CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve tutuklu belediye başkanlarını Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti.
Ziyaret sonrası açıklama yapan Özel, iddianamenin “çelişkilerle dolu, delilsiz ve siyasi amaç taşıyan” bir metin olduğunu söyledi. İBB iddianamesini “19 Mart sivil darbesi’nin belgesi” olarak niteleyen Özel, “237 gün sonra yazılmış, 3 bin 900 sayfa çelişkiyle dolu bir iddianameyle karşı karşıyayız. İçinde ‘duydum, öyleymiş, hissettim’ gibi ifadelerle suçlama yapılmış. Delil yok, tanık beyanı var” dedi.
İddianamedeki çelişkileri ve eksiklikleri sıralayan Özel, "Akın Gürlek 560 milyar lira yolsuzluk dedi. Dün 140 milyar dedi. 560 liralık yolsuzluk göstersinler. Para dolu valiz dediler, iddianamede jammer yazıyor. KİPTAŞ’tan ucuza daire dediler, bir tane örnek yok. İftiralarla kamuoyunu manipüle ediyorlar.” diye konuştu.
Özel, yolsuzluk iddialarına ilişkin “AKP döneminde para ayakkabı kutularında şahsa verilirdi, CHP döneminde kreş oldu. O para millete geçtiyse helal olsun. Erdoğan kendi dönemindeki paralar için ‘devletin değil’ diyordu. Bizde bir kuruş para çıkmadı” ifadelerini kullandı.
Tutuklu başkanların derhal serbest bırakılması gerektiğini belirten Özel, “Aziz İhsan Aktaş 774 yılla yargılanıyor ve dışarıda gezerken belediye başkanlarımız hâlâ tutuklu. Bu kabul edilemez. Başkanlarımızın derhal tutuksuz yargılanmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Duruşmaların canlı yayınlanması çağrısını yineleyen Özel, “Bahçeli de destek vermişti. Derhal yargılamaların kamuoyuna açık yapılması için düzenleme yapılmalı” diye konuştu.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Çok sayıda arkadaşımızla görüştük. Başta Ekrem Başkan ve tüm arkadaşlarla sohbetimizin ilk başı geçen haftadan bu haftaya yaşadığımız büyük üzüntülerdi. Bilhassa Azerbaycan, Gürcistan arasında düşen askeri uçaktaki şehitlerimiz hepsini çok derinden yaralamış durumda. Ayrıca Kocaeli'de yaşanan katliam şeklindeki iş kazası, Diyarbakır'daki iş kazası bütün arkadaşlarımızı fevkalade üzmüş durumdalar. Bu konudaki üzüntülerini ifade ediyorlar. Biz de bugün akşam yapacağımız mitingimizi bu yasaya, bu mateme, bu acıya uygun bir vakar içinde ve uygun bir atmosferde gerçekleştirmek üzere zaten arkadaşlarımıza talimatlarımızı vermiştik.
"Hepinizin de gördüğü tel tel dökülen bir iddianamenin ertesi gününde buradayız. Diğer taraftan bir diğer iddianame uzun süredir tensip zaptı bekliyordu. Dün tensip zaptı ile birlikte sevgili Ahmet Özer serbest kaldı. Bu çok uzun süredir aldığımız tek iyi haberdi. Bundan dolayı elbette mutluyuz ama onun dışında örneğin 4 yılla yargılanan Zeydan Karalar 12 yıl önce iddia edilen suç, suç iddiası Adana'da kendisi örgüte dahil değil ama onu dahi bırakmadılar."
"Dedikleri cezayı alsa içeride yattığı yetecek ama onu dahi tensip zaptıyla bırakmadılar. Beşiktaş iddianamesindeki herkes yeterince yatmıştır, deliller toplanmıştır ve Aziz İhsan Aktaş suç örgütünün kurucusu 774 yılla yargılanan kişi dışarıda gezerken diğer bütün arkadaşlarımızın şu anda tutuklu olmaları kabul edilemez. Hem Seyhan, Ceyhan, Adana Büyükşehir'den hem Avcılar'dan, hem Beşiktaş'tan içeride yatan belediye başkanlarımızın derhal tutuksuz yargılanmaları görevlerinin işlerinin başlarına dönmesi gerekmektedir. Bunu bir kez daha ifade etmek isterim."
"19 Mart Sivil Darbesi'nin iddianamesi nihayet 237 gün sonra yazıldı ve 3900 sayfa hatalarla, çelişkilerle, hepinizin gördüğü iki ayrı kişinin apayrı suçlardan aynı ifadeyi kes kopyala yapıştırla verdiği ya da verdiği iddia edilen hatalarla dolu bir iddianameyle karşı karşıyayız.
"İddianameyle ilgili akşam mitingde de konuşacağız ama 969 kez hatırladığım kadarıyla, 691 kez öyleymişmuş muşlar muşlar, 546 kez duydum, 499 kez olabilir. 235 kez düşünüyorum. 9 defa da öyle hissettim ifadelerinin yer aldığı bir iddianameyle karşı karşıyayız."
"Bir cinayet iddiası var. Bir gizli tanık ya da bir iftiracı Ekrem başkan cinayet işledi diyor. Ortada silah yok, kovan yok, öldürülen kişinin cesedi yok. 'Ben duydum öyle biliyorum, rüşvet almışlardır'. Kim almış ne almış yok."
"Akın Gürlek kişisi eylül ayının 2'sinde basın mensuplarını topladı ve dedi ki 'Sadece tanık beyanıyla tutuklu kimse yok. Varsa söyleyin yarın bırakalım' dedi. İddianameyi yazdı. Herkes açsın baksın. Ondan iddianame istiyorduk. Yargılanmak değil yargılamak için diye... Kadriye Kasapoğlu sadece tanık beyanı. Mehmet Pehlivan, Kadir Öztürk, Sabri Caner Kırca, Hüseyin Yurttaş ve daha niceleri sadece tanık beyanıyla tutuklu"
"Kadriye Kasapoğlu'nun içeride tutulmasına ilişkin ne delilin var senin? Biraz önce saydığım isimlerin hangisinde ne delil var? Aksine hiç kimsede delil yok. Öyle bir nokta ki somut bir delil ortaya konulabilmiş değil. Konulan yer var. İftiracıların iftiracı olmaya zorlandıkları noktada bir iki delilimsi şey var.
"Ekrem Başkanın bir kör kuruşla şimdi buradan Akın Gürlek denen kişiye Akın Gürlek isimli şahsa soruyorum. İlk gün sabahleyin sen basın bildirisi çıktın. 560 milyar lira yolsuzluk diye. Bir kuruşunun kanıtı var mı? Dün de arkadan haber yaptırıyor 140 milyar lira. Bir kere 560 dedin, 140'ını mı düştün şimdi? Tenzilat mı yaptın? Bugün baktık bunun 100 milyar lirası dışarıdan bulunan krediler metro için."
"Metrolar bitmediğine göre parayı yedi bunlar yazmış. Ya böyle bir şey olur mu? Bütün metro inşaatları yürüyor. Oradan alınan ona oradanın ona kullanıyor. Bu paralar iştiraklere aktarılıp yandaş şirketlere bilmem ne mi verilmiş. Hangi yapılan ihalenin karşılığında iş teslim alınmamış? Geçmişte Erdoğan'ın suçlandığı naylon faturalayla suçlanmıyoruz biz. Bütün ihalelerin hak edişleri var, kazanılmış, yapılmış. Birisi diyor ki " İhaleyi onun alacağı belliymiş" diye duydum. İspat var mı yok? Bir kör kuruş geçmiş mi boğazdan? Bir kör kuruş. Ekrem İmamoğlu'nun ve arkadaşlarımızın boğazından haram bir kör kuruş geçmiş mi? Şimdi Erdoğan'a soruyorum. İlk önce şunları cevap versinler. 560 milyar lira yolsuzluk yayınlarından sonra şimdi 560 liralık yolsuzluk göstersin bize...
"560 milyar yolsuzluk yayınlarından sonra, iddianamede nerede bunu göstersin. 1200 cep telefonu satın almış delegelere dağıtılmış, hadi medya aş'den 1200 telefonu bul bakalım. satın alındığını göster."
"İmamoğlunun lüks araçları nerde? 5 gün konuştunuz. MHP'li milletvekilinin çıktı."
"Pandemide 1388 konsere para harcandı dediniz. Hani iddianamede yok, gecelerce konuştunuz bunu..."
Bir iftiracı KİPTAŞ'tan 100 daireyi beşte bir fiyatına verildiğini iddia etmişti. Kiptaş'tan daireler beşte bir fiyatına verilmiş bazılarına. Bir tanesi iddianamede yok. Bir tanesi. Bir ara şey dediler. CHP'nin delegelerine Kiptaş'tan ucuza daire. Bir tane söyle ya şu delegeye şu daire verildi de. Hangi daire? Bir tane yok. Sadece iletişim için kullandılar bu yalanları. Hadi bakalım."
"Para dolu valizler, para dolu valizler günlerce. Özgür Başkan para dolu valizi şurada açtı mı? İçinden jammer çıktı mı? İçinde para yok mu var dedi mi Özgür Başkan? Çekti getirdi. İddianamede ne var biliyor musunuz? İddianamede para demiyor, jammer yazıyor. Her gece valiz valiz para taşındı dediniz. Biz dedik jammer var. Neden jammer kullanıldı dediniz, 'mevcut cumhurbaşkanı ne amaçla kullanıyorsa bizim adayımız da o amaçla kullanıyor' dedik"
"Şimdi net olarak buradan Erdoğan'ın şu sözünü hatırlatıyorum. Onun bakanlarının yatak odalarından, ayakkabı kutularında ve elbise torbalarında para çıktığında ve kendi oğluyla 'Paraları sıfırladın mı, onu aldın mı' konuşmalarını yaptığında o kadar net ortaya çıktığında Erdoğan demişti ki 'eğer para devletin parasıysa ortada bir yolsuzluk olur. Paralar devletin değil' demişti. Ortada bir kuruş devletin parası yok. Utanmadan herkes yolsuzluk iddiası diyor."
"Erdoğan kendi yakalanan paralarının devletten alınan para olmadığı, iş adamlarının parası olduğu için bunun yolsuzluk olmadığını iddia ediyordu. Şimdi bizim Allah'a şükür bir yerden çıkan bir para yok. Olmadığı için biliyorsunuz Anadolu Ajansı stok görüntü servis etmişti. TRT'de onu yayınlamıştı. Hakan Bahçetepe'nin kasasından dolar çıkıyor diye sonradan kör kuruş çıkmadığı ortaya çıkmıştı. Bizde böyle bir para yok."
"Ama bütün duydummuş muşlar ne olmuş arkadaşlar? Kreş olmuş. Yurt olmuş. Yurta yatak olmuş. Yurdun odasına minibar olmuş. Ne olmuş arkadaşlar; süt yardımı olmuş. Şimdi iş adamı yaptığı iş karşılığında değil o iş adamı nasıl Isparta'da hiçbir ilgisi yokken Aziz İhsan Aktaş A8 long koyuyor da kendi gönlünden veriyor ya bu iş adamları kreş yapmışlar. Para vermişler de kreş yapılmış da değil arkadaşlar. Bu iş adamları kreş yapmışlar. Kreş yapılmasına aracılık etmişler, katkı sağlamışlar. Devletin parası değil, iş adamının parası. Şahsa değil millete geçtiyse geçmiş. O para AK Parti döneminde şahsa verilirmiş ayakkabı kutularında CHP döneminde kreş oldu.
O dönem bakanların para almasına AK Parti'deki MKYK üyesi ve Erdoğan'ın gözdesi diyordu ki vatandaşın günah işleme özgürlüğü vardır. Yani diyor ki yolsuzluk yok günaha girmiş. AK Parti döneminde vatandaşın hayır işleme özgürlüğü kalmadı. Vatandaşın hayır işleme, sevaba girme özgürlüğü kalmadı. Bunun için bize iddianame yapıyorlar. Geçmişte paralardan o paraları açıklayamayan alınıp konulan, daha sonra FETÖ'cüler kumpas kurdu bize diyen, sonra ama faiziyle paraları geriye isteyenler şimdi çıkmışlar bize delikli kuruş bulamamışken, delikli kuruş bulamamışken çıkmışlar bize iftira atmaya devam ediyorlar."
"Erdoğan sesleniyorum; birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar dedin... Ekrem Başkanın gözüne bakmaya geldim. İnsan içindeyiz. Akşam Sultanbeyli'ye beklerim. AKP'nin ilk belediyeyi kazandığı ilçede birbirimizin yüzüne bakmaya gidiyoruz."
"Şu kadar vicdan, şu kadar insaf, şu kadar, şu kadar masumiyet karinesine saygı varsa bu kirli dilden vazgeçilsin. Yok yolsuzluk yok hırsızlık. Hepsinin kuru iftira olduğu, hiçbirinin ispatlanamadığı ortaya çıktı. Arkadaşlarımızın tamamının tutuksuz yargılanması gerekmektedir. Delilleri topladın. İddianameyi yazdın. Bu vakitten sonra ne olacak? Ekrem Başkanın kaçma şüphesi mi var? Kaçsa bırak kaçsın, kurtulursun. Yoksa indirecek seni o koltuktan.
"Bahçeli de destek vermişti. Derhal duruşmaların canlı yayınlanması için bir düzenleme yapılmasını bekliyoruz."
"Ekrem Başkanın babasıyla birlikte belediye başkanlığı işlerine başlamadan önce yapıp teslim ettikleri daire sayısı 2 bin 500... Diyor ya 90 tane gayrimenkulden bahsediyorlar arka alanda. En beceriksiz müteahhit yüzde 10 kazanır arkadaşlar. 250 daire var, 160'ı nerede? Onu sormak lazım. 90 tane daireleri varmış bilmem neymiş falan... İstanbul gibi yerde 2 bin 500 daireyi teslim etmiş kişiye bu 90 daire nereden diyorlar? O 90 dairenin hiçbir tanesi de bu süreçte alınmış daireler değil. Kendi şirketi kendinden bağımsız siyaset yapmaya başladığından beri yetkilerini bırakmış ayrılmış oradan. Aile şirketi inşaat yapıyor. Bunlar diyor ki siz nereden daire buluyorsunuz? Nereden daire buluyorsunuz? Masak'tan bir şey çıktı mı? Masak'tan çıkanların hepsinin cevabı var."
"Erdoğan iddianamede ahtapot olduğunu söylüyordu. Bunun Akın Gürlek'in kendisi brif etti. Gizlilik var, yasama ile yürütme arasında güya kuvvetler ayrılığı var. Ya Akın Gürlek gidiyor Erdoğan'a 'ahtapot' diyebilirsiniz diyor ya da Erdoğan Akın Gürlek'e bir ahtapot tarif ediyor. İkisi de birbirinden sorunlu."
"Siyasi zeminde mücadeleyi sürdüreceğiz, hukuken de sizi mahvedeceğiz"
"Türk siyaseti tarihinin en küfürbaz figürü kendisi. Bahçeli ile Erdoğan'ın geçmişte birbirine söylediklerini söylesem yüzünüz kızarır."
Kaynak:Evrensel