Silahların susması, çatışmaların ve operasyonların durması ile kalıcı barışın sağlanması gerektiğini belirten Bayhan, komisyonun da aynı sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini söyledi. Bayhan, geçtiğimiz hafta komisyona sundukları dilekçe ile İmralı görüşmesinin ayrıntılarının paylaşılmasını ve rapor çerçevesinin buna göre tartışılmasını talep ettiklerini hatırlatarak, bunun herhangi bir gecikme veya hazırlık eksikliği anlamına gelmediğini ifade etti.
Numan Kurtulmuş’un toplantı açılışındaki sözlerine dikkat çeken Bayhan, sürecin hassasiyetinin altını çizerek şunları söyledi: “Siz toplantıyı açarken, çok daha önemli, dikkatli ve hassas bir sürecin başladığını; son dinlemenin ise İmralı’da, yüz otuz dört dinlemenin sonuncusu olarak gerçekleştirildiğini söylediniz.”
İmralı’daki görüşmenin önemine vurgu yapan Bayhan, oradaki tutanaklar paylaşılmadan rapor tartışmasının anlamlı olmayacağını belirtti: “Başından beri İmralı’daki tartışma ve görüşmenin önemi üzerine vurgu yapılıyor. Bu nedenle, o tutanak ve bilgileri almadan rapor tartışmasını doğru bulmuyoruz.”
Bayhan, sürecin teknik olarak ele alınmaması gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Bu görüşmenin tutanaklarının paylaşılması ve rapor meselesini teknik olarak ele alırsanız, o zaman bundan sonrasındaki süreç açısından da yanlış yapılmış olur, eksik yapılmış olur.”
Suriye meselesinin hem dinlemelerde hem de son görüşmede temel başlıklardan biri olarak öne çıktığını hatırlatan Bayhan, “Bunları dinlemeden bir adım atmak gerçekten doğru olmaz.” ifadelerini kullandı. Komisyon çalışmalarındaki samimiyetin ölçütü olarak “Ainesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” sözünü hatırlatan Bayhan, aynı yaklaşımın rapor hazırlığı için de geçerli olduğunu vurguladı.
Rapor görüşmeleri tamamlanmış gibi davranılmaması gerektiğini söyleyen Bayhan, partilerinin ortak rapora ilişkin 1,5 sayfalık ana noktalarını ve ayrıca hazırladıkları 25 sayfalık raporun çerçevesini komisyonla paylaşmaya hazır olduklarını ifade etti.
Kaynak: Haber Merkezi