Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Renault işçisi: ‘Sessizliğimizden cesaret alanlara karşı öfkemiz birikiyor’

Renault işçisi sözleşme süreci ile ilgili düşüncelerini yazdı.

Haber Giriş Tarihi: 05.12.2025 11:10
Haber Güncellenme Tarihi: 05.12.2025 11:11
Kaynak: Haber Merkezi
Renault işçisi: ‘Sessizliğimizden cesaret alanlara karşı öfkemiz birikiyor’

Tiyatroyu hep beraber izliyoruz. Her iki senede iki üç sahne değişiyor, geriye kalan aynı. MESS ağaları, hayırlı evlatları sendikacılar ve biz gariban evlatlar arasında. Herkes her şeyi biliyor ama kimse sesini çıkarmıyor, oyun bozulmasın. 2015’te herkesi dize getirdikten sonra kayıplar başladı. İşten çıkarma ile önce sendika seçimimize müdahale ettiler. Birleşik Metal’in örgütlenmesini sildiler. Birliğimizi koruyup atılan arkadaşlar için işi durduramadık, kaybetmeye başladık. Türk Metal’de “Kendi temsilcilerinizi seçin, kendi şubenizi kurun” dediler. Önce yavaş yavaş, son nizamın seçiminde sonra direkt Ömer Başaran ve Türk Metal Merkezi aracılığıyla Zafer’i başkan yapıp seçimlere müdahale ettiler, ses çıkmadı. Sözleşmeli işçiler çalışmaya başladı, ses çıkmadı. Promosyon bir ay gecikmeli alındı, ses çıkmadı. Kameraları ağzımıza kadar soktular, ses çıkmadı. Sesini çıkaranın boynuna işsizliği urgan olarak geçirdiler. İki eldivenin hesabını yapıp iş kazası riskini göze alarak bizleri canımız pahasına çalıştırdılar. Bizler korona, yağmur, sel, deprem demeden her koşulda çalıştırıldık. Kendilerine şakşakçı tayfayı kurdular, sosyal medyada yalama yorumlar yaptırıp fabrikada alkış tutturuyorlar. Cümleye başlayan “Başkan Uysal Altundağ önderliğinde” diye başlıyor. Uysal Altundağ önderliğinde, daha acısı Türk Metal önderliğinde Renault işçisi bugüne kadar ne kazanmış? Kazandığımız her kuruşta fabrika yönetimi ve sendikanın değil işten atılan kardeşlerimizin alın teri, çocuklarının geleceği var. Sendikacıyı alkışlamadı diye işten çıkarılan presçi kardeşlerimiz ilk değildi. Başkan adayı olacak diye atılan Levent’in, Telefoncu Ahmet’in, Teleferik Abdurrahman’ın, sendikada çalışan Milletvekili Adayı Erhan’ın, Bulgar göçmeni Tır Şoförü Eray’ın, Kaportacı Uzun Serkan’ın, işten çıkarıldıktan sonra Starbucks’ta çalışan Pınar’ın, daha yazarken hemen aklıma gelmeyen onlarca işçi kardeşimizin cesaretinin zekatını yiyoruz. Yine boğazımıza işten atmayı urgan gibi geçirdiler, sesini çıkaranın ipini sıkıyorlar.
Sendikacılara promosyonu, sözleşmeyi sorunca yüzleri ekşiyor. Promosyon açıklandığında sendikada toplantı yapıyorlar. İşçi ek mesaiyle kan ter içinde çalışırken Kıbrıs’ta havuz başında sözleşmeyi konuşuyorlarmış. Fotoğraf paylaşmaya utanmıyorlar. Cesareti bizim sessizliğimizden alıyorlar. Tiyatro olduğunu, arada figüran gibi kaldıklarını onlar da biliyorlar. Bir de görünmez el var; maaş daha cebimize girmeden alıyor dörtte birini, herhalde salon sahibi… Salondakilere girmeden “Sessiz olun” uyarısı yapıyor.
Uzun lafın kısası; bugüne kadar kazandığımız her şeyi sendikacılara, patrona karşı birleşerek kazandık, kimse bize vermedi. Bundan sonra da ancak biz alabiliriz. Sessizlik can sıkıcı, moral bozucu olabilir. Aynı ayakkabıyı giyip aynı dolaba soyunan bizler, 2015’te sendikacılar kapı önünde arkadaşlarımızı tartaklarken fabrikada çıt çıkmazken nasıl birleştik, onu hatırlarsak yeter. Terlemeden eve gidenler önümüzde duradursun, terini eldivenine, montuna, yeleğine silenlerin öfkesi birikiyor.
MESS dağılmadan Türk Metal’in ağalarını, ağaları yenmeden de MESS’i dağıtamayız. Karşımızdakileri görelim ki onlardan beklentimiz olmasın.

Kaynak: Haber Merkezi

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.