Dosyamızın üçüncü konuğu Birleşik Kamu İş Bursa İl Başkanı Engin Yurdakul.
Tarih değişsede geçmişte yaşanılan deneyimlerle günümüzdeki mücadele benzer diyen Yurdakul, “Özellikle emeğin sermaye ile olan ilişkisi ve çelişkisi günümüzde de yerini koyuyor. Taksim işçiler için, emekçi kesimi için önemli bir nokta. Buraya girmenin iktidar tarafından engellenmesi aslında biraz emeğe bakışı, emeğe karşı tutumuyla da ilgili bir şey” dedi.
Büyük şirketlerin vergi borçlarının yok edilmesi onun yerine emekçilerin daha fazla vergi altına alınması dolaylı vergilerle emeğinin sömürülmesi sürecinin hızlandığını görüyoruz diyen Yurdakul, “Konfederasyon olarak bu sene ilk kez biz masada olacağız. İşverenle memurlar adına biz oturacağız. Onunla ilgili taleplerimizi hazırlıyoruz. Şu an memurlar için en büyük kayıp emekliliğe sayılmayan birçok kesintimiz var. Zamlar veriliyor ama bunlar hiçbir zaman emekliye sayılmıyor. Bu nedenle birçok yurttaşımız emekçimiz emekli olamıyor. Ekonomik koşullarından dolayı. Bizim birinci önceliğimiz bunlarla ilgili yasal düzenlemelerin yapılarak bize verilen göstermelik zamların emeklilikte de işimize yarayacak şekilde genişletilmesini sağlamak. İkinci olarak kadın ve çocuk işçiliği üzerine bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmada özellikle bu MESEM’ler dolayısıyla çocuk işçiliği yaygınlaştırılması bunun topluma iyice yayılması ucuz iş gücü olarak değerlendirilmesinin önüne geçmeye çalışıyoruz. Bir de vergi dilimi adaletsizliği var. Ocak ayında bütün memurlar maaşlarını böyle çok yüksek alıp bütün bir yılı öyle geçireceğini sanıyorlar. İktidarın yaptığı zamlar üçüncü aydan itibaren memurun artık cebinden çıkan miktara dönüşüyor. Vergi dilimlerinde inanılmaz bir adaletsizlik var. Bu adaletsizliğin giderilmesi lazım” dedi.
İktidar kendisi gibi düşünmeyen her kesimi ya ötekileştiriyor ya terörize ediyor ya baskı altına alıp susturuyor ifadelerini kullanan Yurdakul, “Burada çıkış yolu aramak toplumsal desteği sağlamak çok önemli. Bu da korku ikliminden kurtulmakla ilgili bir şey. İnsanların sadece yaşayabilmek için minimum ihtiyaçlarını giderebilmek için dile getirdiği şeylerden dolayı terörist ilan edildiği, korkulandığı ve iş güvencesinin ortadan kaldırıldığı bir sistemde insanlar görece o iktidarın saldığı korku neticesinde görece bazen geri plana düşmüş olabiliyorlar. Ama bunun bir birikim yaratacağını ve yeterince birikimin olduğunu da düşünüyoruz. Bu konuda emekçi kesimlerin artık korkularını bir kenara bırakmasının zamanı geldiğini inanıyoruz. Çünkü bunun sonu yok. Geçtiğimiz haftalarda insanların haksızlığa karşı tahammülsüzlüklerini gördük korkusuzca meydanlara çıktılar. Çünkü sanayi kenti olan bir sürü fabrikanın olduğu yerde gençlerimiz işsiz kalacağını düşünüyor. Sanayinin, fabrikaların en yoğun olduğu yerlerden birisinde yaşıyoruz. Ve gençlerimiz, çocuklarımız işsiz kalacak endişesiyle okullarına gereken özelini göstermiyorlar, eğitimlerine gereken özelini göstermiyorlar. Bu ülke gençlerimiz için güzel olmaktan çıkmış. Çocuklarımıza çalışırsan, emek harcarsan kazanırsın, hakkın yenilmez şiarını düsturunu aktaramıyoruz. Çünkü bu tırpanlandı. Bizzat bu iktidar tarafından tırpanlandığını” söyledi.
Birleşik Kamu İş’in Bursa muhalefetinde önemli bir yer edindiğini ifade eden Yurdakul, “Bizler bugün okul okul dolaşıyorsak, fabrika fabrika dolaşıyorsak, büroları, belediyeleri ziyaret ediyorsak, insanların problemlerini de dayanışarak çözmeye çalışıyorsak bunun bir karşılığı var ve karşılığı da bu anki sayı. İnsanlar Birleşik Kamu İş’e bu dayanışma duygusundan dolayı geliyorlar. Ama biz aynı dayanışmayı toplumun diğer muhalefet unsurlarıyla da örmek istiyoruz. Önyargılı olmamak lazım. Bu ön yargının hem iktidar unsurları hem de Bursa yerelindeki muhalefet grupları tarafından yıkılması gerektiğini düşünüyoruz. En azından 1 Mayıs alanı gibi sembolik bir yerde yok sayılmanın yanlış bir şey olduğu kanaatindeyiz. Yani bir alanda topluca daha coşkulu bir şekilde, daha kalabalık durmak varken sadece biz olalım, başkası olmasın, toplumun diğer kesimleri olmasın, kimsenin söz hakkı olmasın demenin akılcı olmadığını düşünüyoruz. Bu konuda iyi niyetlerimizi bugüne kadar gösterdik 1 Mayıs alanı hiç kimsenin tek elinde değildir. Olmamalıdır da ucu emekten geçen herkesin orada temsiliyet hakkı olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Uğur Ökdemir
Kaynak: Haber Merkezi