Doç. Dr. Murat Sevinç: "Meclis'in Mustafa Kemal'e vermediği yetkileri istiyor"

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki görevinden son kararnameyle ihraç edilen Anayasa hukukunun önde gelen isimlerinden Doç. Dr. Murat Sevinç, Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi’nin "Çağdaş" söyleşilerinin konuğu oldu. Bursa’daki gazetecilerle Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin toplantı salonunda bir araya gelen Sevinç, 16 Nisan’da yapılacak referandum öncesinde Anayasa değişikliklerinin neler getirdiğini anlattı. ÇGD Bursa Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Namık Göz’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Sevinç, yıllarca OHAL KHK’larını anlattığını, OHAL kapsamında yapılamayacak her türlü hamlenin yapıldığını söyledi. 1909 Anayasası’ndan bu güne gerçekleştirilen tüm değişiklikleri anlatan Sevinç, hiçbir sistemle benzerliği olmayan, kendi içinde tutarlılığı olmayan bir metnin milletin karşısına getirildiğini söyledi. 1909’dan bu zamana kadar edinilen tüm değerleri alt üst etmeye yönelik bir sistem değişikliğine gidildiğini vurgulayan Sevinç, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye bir şey yok. Anayasaya aykırılıkların hepsi anayasaya uyduruluyor. Hukuki zemine oturtuluyor. Her konuda yönetmek isteyen bir yetkiyle karşı karşıyayız. TBMM’yi işlevsizleştiren. Mustafa Kemal’e 1924’te verilmeyen fesih yetkisini veren bir sistem var önümüzde” ifadelerini kullandı. Azeriler bunu yapmadı   Sistemin sürekli istikrarsızlık vadeden, çift başlılığı sürdürebilecek bir yapıda olduğunu kaydeden Sevinç, “Meclis ve cumhurbaşkanı aynı görüşteyse Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Hakimler Kurulu’nun bütün üyeleri Cumhurbaşkanı’nın talepleri doğrultusunda seçilecek. Farklı görüştülerse karışıklık oluşacak. Cumhurbaşkanı bütün yüksek bürokratları atar diyor. Ne demek bu? Binlerce insan söz konusudur. Bütün bürokratları atamak istiyorlar. Her türlü çelişki doğuruyor. Kim başkan yardımcısı olacak? İstediği kadar başkan yardımcısı atayabilir bu durumda. Bir sınır yok. Başkan yardımcısının niteliği ne olacak? Belli değil. Kim vekalet edecek? Başına bir şey gelse yazı tura mı atacaklar? Azeriler bile bunu yapmadı. Özensizlik, bilinçli bırakılan boşluklar var. 1909’dan beri tüm geleneğimizi alt üst ediyor. Kendi içinde çelişkiler barındırdığı için bürokrasi ve devlet kademesinde sorunlar yaşanmaya başlayacak. Bizim tarihimiz bu kadar ucuz değil. Bunu hak eden bir anayasacılığımız yok bizim. Bu kadar karman çorman, mutlak tek adam, mutlak yönetilemezlik vadeden bir değişikliğe ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Bir kişinin hayallerini gerçekleştirmek dışında bu değişikliğin bir işlevi yok. Kölelik tartışıyor gibiyiz. Köle olmak ister misiniz? Diye soru soruyorlar. Üzerine tartıştığımız bir şey hiçbir anayasa hukukçusu anayasa değişikliği önerisi muamelesi yapmaz” dedi.