Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Cumartesi Anneleri 30'uncu yılında: "Barışı da istiyoruz, kayıplarımızı da"

Cumartesi Anneleri, 30'uncu yılında Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Açıklamada; "Barışı istiyoruz, kayıplarımızı da. Barışı istiyoruz, hakikati de. Barışı istiyoruz, adaleti de" denildi.

Haber Giriş Tarihi: 31.05.2025 14:09
Haber Güncellenme Tarihi: 31.05.2025 14:12
Kaynak: Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Cumartesi Anneleri 30'uncu yılında: "Barışı da istiyoruz, kayıplarımızı da"

Gözaltında kaybedilen yakınları için 1995'ten bu yana İstanbul Galatasaray Meydanı'nda adalet arayan Cumartesi Anneleri, mücadelenin 30. yılında 1053. kez bir araya geldi. Eyleme Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez , Gezi Direnişi'nde katledilen Berki'n Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık da katılarak destek verdi. Bu haftaki basın açıklamasını, 1995 yılında gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren okudu.

Eylemde 30 yıl önce gözaltında kaybedilen dört çocuk babası Mehmet Sait Zengin'in hikâyesi anlatıldı. Zengin'in dosyası yıllardır aydınlatılmayı bekliyor.

"Devletin kolluk kuvvetleri tarafından alındılar, bir daha haber alınamadılar"

Eren, basın açıklamasında 30 yıllık mücadeleyi şu sözlerle özetledi: "Devletin kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan sevdiklerimiz için 27 Mayıs 1995'ten bu yana her hafta Galatasaray Meydanı'nda bir araya geliyoruz. Her hafta bir kaybımızın hikâyesini toplumsal hafızaya taşıyor, onları unutturmamak için sesimizi yükseltiyoruz."

Cumartesi Anneleri'nin yıllardır süren hakikat ve adalet talebinin, devletin inkâr ve cezasızlık politikalarıyla engellendiğini vurgulayan Eren, kayıplar için adalet sağlanmadan toplumsal barışın mümkün olamayacağını dile getirdi: "30 yıldır soruyoruz: Kayıplarımız nerede? 30 yıldır haykırıyoruz: İnkâra son verin, kayıplarımızın akıbetlerini açıklayın. Hakikati bilme hakkımıza saygı gösterin. 30 yıldır talep ediyoruz: Cezasızlığa son verin. Kayıplarımızın faillerini ve sorumlularını yargılayın."

"Cezasızlık, inkârın zemini ve kayıplarımızı alanların kalkanı"

Cumartesi Anneleri'nin açıklamasında, cezasızlığın hem hukuksal adaletin hem de toplumsal barışın önündeki en büyük engel olduğu vurgulandı. Eren, açıklamada şunları söyledi: "Cezasızlık, gözaltında kaybetme suçunun ortağıdır. Cezasızlık, inkârın zeminidir. Cezasızlık, kayıplarımızı elimizden alanların korunma kalkanıdır. Biliyoruz ki: Cezasızlık son bulmadan adalet sağlanamaz. Adalet sağlanmadan barıştan söz edilemez. Devlet eliyle ya da devlet politikalarının sonucu olarak evlatları ellerinden alınan annelerin yaralarını hafifletmeyen hiçbir süreç kalıcı barışa evrilemez."

Barışın sadece silahların susmasıyla değil, hakikatin ve adaletin tesis edilmesiyle mümkün olabileceği vurgulayan Eren, "Barış; sadece silahların susması değil, aynı zamanda kalplerin huzura ermesidir. Hakikatin ve adaletin eksik olduğu bir düzen, barışı yalnızca bir illüzyon haline getirir" dedi.

"Barışı istiyoruz, kayıplarımızı da!"

Eren, "Barışı istiyoruz, kayıplarımızı da.Barışı istiyoruz, hakikati de. Barışı istiyoruz, adaleti de. Barışı istiyoruz, demokrasiyi de" dedi.

“30 yıl geçerken anaların yürekleri yandı”

Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, "Dün Bakırköy Adliyesi'nde hakim karşısındaydım. Orada basın açıklamasına katıldım. Bizi burada 30 yıl önce toplayan Emine Ocak annemizin yanına gittim. Bana dedi ki 'Benden selam söyle alana, orada olan herkese' dedi. Burada, 30 yıl kolay geçmedi o 30 yıl geçerken anaların yürekleri yandı. Bir türlü evlatlarının akıbetini öğrendiler, ne de adalet geldi. Hepsinin yürekleri yaralı gitti. Berfu Anne'den başlasak hepsinin beklentileri vardı. Hepsinin kemikleri sızlıyor..." dedi.

Mehmet Sait Zengin'in 30 yıllık akıbeti hâlâ meçhul

Bu hafta eylemde, 1995 yılında gözaltında kaybedilen Mehmet Sait Zengin'in hikâyesi aktarıldı. Midyat'ta esnaflık yapan, Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) üyesi olan Zengin, sık sık gözaltına alınıyor, tehdit ediliyor ve işkenceye uğruyordu. 1995 yılının Nisan ayında polisler tarafından yeniden gözaltına alındı, 14 gün işkencede tutuldu ve ardından serbest bırakıldı.

Ancak serbest bırakılmasından kısa bir süre sonra, 6 Mayıs 1995'te Mardin'den geldiklerini söyleyen sivil giyimli iki kişi tarafından beyaz bir Toros ile evinden alındı. Ailesinin Midyat ve Mardin karakollarına yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. Kardeşi karakolda tehdit edildi: "Onu ararsan sen de bu yolda gidersin."

İnsan Hakları Derneği Mardin Şubesi'nin girişimleriyle dosya yeniden gündeme gelse de Midyat Cumhuriyet Savcılığı dosyayı ilerletmedi. Aradan geçen 30 yılda Mehmet Sait Zengin'den hiçbir haber alınamadı.1053. haftamızda bir kez daha talep ediyoruz: Mehmet Sait Zengin dosyasındaki 30 yıllık inkâr ve cezasızlığa son verin, hukuku işletin! Kaç yıl geçerse geçsin, Mehmet Sait Zengin için, tüm kayıplarımız için adalet talep etmekten; devletin evrensel hukuk normlarına uygun hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan asla vazgeçmeyeceğiz."

Kaynak:Evrensel

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.