CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal, Bursa’nın Göllüce köyünde yaşanan işkence ve taciz iddialarını Meclis’te düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu.
22 Kasım 2023 günü Jandarmanın Ali isimli bir vatandaşa müdahalesiyle başlayan olaylarla ilgili bilgi veren Sarıbal, İçişleri Bakanlığını göreve davet etti.
Mecliste yaptığı basın toplantısında konuşan Sarıbal, “Şükrü Türe sabah kapının önünde ayakkabısını giymeden jandarma tarafından ters kelepçe ile İznik karakoluna götürür. Bir sandalyede ters kelepçe ile önünde durdururlar ve orada başlar dayak atmaya, yani işkenceye bu yaklaşık 2 buçuk saat boyunca sürer. Sol kaburgası, sırt, omuzlarında lekeler var, gördüm. Buraya getirip fotoğraflarını göstermekten sıkıldım. Rahatsız oldum ama gerekirse göstereceğim. Kaburgaları kırık vücudunun değişik yerlerinde lokal ödemler oluşmuş, gözlerimle gördüm gittim yerinde kahvenin ortasında açtı gösterdi. Daha sonra Şükrü alınıp savcılığa götürmek isteniyor, götürülürken 3 kişi daha var ayrıca. Jandarma teşkilatının elbette bütününe dair bir şey söylemiyoruz, İçişleri Bakanlığı’na, Bursa Valiliği’ne, İznik Kaymakamlığı’na da çağrımız var, konu davalık da oldu, davaya da gidildi. Tümünü doğru samimi bir şekilde anlatıyoruz. 4 kişiyi aynı arabayla götürüyorlar ve söylenen şu, hakaret edilerek “sizin gibi bilmem nelere 4 araba çok hepiniz bir arabaya binin sizi böyle götüreceğiz” diye yine araçta ters kelepçeyle hastaneye götürülüyor, hastaneye giderken de “Bisikletten düştünüz. Herhangi bir şikayetiniz yok. Herhangi bir yaralanma bir şey yok. Ben daha iyiyim deyip çıkacaksınız.” Götürüyorlar. 30 saniye sürüyor doktor kontrolü. O korkuyla bir şeyimiz yok deyip geri getiriyorum. Tekrar arabaya biniyorlar ama şunu da söylüyorlar, “tekrar bu arabaya bineceksiniz, sizi tekrar karakola götüreceğiz. Karanlık odalarımız var. Sizin daha görmediğiniz fantezilerimiz var.” Ve dolayısıyla korkudan “Bir şeyimiz yok” deyip tekrar arabaya bindirilip bu defa savcılığa götürülüyor. Savcılıkta da aynı anlayış hâkim. “Kesinlikle şikayetçi olmayacaksınız. Şikayetle ilgili bir sorununuz olamaz. Biz size karakolda su bile verdik. Bunu bilin.” Dolayısıyla yine “bizim elimizdesiniz” anlayışıyla Savcılığa gidiliyor ve savcılıkta ayrıca “şu 3 kişiden de şikayetçi olacaksın. Bu 3 kişiden de şikayetçi olursan senin cezan daha da azalacak yetmez bize 13.000 TL borcun var. Devletin arabasına mukavemetten 13.000 TL de bize para vereceksin.” Tutanak yok rapor yok arabada herhangi bir iz ibare çizgi en ufak bir şey yok” dedi.
12 gün geçtikten sonra Şükrü artık “Ben bunu kendime yediremem bu benim için onursuzluktur. Eğer ben bir saat daha orada dursaydım, belki de canıma kastederdim” diyerek bu yapılanı kendisine yapılmış ağır bir ceza olarak suç olarak görüp suç duyurusunda bulunuyor diyen Sarıbal, “Tekrar gidip doktor rapor alıyor ve o doktor raporunda 5 kaburga kırık vücudun değişik yerlerinde darp görünüyor. Şimdi burada çok açık ve net bir şekilde bir jandarma işkencesi var. Köyde o günden sonra motosiklet başta olmak üzere hepsine el konuluyor. “Yetmez plakasız römorklara, plakasız tarım alet ve makinalarına belgesi olmayan bütün malzemelerinize el koyacağız” deniyor. Şu anda köylerin bütün motosikletlerine el koyma çabası devam ediyor. Yani işkence, baskı, gözaltı yetmiyor, bir de onların yaşam işi olan tarımsal faaliyetlerini sürdürecekleri makine mekanizasyona müdahale ediliyor. El konuyor ya da bir şekilde onlar işlevsiz getiriliyor. Dolayısıyla burada İçişleri Bakanlığını mutlaka göreve çağırıyoruz” dedi.
CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal şu soruları sorudu;
Aradan 6 gün geçti, İznik Karakol Komutana orda mı değil mi? İznik karakol komutanı ile ilgili herhangi bir işlem yapıldı mı? İznik, karakol komutanlığında yaşanan bu olayla ilgili kamera görüntüleri var mı, nerede? Bursa valiliği, İznik Kaymakamı bununla ilgili herhangi bir adım attılar mı?
Ortada bir işkenceden bahsediyoruz diyen Sarıbal, “Gerekçesi ne olursa olsun. Bir insan karakolda dövülemez. Suç da işleyebilir, hata da yapabilir. Ama böyle hukuk olursa birilerinin emrinde hukuk olursa, bir ülkede hukuk guguğa çevirilirse mafya çete düzeni egemen olursa o ülkede karakol komutanı da kendini saraydaki kral gibi görür ve halkı böyle bastırarak sindirerek zulmederek işkence yaparak göreve devam eder. Bursa barışık bir kenttir, Bursa demokratik bir kenttir. Bursa 81 ilin iç göçüyle donanmış, birbiriyle uzlaşı içerisinde yaşayan bir kenttir. Kamu görevleri eliyle, askeri görevliler eliyle yüzyıllarca orada barış ve kardeşlik ve dayanışma içerisinde yaşayan köylerde, onların kullandığını kullanmayacağım, baskı, zulüm uygulanamaz. Çünkü o insanlara hiç hak etmedikleri kelimeler kullanmışlar. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır, yurtseverdirler, üretirler. Dünyanın en önemli barış, kutsallık ağacı olan zeytinden ekmek üretirler, oradan yaşamlarını sürdürürler ama kamu görevleri eliyle bugün huzurları bozuk. Huzursuzlar, jandarmaya güvenleri kalmadı. İçişleri Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz. İçişleri Bakanlığı burada çok hızlı bir şekilde bir adım atmalı derhal ama hızlıca, başta İznik karakol komutanı olmak üzere, sayısını bilmem ama bu işkence işine karışan, sayısını da bilmem, ilgili arkadaşımızın söylediği 10 civarında kişi derhal açığa alınmalı, soruşturma başlatmalı, onları oradan derhal uzaklaştırmalı. Bütünüyle çok daha fazla söyleyecek çok daha fazla belge bilgi var mevcut, tekrar söylüyorum eksikleri hataları da olabilir bu arkadaşların ama işkence, kaburga kırma, tekmeyle yere düşürüp dövme, sandalyeden yere düşürüp ters kelepçeli bir insanın sandalyeden yere düşüp yerde dövülmesi… Karakolun içinde halktan insanlara işkence yapılmıştır. Doktor raporlarıyla sabit, birkaç gün sonra Adli Tıp raporu da tamamen yayınlanacak. Ama çok net bir şekilde gidip aynen vücudundaki bütün izleri gördük. Göllüce halkının yanında olduğumuzu bir kez daha açık bir şekilde ifade ediyoruz” dedi.
Haber Merkezi