Ortaya çıktığı 80’li yıllardan beri milyonlarca insanın ölümüne sebep olan AIDS, hala birçok insanın yaşamını tehdit ediyor.
HIV, ortaya çıktığı 80’li yıllardan bu zamana kadar 32,7 milyon kişinin ölümüne sebep oldu. Hastalığın ölümcül riskleri bugün hala devam ediyor ve birçok insanın hayatını tehdit ediyor. Bugün ise enfekte olan 1,7 milyon birey bu hastalıkla mücadele ediyor. Bu sayının 150 binini çocuklar oluşturuyor.
Ülkemizde ise 2019 verilerine göre enfekte olan birey sayısı 26 bin 164. Bu rakama 2020 sonlarında 4 bin bireyin eklenmesi bekleniyor.
HIV’le yaşayan bireyler, otoritelere güvenmiyor
Kaos GL ve 17 Mayıs Derneği’nin birlikte hazırladığı “HIV’le Yaşayan LGBTİ+’ların İnsan Hakları Raporu”na göre; HIV’le yaşayan LGBTİ+’lar kurumlara ve otoritelere güvenmiyor, yakın çevreleri ve partnerleri tarafından sistematik ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Çalışmada dikkat çeken bir diğer nokta ise HIV’in değil ayrımcılığın HIV pozitif bireylerin hayatlarını zorlaştırdığı yönünde. HIV’le yaşayan bireylerin sağlık hizmetlerine erişiminde ayrımcılığa maruz kalmasının altının çizildiği raporda, ayrımcılığın son bulması ve HIV ile yaşayan LGBTİ+’ların merkeze alındığı politikaların hayata geçirilmesi gerektiği belirtiliyor.
AIDS nedir?
HIV, bağışıklık sisteminin içine yerleşerek bireyin bağışıklık sistemini zayıflatan bir virüstür. AIDS ise HIV virüsünün bireyde yarattığı bir hastalıklar bütünüdür. HIV nedeniyle ciddi enfeksiyonlardan birini geliştirmiş veya kan testleriyle ölçülebilen bağışıklık sistemi hücrelerinin virüs tarafından yüksek düzeyde tahrip edilmiş bireylere AIDS tanısı konulabilir.
HIV’in bulaş yolları
AIDS sanıldığının aksine öpüşme, aynı kaptan yemek yeme ve içme, el ele tutuşmak veya fiziksel temas yoluyla bulaşmaz. Virüsün bulaş yolları vücut sıvılarının birbirine temas etmesiyle mümkün olur. Bu nedenle kondomsuz cinsel ilişki, kan teması ve anne sütü bulaş yollarındandır.
Güne film önerisi – Dallas Buyers Club
Dallas Buyers Club filmi, uyuşturucu bağımlısı ve HIV taşıyıcısı Ron Woodroof’un hayatından esinlenerek beyazperdeye aktarılıyor. Ron Woodroof’a 1986 yılında AIDS yüzünden 30 günlük ömür biçilir. Teşhiş sonrası FDA kurumundan yasal onaylı olarak kullanabileceği tek ilaç olan AZT’yi almaya başlayan Ron hızla ölümün eşiğine doğru sürüklendiğini fark eder. Çareyi ABD’de yasal olmayan ama dünyanın dört bir yanında bulunan, doğal ilaçlara başvurmakta bulur. Kendisiyle ilgilenen doktorlardan biri olan arkadaşı Eve Saks’ın da yardımıyla Ron farkıdna olmadan çevresindeki hastalar içinde bir iletişim ve satış ağı kurmuş olur. “Dallas Buyers Club” olarak bilinen bu oluşum FDA’nın tedavisi yerine alternatif tıbbı tercih edenlerin çaresi olur ve dahası hastalar üzerinde onaylı AZT’den daha çok işe yarar. Fakat durum çok geçmeden fark edilir ve ilaç firmaları ve FDA Ron’a karşı büyük bir savaş açar. Film 30 günlük ömrü kaldı dendikten sonra kendi doğal yöntemleriyle 2191 gün daha yaşamayı balşaran Ron Woodroof’un kişisel mücadelesine odaklanıyor.
BursaMuhalif.com/Haber Merkezi