Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

DİSK/Dev Sağlık İş Bursa: Sağlık ve sosyal hı̇zmet ı̇şçı̇lerı̇ hakkını alacak!

DİSK/Dev Sağlık İş Sendikası Uludağ Üniversitesi Hastanesi önünde yaptığı basın açıklamasıyla, “2024 ve 2025 yıllarında emekli olacaklar arasındaki adaletsizlik ortadan kaldırılsın” çağrısında bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 11.12.2024 13:44
Haber Güncellenme Tarihi: 11.12.2024 13:53
Kaynak: Haber Merkezi
DİSK/Dev Sağlık İş Bursa: Sağlık ve sosyal hı̇zmet ı̇şçı̇lerı̇ hakkını alacak!

Uludağ Üniversitesi Hastanesi önünde yapılan açıklamada, Dev-Sağlık İş’in yüzde 1 işkolu barajının üstünde olduğu mahkemece kanıtlandığı belirtildi.

Yapışan açıklamayı Dev Sağlık İş Bursa temsilcisi Alper Küçük okudu.

Sendikamız, 24 Temmuz 2024’te Çalışma Bakanlığı tarafından yayınlanan istatistiklerde yüzde 0.99 oranıyla işkolu barajının altında bırakılmak istenmiştir diyen Küçük, “3 mevsim boyunca, tam 123 gün bakanlıkla yaptığımız görüşmelerde, günlerce bakanlık önünde tuttuğumuz adalet nöbetinde hem de mahkeme önlerinde uğradığımız adaletsizliği dile getirdik. Ve nihayet 26 Kasım 2024 tarihinde mahkeme kararı ile sendikamızın üye sayısı 7.579 olarak kesinleşti ve yüzde 1 işkolu barajının üstünde olduğumuzu mahkeme de kanıtlamış oldu. Bizi baraj altında tutarak, kamu çerçeve protokolü dahil olmak üzere toplu sözleşme düzeninin dışında bırakmak istediler ama biz haklılığımızı mahkemede kanıtlamış olduk” dedi.

"Bu adaletsizliği gidermek bir cümlelik yasa değişikliği ile mümkündür"

Emeklilik sisteminin eşitsizlik ve adaletsizlikleri gün geçtikçe artıyor diyen Küçük, “2024 yılının ikinci yarısında emekliliği hak edenler eğer emeklilik başvurularını 2025 yılına sarkıtılırlarsa önemli kayıplar yaşayacaklar. Böylece aynı şartlarda emekli olanların aylık ve gelirleri arasında ciddi bir uçurum söz konusu olacak. Bu uçurum, emekli aylıklarının hesaplanmasında esas alınan güncelleme katsayısının belirlenmesi yöntemindeki karışıklıktan ve yüksek enflasyondan kaynaklanmaktadır. Bu adaletsizlik nedeniyle sağlık ve sosyal hizmet kurumlarından emekli olmak isteyenlerin sayısı artmıştır. Emeklilik başvurusu yapan mesai arkadaşlarımızın yerine nasıl bir istihdam oluşturulacağı konusunda bir belirsizlik vardır. Bu durum işyerlerimizde iş yükünün artmasına, sunduğumuz sağlık ve sosyal hizmetin niteliğinin azalmasına yol açacaktır. Bu adaletsizliği gidermek bir cümlelik yasa değişikliği ile mümkündür" dedi.

Asgari değil Iinsanca yaşamak Iistiyoruz! 

Ülkemizin içinden geçtiği enflasyonist ortamda tarihimizde görülen en sert bölüşüm krizi ile karşı karşıya olduklarını belirten Küçük, “Yüksek enflasyonla yoksullaştırılan, adaletsiz vergi sistemiyle “dilim dilim soyulan” yüzbinlerce sağlık ve sosyal hizmet emekçisi, milyonlarca işçi, dar gelirli büyük bir alım gücü kaybı yaşarken, Türkiye sermaye sahipleri için büyüme devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri kapsamında ücretlerimize göz dikenlere, bizi açlık-yoksulluk sınırında yaşamaya mecbur bırakmak isteyenlere karşı işyerlerimizde mücadele etmeye devam ediyoruz. Tasarruf tedbirleri genelgesi kapsamında kanuna aykırı şekilde mesai ücretlerini ödemeyen, ödemeyeceğini söyleyen kurum yöneticilerine de buradan sesleniyoruz. Bir genelgeyi gerekçe göstererek kanunlara aykırı iş ve işlem yapmak hukuksuzluktur. Genelgeler hangi makamdan gelirse gelsin kanunlardan üstün değildir. Sendikamız bu hukuksuzlukları takip ediyor ve gereğini yerine getirecektir” ifadelerini kullandı.

Toplu sözleşme hakkımıza sahip çıkmaya devam ediyoruz! 

Temmuz istatistikleri ile işkolu barajının altında bırakmaya çalıştıkları adaletsizlik yargıdan geri döndüğünü vurgulayan Küçük, “Yargı kararı ile sendikamız Temmuz 2024 istatistiklerine göre toplu iş sözleşmesi yapmak için yetkili sendika olmuştur. Ancak çoğunlukta olduğumuz işyerlerinde Bakanlık, mahkeme sürecini bahane ederek yetkiyi başka sendikalara vermiştir. İlgili işyerlerinde hukuki süreçler devam etmektedir. Bu sendikalar yetkiyi işçilerden değil bakanlıktan almıştır dolayısıyla imza altına alacakları toplu iş sözleşmelerinde işçilerin değil bakanlığın taleplerinin yazılı olacağı apaçık ortadır. Buradan sesimizin ulaştığı bütün sağlık ve sosyal hizmet işçilerine sesleniyoruz: 

*Haftalık 40 saatlik çalışma hakkımızı tanımayan bir toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme değildir. 

*Tayin ve becayiş hakkımızı kalıcı şekilde düzenlemeyen, KHK’lı işçi, İŞKUR’lu işçi ayrımını ortadan kaldırmayan bir toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme değildir. 

*Görev tanımlarımızın net olmadığı, idarecilerin bir tek sözüne bağlı görevlendirme sorununu çözmeyen bir toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme değildir. 

*İnsanca yaşamaya yetecek bir ücreti ve enflasyon üzerinde olacak şekilde zam oranlarını içermeyen bir toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme değildir. 

Ve hepimiz biliyoruz ki toplu sözleşme hakkımız gasp edilerek verilen yetkilerle bu taleplerin gerçekleşmesi mümkün değildir. Hep birlikte toplu sözleşme hakkımıza sahip çıkacağımızı ilan ediyoruz" dedi.

Kaynak: Haber Merkezi

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.