CHP PM Üyesi Canan Taşer: İftiralar bize yakışmaz, bize yapışmaz da!

CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi Canan Taşer, Muhalif TV’nin canlı yayınlanan programında Hatice Nur Derya’nın sorularını yanıtladı. 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan eylemlilik sürecinde gençliğin ön plana çıkmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Taşer, gençliğin geleceksizlik kıskacında olduğunu ve İmamoğlu’nun gençlere güven verdiğini ifade etti.

Üniversitelilerin hak arayışlarından gelen, Z kuşağını temsil eden biri olarak PM’de yer aldığını belirten Taşer, “Gençlik öfkeli, gelecek istiyor. Geleceğini de maalesef Türkiye'de göremiyor. Peki bu neden Ekrem Başkan’ın alınmasıyla birlikte başladı? Çünkü Ekrem Başkan’a güven duyuyorlardı. Onun İstanbul’da yaptığı projeler sayesinde hayatları bir nebze de olsa kolaylaşmıştı. Kent Lokantaları’nda ucuza yemek yiyebiliyor, oluşturduğu yurtlarda kalabiliyorlardı. Ekrem Başkan artık sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin umudu; bizim cumhurbaşkanı adayımız. Yaptığı projelerle gençlere, kadınlara, çocuklara dokundu” dedi.

Parti politikaları sahadan edinilen deneyimlerle hazırlanıyor

“Türkiye'deki gençler ne yaşıyorsa, Cumhuriyet Halk Partisi'nin gençleri de onu yaşıyor ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin gençlik politikaları da gençlerin yaşadıkları üzerinden belirleniyor.” diyen Taşer, parti politikalarını sahadan edindikleri deneyimlerle, özneleriyle oluşturduklarını söyledi. 

CHP’deki kurultay sürecini “Bizim açımızdan kurultayımız tam bir birlik, beraberlik kurultayıydı.” diyerek özetleyen Taşer, Özgür Özel’in hazırladığı anahtar listenin tamamının PM seçilmesinin, bu birliği ortaya koyan en önemli gösterge olduğunu belirtti. 

“Şaibe arıyorlarsa kendilerine baksınlar”

Taşer kurultaya ilişkin şöyle konuştu:

“Bu kurultay zaten bizim olağan süreçlerle yaptığımız bir kurultay değildi. AKP'nin kumpas oyunlarına karşı yaptığımız bir kurultaydı. Orada da genel başkanımız ve genel merkez yöneticileri olarak, birlikte olağanüstü bir karar alarak, güzel bir stratejik hamleyle, aslında onların bizim baba ocağımıza, 100 yıllık çınarımıza atamak istedikleri kayyumun da önüne geçtik. 

Soruşturma süreçleri devam ediyor. 86 kişiyi ifadeye çağırdılar. Burada, bizim il başkanımızı işin içine katarak, bir oyun yürütmeye çalışıyorlar. Ama buradan ben de tekrar etmek isterim ki, biz il başkanımızın da genel başkanımızın da tüm parti yöneticilerimizin de o 86 kişilik listedeki herkesin de sonuna kadar arkasındayız. Çünkü ben, 38. Olağan Kurultay’da hem genç bir kadın hem de o zaman hala üniversite öğrencisi olarak, kampüsteki arkadaşlarımın sesini dinleyerek, kendi özgür irademle, hiç kimsenin baskısı altında kalmadan bir kurultay delegesi olarak, gidip değişime öncelikle imza vermiş daha sonra da oy vermiş bir Parti Meclisi üyesiydim. Yani bu süreçte atılan iftiraları asla ve asla kabullenmiyoruz. Eğer bir şaibe arıyorlarsa AKP kendi kurultayına dönüp bakmalıdır. Orada dağıttıkları saatlere bakmalıdır. Bize attıkları iftiralar bize yakışmaz, bize yapışmaz da öncelikle olarak kendilerini sorgulamalarını rica ediyoruz.” 

Türkiye futbolu açısından utanç verici

İktidarın geçtiğimiz hafta futbol maçında oyunculara verdiği pankartla doğum tartışmalarını yeniden gündeme almasına dair Taşer, “Böyle bir pankartın açılmış olması, Türkiye adına, Türkiye sporu, futbolu adına utanç verici bir olaydır. Kadınlar bedenleriyle, hayatlarıyla alakalı kararları ancak kendileri verebilir. Neyin normal olup neyin normal olmadığını ne bakanlık ne de orada futbol oynayan erkekler belirleyebilir. Yaptığımız son tüzük kurultayında da biz bununla alakalı ciddi bir gelişme kaydettik. Evet şu an bizim partimizde de eşit temsil yok. Yüzde 33 olan cinsiyet kotasını, önümüzdeki ilk üç kurultayda yüzde 50’ye taşımayı hedefliyoruz. Bunu da tüzüğümüze kaydettik, oyladık, geçirdik. Genel başkanımızın da bu konuda çok büyük katkıları vardı, oylama sırasında ‘Bu maddeye el kaldırmayan herkesin, özellikle erkeklerin fotoğrafını çekip eşlerine göndereceğiz’ dedi.” sözleriyle CHP’de eşitlik politikalarına değindi.

Herkes bir şafak operasyonu tehdidi altında

Bugün bu adaletsizlik bize dokunmuyor diye, asla sessiz kalınmaması gerektiğini ifade eden Taşer, “Yarın, öbür gün saat 5’te, bir şafak operasyonuyla bizim de evimizden kız kardeşimiz, erkek kardeşimiz, kendimiz, annemiz, babamız sırf fikirlerini ifade ettiği için bir anda gözaltına alınıp hukuksuz bir şekilde tutuklanabilir. Çünkü artık maalesef hukuki bir güvence yok.” diyerek iktidarın yargıyı sopa olarak kullandığını söyledi. Tüm siyasi tutuklular, gençler serbest bırakılana kadar mücadelelerinin süreceğini belirten Taşer, “Sayın Ekrem İmamoğlu'nu Türkiye Cumhurbaşkanı yapana kadar ve daha sonrasında da maalesef ki çürümüş olan tüm bu sistemleri halkın desteğiyle, halkımızla birlikte teker teker düzeltene, refah seviyesini yükseltene kadar mücadelemiz devam edecek.” şeklinde konuştu.