Bursa denilince akla ilk gelen etkinliklerden birisi Uludağ’a çıkmaktır. Kış gelince beyaza bürünen Uludağ, şehrin herhangi bir noktasından bakıldığında dahi Bursalılara heybetiyle selam vermeyi bilir. Zaten Bursalılara düşen, kış gelince heybeti gökyüzüne kadar değen Uludağ’a yalnızca uzaktan bakmaktır. Çünkü o hep bilinen “mutlaka gitmeniz gereken yerler” listesinin her zaman ilk sıralarında yer alan Uludağ, bu kentin yoksul insanları için yalnızca uzaktan bakılabilen bir ihtimaldir. Yani bilinenin aksine, Bursalılar kış geldiğinde kayak takımlarını alıp Uludağ’a çıkamazlar. Keyfince bir İskender yiyip, çayın yanına kestane şekeri koyamazlar. Yani Bursalılar, imparatorluklara başkentlik yapmış bu tarihi şehirde Bursalı gibi yaşayamazlar.
Dediğim gibi, her ne kadar Uludağ’ıyla misafirlerine kucak açsa da Bursa’nın kapıları Bursalılara kilitlidir. Bu yüzdendir ki ömrü hayatında Uludağ’a şöyle bir uzaktan bakmaktan öteye gidemeyenlerin şehridir burası.
Ben de bu şehirde doğup büyümüş, yıllarını bu şehirde geçirmiş bir Bursalı olarak 27 yaşımda ilk kez o hep uzaktan bakmakla yetindiğim Uludağ’a “kaç para ulan bir flüt” isyanıyla gitmeye karar verdim.
Daha sabahın ilk ışıkları sökmeden üç arkadaşımla yola çıktığımda düşündüğüm ilk şey “Uludağ yolundaki tek Bursa plakalı araç biz miyiz?” sorusu oldu. Öyle ki yollarda 16 plakalı araca denk gelmek neredeyse mümkün değildi. Neyse, yolumuza devam edelim… Bu arada yolumuza devam edebilmek için öncesinde aracımıza 100 TL’lik yakıt yüklediğimizi de es geçmeyelim. (Teleferikle Uludağ’a çıkmak isteyenlerin ödemesi gereken tutar ise öğrenciyse gidiş-dönüş 45 TL, yetişkinler için 75 TL.)
Eğer gardırobunda kendine ait kayak kıyafet ve takımları olan birisi değilseniz, oteller bölgesine ulaşmadan yol üstünde bu eşyaları kiralayabileceğiniz dükkana uğramanızda fayda var. Burada kalitesine göre kiralayabileceğiniz kayak takımları 40-60 TL arasında değişiyor. Kıyafet kiralamak istediğinizde ise parça başı 35, TL gibi bir rakam önünüze çıkıyor. Bu rakam oteller bölgesinde ise daha da pahalı hale geliyor.
Bildiğiniz üzere Uludağ Milli Parkı’na da araçla girmenin belirli bir ücreti var. Bunun için de 24 TL ödedikten sonra o kalabalıkta bir de park yeri aramaya başladık. Belediyenin park için biçtiği fiyat ise 25 TL. Yani daha Uludağ’a çıkana kadar cebimize koyduğumuz paramız hızla eridi.
Rakamlar bununla da bitmiyor elbette. Tam keyfiyle ve bütün ritüelleriyle beraber kayak yapmak isterseniz bir de skipass için ücret ödemeniz gerekecek. Bunu da eğer online işlemlerde hallederseniz kişi başı günlük 200 TL ödersiniz. Gişede ise rakam 50 lira daha zamlı oluyor.
Bu noktaya gelene kadarki rakamlar yalnızca kayak eylemini gerçekleştirebilmek adına ödediğiniz fiyatlardan ibaretti. Peki Uludağ yalnızca bundan mı ibaret? Elbette değil. Yoruldum, biraz yemek yiyip devam edeyim demek bile pahalı Uludağ’da. Basit bir sucuk ekmek ve içecek için bile yaklaşık 50 lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Bir Bursalı Uludağ’a gittiğinde canı çeken bir şeyi “en fazla ne kadar olabilir ki” diyerek almamalı. Oraya gitmeden önce nefsini köreltmeyi bilmeli. Ben bir fincan çay için “en fazla ne kadar olabilir ki” dediğimde kasada 25 TL ödedim. Haliyle hayatımda içtiğim en lezzetli çay da oradaki oldu. Hala da tadı damağımdadır.
Bu listede bulunan aktiviteleri kabaca yapmak istediğinizde kişi başı ödemeniz gereken rakam en az 250 TL olacaktır. Kaldı ki bu rakamlar da yılbaşından bir hafta öncesinin rakamlarıdır. İşçi kenti Bursa’da dört kişilik bir işçi ailesi sadece birkaç saatliğine, kendi şehrinin en ünlü turizm olanağını çok da pahalıya kaçmadan kullanmak istese, yeni asgari ücrete göre aylık maaşının dörtte birini harcamak zorunda kalacak.
Velhasılıkelam, Bursalılar istemez mi bir haftanın yorgunluğunu gidip Uludağ’da çıkarsın? Şehri sarıp sarmalayan bu heybetli güzelliği bir kez olsun izlemekle yetinmeden, doyasıya eğlenerek gezmeyi istemez mi? İliğine kadar sömürüldüğü bu kentte, bir kez olsun nefes almak istemez mi? Bu kentin insanına reva görülen budur. Her yanı ranta kurban giden kentimizde ne dağımız bizimdir ne de denizimiz.
BursaMuhalif.com/Zehra Değirmenci