Dersim’de son günlerde artan tarikat- cemaat yapılanmasına Bursa Dersimliler Derneği'nden tepki geldi.
Bursa Dersimliler Derneği'nde yapılan açıklamada konuşan Binali Hoş, artan tarikat- cemaat yapılanmasının Aleviliği hedef aldığını, etnik ve kültürel değerlere sahip çıkılması çağrısı yaptı.
Topla, tüfekle, sürgünlerle başaramadıklarını Dersim’in dört bir yanında HES, barajlar, orman yangınları, maden projeleri, dere ıslah ve sulama kanalı adı altında doğaya yönelik talan ve tahribatlar, dağ keçilerinin ihaleye çıkarılarak katledilme projeleri ile başarmak istiyorlar diyen Hoş, “Bunlarla başaramadıklarını ise geçmiş yıllardan beri çok yönlü bir asimilasyon kıskacına alarak başarmak istediler. 1937/38 de başlayan, sırasıyla 12 Mart, 12 Eylül askeri faşist darbelerinin, 12 Eylül’de her köye cami yapılmasının, Dersimli çocukların kuran kursu-imam hatip okullarına zorla götürülmesinin ve 94 köy boşaltmaları ile sürgünlerin hedefi oldu Dersim halkı. Dersim’de kalanlar ise devletin de desteği ile yakın geçmişte gerici Gülen Cemaati'nin üzerinde asimilasyon politikalarını devreye konulmuştur. Gülen Cemaati ile ters düşen devlet, bu günlerde ise diğer gerici tarikat, cemaat vb. dernekler ile bu asimilasyonu devam ettirmek istemektedir” dedi.
Dersim’de yer alan bu gerici cemaat ve derneklerin bir kısmını Munzur Eğitim ve Kültüre Hizmet Derneği (Süleymancıların), Ehlibeyt Sevenler Eğitim Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (Menzil tarikatı), Ensar Vakfı Tunceli Şubesi, Birlik Vakfı Tunceli Şubesi, İlim Yayma Cemiyeti Tunceli Şubesi, Tügva Tunceli Temsilciliği ve Milli Beka Hareketi Derneği gibi (sosyal medya üzerinden faaliyet sürdürüyor) çok sayıda gerici cemaatler farklı isimler altında faaliyetlerini sürdürdüklerini gördüklerini ifade eden Hoş, “Dersim’de dernek ve vakıf adı altında kurumlaşan bu tarikatların devletten bağımsız faaliyet sürdürdüklerine inanmıyoruz. Tam tersi bir devlet politikası olarak düşünmekteyiz. Bilimin ve aydınlanmanın merkezi olması gereken Munzur Üniversitesi, bu gerici cemaat/tarikatların cirit attığı ve kadro kaptığı bir çiftlik haline gelmiş durumda ve üniversite uzantılı kentteki cemaatler aynı zamanda birbirini beslemekte ve kollamaktadır. Bu durum asla kabul edilemez.” dedi.
Küçük bir Alevi kenti olan Dersim’de cemaat ve tarikat yapılanmalarının toplumsal gereksinim olmayıp, tamamen tahakkümcü asimilasyon politikalarının araçları olarak kullanıldığını söyleyen Hoş, “Dolayısıyla bu yapılanmalar örgütlenme özgürlüğü kapsamında düşünülemez ve değerlendirilemez. Bugün caddeleri, sokakları ırkçı sembollerle donatılan, inanç yerleri, dağı taşı bombalanan, doğası, maden ocaklarıyla talan edilen, ormanları yakılan, kutsal kabul ettikleri dağ keçileri için av ihalesi açılan Dersim coğrafyası sahipsiz değildir. Bütün toplumsal varlığımıza, dilimize, kültürümüze, inancımıza yönelik bu ve benzer saldırıları hiçbir vicdanlı Dersimli’nin kabul etmeyeceği gibi, bu ülkedeki emek ve demokrasi güçleri de asla kabul etmeyecektir. Doğa katliamından sonra Bir başka kuşatma, tarikatlardan cemaatlerle, AKP’nin hükümet ve devlet gücüyle, Dersim’i öz gücünden, öz kimliğinden ve inancından koparmaya çalışıyorlar. Ahtımız aht, sözümüz söz olsun, tarikatlara da AKP’ye de bu kuşatmaya da dur diyeceğiz. Buradaki misyonerlerini bir an önce geri çeksinler, geri çekmezler ise bu halkın vereceği cevap sert olacaktır.” dedi.
BursaMuhalif.com/Haber Merkezi