare gibi, sıçan gibi kaçtı gitti. Benim kefil olduklarım alınları açık, başı dik aramızda dolaşıyorlar. Benim kefil olduklarım benim kefil olduklarım aramızda dolaşıyor. Hatta bir tanesi Mustafa Balbay ilk 100 günü anlattığı asla vazgeçme diye bir kitap yazdı. Üç kez Ekrem başkanla Silivri'de görüşerek benimle görüşerek, ailelerle arkadaşlarla görüşerek içinde asla vazgeçme yazan bir not, arkasında Ekrem başkan ve arkadaşlara mektup yazılabilecek bir zarfın içinde bir kitap yazdı. Bu kitabın gelirini de bu süreçte bu süreçte gözaltına alınan tutuklanan, bursu kesilen, yurttan atılan öğrencilere burs olarak vermeyi taahhüt etti.

"Yargı eliyle dizayn etmek istediğini itiraf ediyor"

Benim kefil olduklarım şimdi insanlığın gereğini yapıyor. Benim kefil olduklarım alnı açık başı dik geziyor. Ama Erdoğan çıkmış o gün de söylüyorsa bugün yine aynı kefaleti, aynı cesaretle ve aynı çıkarcılıkla siyaseten birilerini karalamak için bir savcıya verdiği görevi sanki hukuka dair bir şeymiş gibi yaparak kullanmaya çalışıyor.

Dönüp dolaşıp bazen de bana şöyle sesleniyor: "Özgür Özel gel etkin pişmanlıktan faydalan. Ekrem'e sırtını dön. Arkadaşlarına sırtını dön. Ailelerine sırtını dön. Gel burada partinin başında otur." diyor.

Beni partime yapılan yargı kumpasıyla Cumhuriyet Halk Partisini yargı eliyle dizayn etmek istediğini itiraf ederek partinin başında kalmayı bana rüşvet teklif edip partiye çökmeyi, partide butlan yapmayı, partiye kayyım koymayı tehdit unsuru yaparak arkadaşlarımı terk etmeye zorluyor. Kendisine cevabım şudur: Öyle Cumhuriyet Halk Partisinde gerçek cumhuriyetçilerde menfaat için, makam için arkadaş satacak etkin pişmanlık yapacak kimseler yok. Ama senin son pişmanlığın fayda etmeyecek Erdoğan.

Son pişmanlığın fayda etmeyecek. Makam mevki gözetmeden, başıma ne gelir demeden ya da buradan bir fırsat nerelere giderim ne imkanlar bulurum demeden davasına sahip çıkanlara, arkadaşlarına sahip çıkanlara, namuslu insanlara sahip çıkanlara selam olsun. Gerçek Cumhuriyet Halk Partililer onlardır. Hepsinin alnından öpüyorum.

İzmir operasyonuna ilk tepki

Demokrasiye dönüşsün diye beklerken birileri adaleti katletmeye devam ediyorlar. İzmir'de İl Başkanımız önceki Büyükşehir Belediye Başkanımız dahil 150'den fazla kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bu milleti 100. Kara güne Şafak baskınıyla uyandıranların bir amacı sadece kendi gördükleri o hayali ahtapota milleti inandırmaya çalışırken diğer taraftan bugünkü 100. gün mücadelemizi, etkinliğimizi, akşamki Saraçhane birlikteliğimizi engellemek bizi paralize etmek, dikkati İzmir'e çekmek, buradakileri unutulmaya terk etmek hesabı vardır. Ama buradan bütün Türkiye'ye ilan ediyorum ki bugün 100. kara gün İstanbul mücadelemizin 104. günüdür. İzmir mücadelesinin 1 günüdür.

İzmir'de operasyonun İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ihbarıyla yapıldığı gibi bir dezenformasyon az önce yalanlanmıştır. Elbette büyük büyük yapıların içinde soruşturmalar varsa suçlular haklarında işlemler olabilir.

Ancak bugün İzmir'deki bu boyuttaki bir operasyonun yeni bir yargı kumpası olduğundan iftira olduğundan ve kimleri kapsadığına bakıldığında CHP'nin içinde efendim şimdi son kurultayda Özgür Özel'i destekleyenlere operasyon oldu. Özgür Özel onlara sahip çıktı. Şimdi karşısındakilere operasyon yapalım. Onlara sahip çıkmaz partiyi bölelim hesabı ne Özgür Özel'i ne Kuvay-i Milliye'nin partisini tanımamaktır. Biz geride kimseyi bırakmayanların partisiyiz.

Biz haklıyla haklıyı, haklıyla haksızı vicdanımızda tartan birileri kara çaldı diye onlara siyasi pozisyonlar üzerinden bakan değil herkesi kendimiz kadar, kardeşimiz kadar bu partideki herkesi kardeş bilenleriz. Kardeşini satanlara, yola çıktıklarını yolda bırakanlara kurdukları partiyi 33 kişiyle kurup iki kişi olanlara duyurulur. Cumhuriyet Halk Partisi birlikteliğin ve kardeşliğin partisidir.

LeMan'a saldırı: Hz. Muhammed peygamber katındadır, melek falan değildir

Dün akşam saatlerinde Türkiye'de yaygınlaşan ve hızla tansiyonu yükselten olayı ilk duyduğumda, Leman dergisi Hz. Peygamber'in karikatürünü çizmiş. İlk tepkim: Yanlış olmuş, peygamberin resmi mi olur! İkinci tepkim: Ya yapmamışlardır, Leman öyle bir dergi değildir! Vicdan sahibi muhafazakarlara, yazarına çizerine sesleniyorum, dönün bakın. Ben baktığımda Gazze'de bombardıman altında hayatını kaybetmiş bir melek görüyorum, başında haresiyle, kanadıyla. Bir başka bombanın öldürdüğü bir melekle karşılaşıyor. Bunu Hz. Muhammed'i resmetmişler olarak söylüyorlar. Hz. Muhammed peygamber katındadır, melek falan değildir. Orada Muhammed, Gazze'de öldürülmüş, ismini Muhammed SAV'dan alan bir çocuktur. Gökyüzünde bir başka peygamberden alan bir başka çocuk, bir başka Gazzelidir. Peygamberin adını alanlar burada ölüyor diye resmedilmiş ve bu şekilde açıklanmış bir karikatürdür.

"LeMan'ın üstünde tepinerek hakikati ezemezsiniz"

Ama kolay, fırsat var. Peygamberin resmini çizdiler saldırın Leman'a. O Leman, o Leman hepiniz susarken, hepiniz susarken Mavi Marmara'ya destek karikatürü çizen Leman'dır. O Leman hepiniz susarken İsrail'e ticarete karşı cephe alan Leman'dır. O Leman Motokurye Samet'i kapak yapmış. Ve Samet'in kardeşine destek olmuş Leman'dır. O Motokurye Samet Ankara'da ölünce hikayesini hepimizin öngür hüngür ağladığı Samet'tir. Çok bilinmez. Biz o Samet'in kardeşini motokuryelerin davasını sürdüren bütün motokuryeler için mücadele eden Berna Özgül'ü genç yaşında parti meclis üyesi yaptık. Berna Lemancıların abisini kapak yaptıkları gün bunu söylememe gerek yok. Leman'ın maddi manevi destekleriyle okuyan Berna mezun olduğu gün cübbesini aldı. Geldi cübbesini giydi. Bana abisinin, motokurye Samet'in kapak olduğu Leman'ı getirip teşekkür etti ve paylaştı. Dün akşam bilmezler Berna'nın Samet'in kardeşi olduğunu, Berna'nın Saadet'in kardeşi olduğunu rahmetli Samet'in kardeşi olduğunu bilmezler. Leman Gazetesi diyorlar. Geçen hafta Özgür Özel'i ziyaret etmişti. Ardından da bu paylaşımı yaptı. Ben rahmetli Samet'e, kız kardeşine, Leman Gazetesi'nin bugüne kadar Filistin davasına sahip çıkışına doğrudan şahit olmuş bir okurlarıyım. Leman Gazetesi'nin üstünde tepinerek hakikati ezemezsiniz.

"Yapılmamış bir saygısızlık üzerinden toplumsal lince izin vermem"

Eğer ki Hazreti Muhammed'e bir saygısızlık varsa ona kim karşı çıkar? Geçmişteki meclis tutanaklarına bakın. Manisa'dakilere Manisa'da her siyasi partiden, her siyasi partiden iyi gününde kötü gününde birlikte olduğumuz, yasımızı birlikte tuttuğumuz, orucumuzu birlikte açtığımız, bayram namazını birlikte kıldığımız Manisalı muhafazakarlar şahidimdir ki Hazreti Muhammed'e saygısızlığa da izin vermem. Ama yapılmamış bir saygısızlık üzerinden o toplumsal lince de sessiz kalmam. Herkes doğru yerde durmayı bilecek.

Yarın 2 Temmuz Madımak'ın yıldönümü. Öyle Madımak'taki canların üzerine hunharca yürüyenlerin, hedef gösterenlerin, Allahsızlar dinsizler diye saldıranların Türkiye'ye neyi yaşattığı ortadadır. Herkesi metanete, aklı selime, doğru yerde durmaya davet ediyorum. Bu bu yüz karası tablonun ortadan kalkması için yapılacaklar bellidir. Hukuksuzluklar bitmeden düze çıkamayız. Demokrasiye ve adalete dönülmezse zorunluluktur.

"Kayyım atnan belediyeler sahiplerine iade edilmeli"

Bir yandan terörist Türkiye deyip, bir yandan Kürtlerin belediye meclislerine girmesini suç sayan saçmalık derhal sona ermeli. Kayyım atanan belediyeler sahiplerine iade edilmeli ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye İttifakı, İstanbul İttifakı, Şişli İttifakı Esenyurt İttifakı bir suç değil Kürtlerin demokratik zemine daveti ve kardeşçe siyasi mücadelenin en önemli göstergesidir. Arkalarındayız. Yanlarındayız.

Bir sorumlusu varsa buradadır. Başka kimseye saldırmayın. Biz sadece tarafsız mahkemelerde adil yargılama istiyoruz. Yargılamaların da TRT'den canlı yayınlanmasını istiyoruz. Tüm milletimizin suçlamaları da cevaplarını da görmesini istiyoruz. Türkiye bu kabustan ancak böyle uyanacaktır. Ve ben buradan Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. İki grup başkan vekilim burada. Bir diğeri şu anda mecliste Ankara'da. İki maddelik kanunla yargılananların talep etmesi halinde yargılama televizyonlardan canlı yayınlanabilir diye yazdığınız durumda millet iftirayı da cevabı da görecektir.

Erken seçim çağrısını yineledi

Cesaretiniz varsa. Anayasaya göre yapılacak erken seçimde Recep Tayyip Erdoğan aday olabileceğine göre 2 Kasım 2025 pazar günü bizim adayımız Ekrem İmamoğlu'dur. Karşımıza ister Erdoğan kim çıkarsa çıksın. Sandık istiyoruz. Seçim istiyoruz. Kararı millet versin istiyoruz. Milletten kaçmayın. Biz adayımızla, örgütümüzle, enerjimizle buradayız. Hakem millettir. Gelin milletin karşısına çıkalım. Biz milletle yürümeye devam ediyoruz. Bütün İstanbul'u iradesine sahip çıkan tüm İstanbulluları bu akşam 20:30'da Saraçhaneye eyleme bekliyorum eyleme. Milletimizi 2 Kasım pazar sandığa bekliyorum. Gazinin Partisini iktidar yapmaya, iktidar yapmaya. Ekrem Başkanı Cumhurbaşkanı yapmaya. Hep beraber önce Saraçhaneye sonra geleceğe yürüyoruz arkadaşlar."

Kaynak:Evrensel

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.