Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Eymir’in madenle mücadele eden çocukları: Siyanüre karşı omuz omuza

Haber Giriş Tarihi: 30.06.2024 08:51
Haber Güncellenme Tarihi: 30.06.2024 08:55
Kaynak: Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Eymir’in madenle mücadele eden çocukları: Siyanüre karşı omuz omuza

İnegöl’ün Eymir Köyü’nde arama çalışmalarına başlanan altın madenine karşı bir araya gelenler “Siyanüre karşı omuz omuza” sözünde birleşerek köylerini, yaşam haklarını savunacaklarının sözünü verdi. 

Bursa’nın İnegöl’e bağlı Eymir Köyü’ne kuş uçuşu yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta Maden Tetkik ve Arama tarafından altın ve bakır madeni arama çalışmaları başlatıldı. Köylerine ait sulama göletinin hemen üst bölgesinde 15 ayrı lokasyonda 18 sondaj kuyusunun açıldığını ve 4 bin 500 metrekarelik alanda arama çalışmalarının yürütüldüğünü öğrenen Eymir Köyü halkı çalışmaların durdurulması için harekete geçti. 

Sebze ve meyvecilikle geçimlerini sağlayan, kolüvyal topraklarıyla verimli tarım arazilerine sahip Eymir halkının mücadelesinde yalnız bırakmayanlar dün(29 Haziran) köy meydanında gerçekleşen protestoda bir araya geldiler. DOĞADER Başkanı Murat Demir, Doğasına, çevresine, suyuna, toprağına sahip çıkan herkesin sorunudur. Madenci, altıncı, siyanürcü madencilik faaliyetini bitirene kadar hep birlikte hareket edeceğiz. Bugün burada MTS sondaj çalışmasıyla arama yapıyor, kime yapıyor? Çok uluslu altıncı şirketler için yapılıyor. Ülkemizde son 20 yılda 396 bin tane madencilik ruhsatı verildi. Ülkemizin bütün meraları, ormanları, akarsuları, verimli tarım toprakları madenci şirketlere peşkeş çekildi.” diyerek mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek için bir arada olduklarını ifade etti. 

Eymir Köyü adına açıklamada bulunan Ayşegül Döğer, yüzlerce yıldır bu bölgede yaşayan yurttaşlar olarak geniş, verimli topraklara ve meralara sahip bu alanda yaşamları ve çocuklarının geleceği için çiftçilik ve hayvancılık yapmaya devam etmek istediklerini söyledi. Verdikleri yaşam mücadelesinde ‘devletimizden, belediyelerimiz isteklerimiz var’ diyen Döğer, “Mesela, kapalı sistem sulamanın ovamızdaki tüm tarlalara ulaşmasını istiyoruz. Devletimizden yeterli mazot desteği istiyoruz. Tohum, fidan, yem ve gübre desteği istiyoruz. Ancak görüldüğü üzere bu isteklerimiz görülmüyor ama bizler maden istemiyoruz" diyerek sözlerini sürdürdü. 

Maden arama çalışmaları nasıl sürecek?

Döğer yapılacak çalışmaları şöyle ifade etti:

“İlk olarak ormanlarımızın, su kaynaklarımızın, belirli tarım arazilerimizin ve meralarımızın kullanım hakkı madenlere geçecek. Planlanan rakamlara göre 43 kilometrekarelik ormanlık alan, yani 43 milyon metre karelik bu doğa harikası, yüzlerce yılda yetişen ve gelişen bu güzel ormanımız önce sıyırma adı verilen işlem ile gözümüzün önünde milyonlarca ağaç kesilmek suretiyle yok edilecek. Bu esnada gerçekleştirilecek dinamitli patlatmalar ile yeraltı su yollarımız değişecek, su kaynaklarımız azalacak. Oluşturulacak rezerv alanlarında getirilen toprak yığınları Siyanürlü yıkama adı verilen işlem sonrası öncesinde buharlaşma ve yağmurlarla üzerimize asit olarak yağacak. Toprağımıza suyumuza siyanür buluşacak, zehir buluşacak, bizler halkımıza Siyanürlü sebze, meyve üretmek ve yedirmek istemiyoruz. Bizler halkımızın sağlığının, çıkartılmak istenen altından daha kıymetli olduğunun bilincindeyiz. Toprağımızın üstü, altından daha kıymetlidir." 

“Asla vazgeçmeyin”

Karadeniz’de madencilik faaliyetlerine karşı verdikleri mücadeleyle tanınan Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan ve Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu da Eymir halkının mücadelesine destek için alandaydı. 

“Asla mücadeleden vazgeçmeyin” diyen Karahan, en küçüğünden en büyüğüne bu mücadeleye sahip çıkıldığında başarının geldiğini belirterek, “Kadınların yüklendiği mücadele de kazanım da gelecektir” dedi. 

Eymir’in ormanları onlarca türe ev sahipliği yapıyor

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, bölgenin ıhlamur, kestane, kızılçam ve meşenin 2 – 3 türüne, tilkiye, çakala, sincap, yaban kedisi ve Anadolu vaşağına ev sahipliği yaptığına dikkat çekerek orman arazisi anlamında Bursa için, Marmara için büyük önem taşıdığını ifade etti. “Yaban hayatını korumak gerekiyor, kuşların türeyebildiği, yuva yapabildiği, mikroklimayı koruyabildiği yere ihtiyaç var.” diyen Kurdoğlu, madencilik faaliyetinin yürütüldüğü alanların ne dünyada ne de ülkemizde ıslah olmadığına dikkat çekerek, önemli olanın maden şirketlerinin bu alanlara girmesini engellemek olduğunu söyledi. 

“Türkiye’de 29 ilin ortalamasına göre yüzde 67 maden ruhsatlı. Artvin’in yüzde 71’i, Kütahya’nın yüzde 92’si, Çanakkale’nin yüzde 79’u maden ruhsatı almıştır. Bursa için böyle bir çalışma yapılmadı ama emin olun yüzde 70 – 80 oranında maden ruhsatı alınmıştır. Dolayısıyla ormanlarınızın, meralarınızın yüzde 70 – 80’i madencilerin oyun sahasına dönüşecektir. Buna asla izin vermeyin.” diye seslenen Kurdoğlu mücadeleyi sürdürme çağrısında bulundu.

Eymir’in iklimi Trabzon’a benziyor

Suyun iklim kriziyle birlikte çok daha önemli hale geldiğini söyleyen Kurdoğlu, “Burası yıllık 900 – 910 bin metreküplük yağış alıyor. 13,5 derece ortalama sıcaklığımız var. Aslında Trabzon gibi bir iklimi var, dolayısıyla çok yaşanabilir bir iklimi var, tarım yapılabilir, ormanlık saha anlamında çok özel bir saha burası. Bu madenin gelmesiyle önce içme sularınız kirlenir.” dedi. Bir şişe suyun havalimanında 45 lira olduğunu belirten Kurdoğlu, sahip olunan kaynaklar için mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu suya para vermek zorunda değiliz, su kaynaklarımızı korumak için madenciliğe hayır.” dedi. 

Şirketler miras olarak hastalık bırakacak

Madenin kurulmasıyla birlikte, çıkan atıkların toplanması için devasa bir atık barajı kurulacağını, dünyada bu barajların yüzde 90’ının ya çöktüğünü ya da sızıntı yaptığını belirten Kurdoğlu, “O yüzden sonsuza kadar buraya çevresel sorunları, hastalıkları miras olarak bırakacak olan çok uluslu şirketler, buradaki bütün varlıkları alıp yurtdışına taşıyacaklar. Türkiye’ye bırakacak oldukları ciro değeri buranın sadece yüzde 0,9’u olacaktır, sakın inanmayın yüzde 8 – 9’lara. Şirketler kazanç sağlıyor ama ülke büyük zarar görüyor.” dedi.

Eymir halkını yalnız bırakmayan CHP Bursa Milletvekilleri Hasan Öztürk, Orhan Sarıbal ve Kayıhan Pala da alandan köy halkına seslendi.

Orhan Sarıbal, "Bir hafta önce buradaydık, çok açık bir şekilde söyledik. Onlar sizden yaşam alanlarınızı alacaklar, sizin ekmeğinizi elinizden alacaklar, ormanınızı tarlalarınızı kendi çıkarları için çöpe dönüştürecekler. Biz vatandaşla yan yana gelerek topraklarımızı alacağız, tarım alanlarımızı alacağız. Değerli dostlar, kadın arkadaşlar. Aslında bütün mücadele, bu ülkenin çocukları insanca yaşasın diye. Altın takmadan da yaşanır, altın almadan yaşanır. Onlar bizim ekmeğimize, aşımıza el koyuyor niçin? Üç kuruş kazanmak için. Onlara karşı hep birlikte olacağız. Bunlar, suyunuzu, ekmeğinizi, aşınızı alanlar. Herkesi dayanışmaya davet ediyoruz" dedi.

Çocuklar için zeka geriliği, kadınlar için üreme sağlığı sorunları

"Kadınlar direndikçe, çocuklar direndikçe biz kazanacağız. Ben yıllarca bu mücadelelerin içindeyim. Burada kadın ağırlıklı olduğunu görüyorum o yüzden mücadeleyi kazanacağımıza inancım tam.” diyen Kayıhan Pala, siyanürle altın çıkartma faaliyetlerinin insan ve çevre sağlığı açısından yaratacağı sorunlara dikkat çekti. “Kadınlar için üreme sorununa, çocuklar için zekada gerilemeye kadar giden sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu yeşilliği sırf birkaç patron para kazansın diye yok etmemeleri için kazanmak zorundayız. Şirketler geldiğinde size yalan söyleyecekler. İliç'i bir ziyaret edin. Orada ne tip yalanlar söylendiğini ve neler yaşadıklarını görün. Biz bu cennet yer, tahribatla karşılaşmasın diye, mezarlıklarınız bile sökülmesin diye mücadele etmek zorundayız" diyerek mücadeleyi birlikte büyütme sözü verdi. 

Kendi ülkelerinde maden arayamayan şirketler bizim topraklarımızda

Geleceğinize sahip çıkın çağrısı yapan Hasan Öztürk de şöyle konuştu:

"Doğanın binlerce yıl içerisinde oluşturduğu yeraltı madenlerine göz dikenler kim? Size sormadan, kimseye sormadan arama iznini kimden aldıklarını kendi kendinize de sorun. Milletinin yanında olmayan, doğasını korumayan, insanını korumayan kim? Böyle bir iktidar var. Her şeyden önce insanını, doğasını savunuyorsunuz. Çok uluslu şirketleri hep birlikte kovacağız. Onların sizin yeşilinizle işi yok, onlar para yeşili seviyorlar. Üç beş kişi zenginleşecek diye bu güzel doğayla dertleri yok. Siz hep buradasınız. Bu birlikteliğinizi bozmayın. İçinizden bazılarını satın almaya çalışacaklar. Geleceğinize sahip çıkın. Bu ülkeler kendi ülkelerinde maden arayamıyorlar. Çünkü orada doğanın bir değeri var" 

Süreç uzun, mücadele şart

"Elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışacağız. Süreç uzun. Bu süreçte sabırlı ve birlikte olmalıyız.” diyen Bursa Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Eralp Atabek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gittiklerini belirterek bu mücadelenin uzun bir süreç olduğuna dikkat çekti. “Siz de bu toprakları korumak adına uzun yıllar mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz, bunu unutmayın.” diyerek birlikte uzun yıllar mücadeleye hazır olmak gerektiğini vurguladı. 

Eymir Köyü'nün çocukları yapılan açıklamalar boyunca "Siyanüre karşı omuz omuza", "Köylüyüz, haklıyız, kazanacağız" sloganlarıyla alandan seslerini duyurdu. Çocukların sloganları ve yapılan açıklamalar sonrasında bir heyet maden sahasında incelemelerde bulundu.

Haber Merkezi

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.