Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Cumartesi Anneleri: 30 yıldır soruyoruz Fehmi Tosun nerede?

Cumartesi Anneleri eylemlerinin 1073. haftasında gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un akıbetini sordu. Açıklamada “30 yıldır soruyoruz: Fehmi Tosun nerede?” diye soruldu.

Haber Giriş Tarihi: 18.10.2025 13:51
Haber Güncellenme Tarihi: 18.10.2025 13:56
Kaynak: Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Cumartesi Anneleri: 30 yıldır soruyoruz Fehmi Tosun nerede?

Gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için tam 30 yıldır Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 1073’üncüsünü gerçekleştirdi. Ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve karanfillerle meydana çıkan aileler, bu hafta 1995 yılında gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un akıbetini sordu.

“Otuz yıldır adalet istiyoruz, hala duymuyorlar”

Eylemde konuşan Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, yıllardır sürdürdüğü adalet mücadelesini hatırlattı. Galatasaray Meydanı’nda defalarca gözaltına alındığını, biber gazıyla yerlerde sürüklendiğini anlatan Tosun, buna rağmen mücadeleden vazgeçmediklerini söyledi: “Otuz sene önce bu mücadeleye başladım. Eşim gözaltında kaybedildi, geri gelmeyeceğini biliyordum ama bir daha kimse kaybolmasın diye buradayım. Bizi yıllarca yerlerde sürüklediler, gözaltına aldılar ama biz başardık, onlar başaramadı. Eğer bu ülkede demokrasiden, hukuktan bahsediliyorsa önce yolunuzu bir cumartesi günü Galatasaray’dan çevirin. Bu meydanda oturanların acısını anlamadan adalet olmaz.”

Hanım Tosun, ülkeyi yönetenlerin yıllardır kayıp yakınlarının sesine kulak tıkadığını vurguladı: “Biz 30 yıl önce burada olmasaydık, siz de bugün bu kayıplardan biri olabilirdiniz. Biz sesimizi dünyaya duyurduk ki bir daha kimse bizim gibi acı çekmesin. Ama ülkeyi yönetenler sağır, kör, duymuyorlar. Bugün bir gazeteci sokak ortasında öldürülüyorsa, bu ülkede ne adalet var, ne hukuk var.

“Fehmi Tosun dosyası tam bir Beyaz Toros olayıdır”

Eylemde konuşan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, 1990’lı yıllarda yaşanan zorla kaybetme vakalarının devlet eliyle işlenen suçlar olduğunu söyledi. Keskin, Fehmi Tosun’un kaybedilmesinin “Beyaz Toroslar dönemi”nin sembollerinden biri olduğunu belirtti:“Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı, ‘Beyaz Toroslar dönemi yanlıştı’ dedi. Evet, yanlıştı ama bu suç sadece o dönemde işlenmedi. Bu suçu ortaya çıkarmayan, failleri yargı önüne çıkarmayan her iktidar bu suçun altına imza atıyor. Beyaz Torosların kaptan şoförleri hala aramızda: Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Şenkal Atasagun ve daha niceleri…”

Keskin, Tosun dosyasında yıllardır hiçbir ilerleme sağlanmadığını, delillerin araştırılmadığını hatırlatarak yargı organlarının suçu koruyan bir kalkan haline geldiğini söyledi: “Savcılar, Tosun ailesinin tanıklarını dinlemedi, aracın plakasının kime ait olduğunu araştırmak ‘özel hayatın gizliliğine aykırı’ denilerek reddedildi. Eğer kontra güçlerin özel hayatını koruyorsanız, o suça ortaksınız demektir. Türkiye, bu dosyada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından mahkûm edildi ama hiçbir şey değişmedi.”

“Fehmi Tosun nerede?​”

Basın açıklamasını Cumartesi İnsanları’ndan Özlem Zıngıl okudu. Açıklamada, devletin gözaltında kaybetme suçlarında etkin bir soruşturma yürütme yükümlülüğünü yerine getirmediği vurgulandı: “Devletler, gözaltında kaybetme şikâyetlerini derhal ve bağımsız biçimde soruşturmakla yükümlüdür. Ancak Türkiye’de bu suçlar zamanaşımına sürükleniyor. Dosyalar kapatılıyor, failler cezasızlık zırhıyla korunuyor. Bu durum adalet duygusunu yok ediyor, ailelerin yaralarını derinleştiriyor.”

Zıngıl, “Artık yeter! İnkara ve cezasızlığa son verin. Evrensel insan hakları hukukundan doğan yükümlülüklerinizi yerine getirin. Fehmi Tosun dosyasında adaleti sağlayın. Kaç yıl geçerse geçsin; Fehmi Tosun için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Fehmi Tosun’un kaybedilişi…

35 yaşındaki, beş çocuk babası Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995 sabahı Avcılar’daki evinden çıktıktan sonra kayboldu. Aynı akşam sivil giyimli, silahlı ve telsizli üç kişi, beyaz bir Renault araçla (34 UD 597) Tosun’u evinin önüne getirdi. Hanım Tosun ve çocuklarının gözleri önünde, “Beni öldürecekler!” diye bağıran Fehmi Tosun, zorla araca bindirilerek götürüldü. O andan sonra bir daha kendisinden haber alınamadı.

Hanım Tosun, plakayı vererek Avcılar Karakolu’na başvurdu. Ancak polis, hiçbir işlem yapmadan “Bizim yapacağımız bir şey yok.” dedi. O günden sonra devlet, Tosun’un gözaltına alındığını inkâr etti.

AİHM kararı ve cezasızlık

İnsan Hakları Derneği’nin desteğiyle aile, tüm iç hukuk yollarını tükettikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. 2003 yılında sonuçlanan davada, Türk hükümeti, Fehmi Tosun’un kaybolmasının ardından yürütülen soruşturmanın yetersiz olduğunu kabul etti. Ancak buna rağmen, dosya zamanaşımına sürüklendi; takipsizlik kararları verildi, itirazlar reddedildi. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurudan da sonuç alınamadı.

Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedilmesini açığa çıkaracak hiçbir adım atılmadı; deliller toplanmadı, sorumlular tespit edilmedi.

Kaynak:Evrensel

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.