AKP iktidarının İsrail ile ticari ilişkilerini ve ‘Coca Cola’ firmasına sağlanan vergi teşviklerini protesto etmek amacıyla Bursa’nın Gemlik ilçesindeki AKP İlçe Başkanlığı binasına kola döken Mehmet Altın ve Yıldırım Doğan hakkında açılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafına kola dökülmesinin de suçlamalar arasında yer aldığı kamu davasının ikinci duruşması yapıldı.
Duruşmada, sanık avukatlarından Kemal Özgür Yetkin’in keşif talebi mahkeme tarafından reddedilirken, savcılık mütalaa için ek süre talep etti. Mahkeme, bir sonraki duruşmanın 30 Nisan 2025’te yapılmasına karar verdi.
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Mehmet Altın ve Yıldırım Doğan’a yönelik Cumhurbaşkanına hakaret (TCK 299/2), halkı kin ve düşmanlığa tahrik (TCK 216) ve mala zarar verme (TCK 151) suçlamaları yöneltildi. Savcılık, bu suçlamalar kapsamında sanıklar hakkında toplamda 10 yıla kadar hapis cezası talep etti. İlk duruşmada sanıklar hakkında adli kontrol kararı verilmişti.
Sanıklardan Mehmet Altın, eyleminin tamamen hükümetin İsrail ile sürdürdüğü ticareti ve Coca Cola firmasına sağlanan teşvikleri protesto etmek amacı taşıdığını belirtti. Altın ifadesinde, protesto sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafının camın arkasında olduğunu ve Cola’nın doğrudan resme değil, yansıyan siluete sıçradığını ifade etti. Sanık, eyleminin hakaret içermediğini ve kamuoyunu kin ve düşmanlığa tahrik etme amacı taşımadığını savundu.
Sanıklardan Yıldırım Doğan ise yalnızca protesto eylemini videoya çektiğini ve hakaret kastının bulunmadığını belirterek suçlamaları reddetti.
Sanıkların avukatlarından Aslı Evke Yetkin, müvekkili Mehmet Altın’ın Cumhurbaşkanının şeref ve haysiyetine zarar verme amacında olmadığını, yapılan eylemin ifade özgürlüğü kapsamında demokratik bir protesto olduğunu vurguladı. Avukat Yetkin, Cumhurbaşkanının siyasi bir figür olarak eleştiriye açık olması gerektiğini ve bu tür protestoların anayasal haklar çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Avukat Kemal Özgür Yetkin ise hakaret suçlamasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve iddianamenin Cumhurbaşkanına hakaret kavramını karikatürize eden bir yaklaşıma sahip olduğunu söyledi. Yetkin, protestonun şiddet içermediğini ve hukukun bireyleri ifade özgürlüğü hakkı çerçevesinde koruması gerektiğini belirtti.
Kaynak: Cumhuriyet