Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Barış ağacına savaş açıldı

Yazının Giriş Tarihi: 22.06.2025 14:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.06.2025 14:04

Bursa’nın bereketli topraklarında birçok meyve ve sebze yetişir; ama biri vardır ki, taşıdığı anlamla her zaman öne çıkar. Belki de topraktan gelenler arasındaki eşitler dengesini bozan, insanlığın zeytine yüklediği anlamdır. Yüzlerce yıllık insanlığa vaad ettiği barış umuduyla tanınan zeytin, şu günlerde savaş tamtamcılarının hedefinde. Hem Nazım da dememiş miydi:

“Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,

akarsuyun,

meyve çağında ağacın,

serpilip gelişen hayatın düşmanı.”

Bereketin, kutsalın, barışın temsili zeytinin Meclis koridorlarında yerinden edilmesi tartışılıyor. Savaş, tam da bu değil midir? Yerinden yurdundan edilmez mi insan? Evini yurdunu bırakıp, bildiği tanıdığı sokaklara veda edip, bilmediği topraklarda uyanmaz mı? Seyahat etmenin en güzel yanı, bir geri dönüşü olmasıdır. Tebdil-i mekânda ferahlamış bir akılla kente yeniden girdiğiniz olmuştur. Ama göç başkadır, başka bir toprakta kök verme çabasıyla hayata tutunmak vardır.

Şimdilerde insanın canından sonra en son vazgeçeceği topraklarını bırakma çağrısı, zeytinlikler için yapılıyor. Zeytin ağaçlarının kendisini yeterince değerli görmeyenler, onları yerinden sökerek topraklarını imara, ranta, madenciliğe açıyor. İnsanı savaşlardan huzur görmeyen bu topraklarda bu kez de savaş, zeytinlikler üzerinden yürüyor.

Süper izin, süper yasa, süper talan!

Onlar ne yaparlarsa süper yaparlar, duble yaparlar. Her şeyin en gösterişlisi en varaklısı yakışır. Emperyalistlerin her yere ‘demokrasi götürüyoruz’ yalanı gibi emperyalizmin yerli işbirlikçisi de aynı sözlerle sunuyor, ülkenin zeytinliklerine savaş açan bu yasayı.

Ve Meclis'te bu savaşı izliyoruz, bir yanda zeytine yoldaşlık edenler; diğer yanda zeytini toprağından sökenler.

Yasa tasarısının görüşüldüğü Meclis komisyonu kapısında ikisi de Bursa Milletvekili, ikisi de Bursa’nın zeytinini tanır diyorsunuz… Ama öyle olmuyor. Biri tasarı kabul edilsin diye şirketlere kalkan, diğeri de zeytinlerle yoldaş oluyor. Kim bu vekiller, biri Mustafa Varank, diğeri de Orhan Sarıbal.

Zeytinliklerini korumak için gelen köylüler, yasa tasarısının tartışıldığı komisyona katılmak istiyor. Ama Mustafa Varank, salon önünde köylülere duvar oluyor. Halkın temsilcisi olsun diye seçilen bir vekil, halka duvar olarak o günlük görevini tamamlıyor. Bir diğer vekil de Sarıbal, o duvarı aşmak için halkla beraber, halkın Meclisi’nde, halkın sözü için duvarları aşmak zorunda kalıyor. Sarıbal çekiştiriliyor, Sarıbal’ın iradesinde zeytinlerini savunan halk da orada yakasından tutulan oluyor. Parlak dış cepheli şirket binalarının temsili olarak duran diğer vekil, halkının yanında topraklarını koruyanlara sesini yükseltiyor, içeriye girmek isteyenlerin önünde duruyor.

Yine Nazım söylesin bunu:

“Bursa da havlucu Recebe,

Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,

fakir köylü Hatçe kadına,

ırgat Süleymana düşman…”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.