Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi’ndeki (BUSKİ) yolsuzluk iddialarına ilişkin aynı gün hem iktidar kanadından hem de muhalefet kanadından açıklama geldi. CHP Bursa İl Örgütü’nün BUSKİ kapısına dayanmasına dakikalar kala AKP’li Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı kendi yönetimindeki idarede yaşanan iddialar hakkında konuştu. Aktaş, hırsızlığın küçüğünün büyüğünün olmayacağının altını her ne kadar çizse de milyonları bulduğu iddia edilen meblağın miktarına dair tek bir kelime etmedi.
AKP’li Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı alt yapı kuruluşu olan BUSKİ’de ‘zimmet’ soruşturmasında 3’ü kurum personeli, 9 kişi gözaltına alındı. Yolsuzluk iddialarına ilişkin soruşturma devam ederken CHP Bursa İl Örgütü’nden BUSKİ önüne çağrı haberi geldi. Muhalefetin atağı üzerine 31 Mart seçimlerinde adaylığı kesinleşen AKP’nin adayı ve şimdiki Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da atağa geçti.
CHP’nin açıklamasından sadece bir buçuk saat öncesine basın toplantısı koyan Aktaş, iddialara ilişkin basının ve kamuoyunun bildikleri dışında herhangi bir açıklamada bulunmadı. Hatta soruşturmaya ilişkin yapılan açıklamaların kendisini ve AKP’yi karalamak üzerine kurulu olduğunu vurguladı.
Konuyu öğrendiği andan itibaren gerekli her türlü soruşturmanın başlatılması talimatını kendisinin verdiğini belirten Aktaş, “Yapılan ilk tahkikat neticesinde olayın nitelikli zimmet suçu olduğunu anladık ve hemen vakit geçirmeksizin adli makamlara suç duyurusunda bulunduk. Yani olayı öğrenmemiz, idari soruşturma başlatmamız ve adli makamlara intikal ettirmemiz toplam 2 gün sürmüş. 48 saat boyunca bütün arkadaşlar uyumadan inceleme yaptı” dedi.
Aktaş’ın açıklamasında dikkat çeken noktalardan biri de iddia edilen yolsuzluk meblağı oldu. İddia edilen meblağları abartılı bulan Aktaş, bu meblağları yalanlayacak cinsten herhangi bir yeni rakamı da kamuoyuyla paylaşmadı.
“Bazı kendini bilmezler tarafından ortaya atılan 150 milyon ile başlayan ardından da 500 milyona çıkan iddialar korkarım yakında da 1 milyara çıkacak. Rakamlarla milletin üstünde algı oluşturmaya çalışıyorlar. Bir kere böyle bir meblağ yok. Ancak hırsızlığın 10 lirası da 10 bin lirası da 10 milyonu da aynı. Kimse hakkı olmayan bir bedeli kendi üzerine geçiremez. Belediye olayların üstünü örtmüyor, aksine ucu nereye varacak olursa olsun büyük bir cesaretle üstüne gidiyor.”
Şüphelilerin gözaltına alındığını ve soruşturmanın devam ettiğini belirten Aktaş, “Şimdi bu olayda kurum ve firmalar adına sahte imza ve kaşelerle, sahte evraklar düzenlenerek sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçu işlenmiş. Sorumluları kim olursa olsun, sorumlusu babamın oğlu da olsa haklarında tüm yaptırımlar uygulanacak. Bundan hiç kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın. Olayın adli makamlara iletilmesi ile birlikte sorumluluğu olduğu düşünülen kişiler hakkında hem yurt dışına çıkış yasağı hem de mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir kararları uygulanmış, ardından geçtiğimiz günlerde savcılıkça şüpheliler hakkında 2 gün önce bu arkadaşlar hakkında gözaltı işlemi yapılmıştır. Bunların sadece 3 tanesi belediye personeli diğerleri dışarıdan. Belediye görevlilerinden biri şüpheli diğer ikisi imza yetkisi olduğu için sorumlu. Olayın tüm yönleri ile açığa çıkartılması ve oluşan kamu zararının giderilmesi için ilgili tüm merciler gerekli çalışmaları yapmaktadırlar” ifadelerini kullandı.
O zaman Aktaş, BUSKİ yolsuzluğuna dair ne açıkladı?
Yukarıda 4 başlıkla ilgili muhalefetin hemen öncesinde apar topar açıklama yapan Aktaş, kamuoyunun bilmediği bir şeyi söylemiş midir? Gözaltına alınan kişilerin 3’ü dışında BUSKİ ile bağlarını, iddia edilen rakamların gerçek boyutunu…
İncelemenin ne kadar sürdüğü elbette önemli, soruşturma talimatının bizzat kendisi tarafından verilmesi de. Ama hortumlanan meblağın boyutu, olaya karışanların kim olduğu abartılacak cinsten önemsiz mi?
Nur Derya