Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Hoş geldin Sevgi Soysal - Melike Olgun

Haber Giriş Tarihi: 06.01.2019 15:46
Haber Güncellenme Tarihi: 07.01.2019 01:56
Kaynak: Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Hoş geldin Sevgi Soysal - Melike Olgun

Kadınlığı bir utanç ya da yenilgi gibi değil, gururla ve cesaretle taşımış siyasi bilincini omurgasına yaslamış insanca bir direniştir Sevgi Soysal.

Nilüfer Kütüphane’nin 2013 yılından beri başarıyla sürdürdüğü Yılın Yazarı Projesi’nin bu yıl ki yazarı Sevgi Soysal oldu. Usta yazar 78 etkinlikte farklı sanat disiplinleri ile incelendi. Yılın Yazarı Projesi Kapsamında Okuma, Derin Okuma, Radyo Programcılığı, Drama, Kurgu, Karikatür ve Yazı atölyeleri yapıldı. Sanatçılar Sevgi Soysal Okuyor etkinlikleri ile Nilüfer Açıkalın, Tuğrul Tülek, Mehmet Birkiye Nilüferlilere Sevgi Soysal okudular. Bursa kitap Kapağı Tasarım Ödülü’ne ise 32 liseden 726 öğrenci başvurdu. Kadın Hayata Yakın’da 720 kadın Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu’nu okudu. Ardından Sevgi Soysal’ın kızı Funda Soysal, kız kardeşi Gönül Öney ve yiğeni Aylin Öney’in katılımı ile düzenlenen söyleşi, bu okumayı daha da pekiştirdi. Bitmedi. Türkiye’de ilk kez Sevgi Soysal anısına bir öykü yarışması düzenlendi. Yarışmaya ülkenin dört bir yanından 640 öykü katıldı. Ödül Ağıt adlı öyküsü ile Başak Baysallı’nın oldu. Yılın Yazarı etkinlikleri, Hayatın Emekçisi Sevgi Soysal Sempozyumu ile son buldu. 

Yazı makinası

Sevgi Soysal kimdir sorusuna verilecek en doğru cevap 68 kuşağının rüzgârıyla göğe yükselen en renkli en yürekli uçurtmadır derim. Kırk yıllık yaşam serüvenine öykü, deneme, roman, gazete yazıları, çeviriler, oyunlar, radyo konuşmaları gibi farklı alanlarda ve farklı tarzlarda eserler sığdırmış bir yazı makinesi Sevgi Soysal.

”Hapislik bitti. Sürgün bitiyor. Emniyetten serbest bırakıldı. Ama özgür değil, olamaz. Merkez Cezaevi’ndeki Kürt Firdevs’in, anasıyla birlikte hapsedilen Cevdet’i gibi. Siverek Kanyonu’nu bekleyen Cevdet gibi tutuklanmalı. Onlarla birlikte tahliye olmadıkça, tutuklu. Yoksa şu aldatıcı göz kırpışına kanıp tahliye ederse kendisini, bir süre sonra yine tutuklanacak Cevdet’in biri ya da bütün Cevdet’ler tarafından”

(Şafak)

Ama onu unutulmaz kılan sadece üretkenliği değil. Derdini dikte etmeyen, sorgulayan diliyle, nüktedan zekâsıyla işlemiş olması sebebiyle unutulmazdır. Sevgi Soysal 60’lı yılların devrimci atmosferinde kendisini sosyalizme yakın bulmuş bir yazardır. İlk iki kitabını klasik anlatı kalıplarını ret ederek parçalı kurguyla kaleme aldı. Tante Roza ve Yürümek kitapları sadece biçimce değil içerikçe de devrimciydi. İki kitap da kadın- erkek ilişkilerini ve cinselliği çıkmaza sokan ne varsa ifşa etmiştir. Kimseler kadın sorunlarını dile getirmezken, feminizm henüz tanınmazken o kadınları ve kadın olmanın zorluklarını anlattı. Kadın kimliğini yeniden tanımladı. Kadını hayatın her alanında-siyasette, sanayide, sanatta, sokakta, tarlada ve hatta evde- bir kenar süsü olarak gören zihniyeti kınadı. Kadını tüm üretkenliği ile hayatın emekçisi olarak tanımladı. Kadınlığı bir utanç ya da yenilgi gibi değil, gururla ve cesaretle taşımış siyasi bilincini omurgasına yaslamış insanca bir direniştir Sevgi Soysal. Yazmak hayatın tüm zorluklarına, ödetilen tüm bedellere direnmektir. Öyle bir direniş ki, kanser tedavisi gördüğü günlerde bile yazmayı bırakmamıştı. Son kitabı “Hoş geldin Ölüm”ü tamamlayamadan aramızdan ayrıldı Sevgi Soysal. “Hoş geldin Ölüm ”de bize bıraktığı Sema’dır: “Gitmiş, bırakmış, ne olmuşsa olmuş…” dediği. Oya gibi Tante Roza gibi Soysal’ın edebi kız kardeşi olan Sema… Sempozyumun açılışını yapan kızı Funda Soysal da konuşmasında bu bırakmış kadına göz kırptı.

”Ölüm, bazen öyle zamansız ve acıdır ki, koyu bir gölge olup siner kısa da olsa dolu dolu yaşanmış bir yaşamın ve o yaşamdan geride kalanların üstüne… Ben annemi kitaplarıyla tanıyıp sevdim.”

Bırakış yarım kalmışlığın, bitmemişliğin sızısını taşır. Hiçbir şey yarım kalmış hikâyeler kadar dokunmaz insana. Sevgi ve Funda’nın yarım kalmış hikâyesi dinleyen herkesin sol yanında bir sızıdır artık. Sempozyumdan zihinlerimize kazınan bir diğer konuşma Müge İplikçi ’ye ait. İplikçi:” Bir daha geri dönmeyecek olsa da hep bizimle” sözleriyle “Gitmiş, bırakmış, ne olmuşsa olmuşluğun aslında hiç gitmemek olduğunun altını çizdi. Çünkü her şeye rağmen umut vardır. Sevgi Soysal umut etmeyi sevdiğini Tante Roza ’da fazlasıyla kanıtlar. Müge İplikçi ”Ergenlik döneminde Tante Roza ile ilk kez tanıştığım yazar, yıllar eriyip gittikçe, inatla hep aynı ruhun şarkısını söyler bize: En umutsuz olanda dahi var olagelen umut! Ve hep var olacak olan!” sözleri Sevgi Soysal’ın umuduna saygı duruşudur.

Çıplaktık, yürüyorduk, utanmayı öğrenmemizle unutmamız bir olmuştu, çıplaktık, yürüyorduk. Kimin sınava girdiği unutulmuştu, çıplaklık unutturucudur. Biz unutmak için, kaçmak için soyunanlardandık, kaçmak için. Oysa hatırlamak için soyunulur, hatırlamak için, yüzyıllardan beri unutulanları hatırlamak için. Yeniden başlamaya gücü olmak için, seçim yapmak için, seçim yapabilecek açıklığa kavuşabilmek için. Hayır demek için, evet demek için, başkaldırmak için, yakıp yıkmak için, barış için soyunulur, soyunulur.

(Tante Roza)

Sevgi Soysal’ın fevkalade öykü ve romanlar kaleme aldığı kuşkusuz. Fakat onu sadece öyküleri ve romanlarıyla anmak eksik olur, cezaevi anılarından oluşan Yıldırım Bölge Kadınlar koğuşu ve gazete yazılarıyla 60’lar Türkiye’sini cesur fırça darbeleri ile resmetmiştir. Titiz gözlemleriyle birbirimizi görmezden gelişimizi eleştirmiştir. Mine Söğüt’ün de dediği gibi ”Toplumsal körlüğümüz- birbirimizi görmezden gelişimiz- üzerine yazar. Körlüğe rağmen yazar. Bıkmadan tükenmeden yazar ne de olsa usanmak tüm kötülüklere gebedir. Ne de olsa hayatın emekçisi olmak kararlılık gerektirir. Onun dik duruşuna, kararlılığına ihtiyacımız olduğu şu günlerde yılın yazarı seçilmesi yerinde bir karar. Bu sebeple Nilüfer Kütüphane’nin müdürü Şafak Pala ile bir röportaj gerçekleştirdik. Sözü Şafak Pala’ya bırakmadan önce söylemek istediğim son bir şey var. Bu yıl benim Sevgi Soysal’la tanışma yılım oldu. Bu yazı ise onu geç tanımış olmamın borcu olsun. O gidip de bırakamayan kadın hayatının son demlerinde ”Hoş Geldin Ölüm” demişti. Bense onu yeni tanıdığım şu günlerde hoş geldin Sevgi Soysal diyorum.

http://www.bursamuhalif.com/safak-pala-yazmasaydi-eksik-kalmazdi/

BursaMuhalif.com

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.