Bize çok görülen bir ekmeği geri alacağız Gülabi abi - Uğur Ökdemir
Yazının Giriş Tarihi: 19.02.2022 11:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.02.2022 11:59
Aynı gemideyiz naraları atanlar bugün bir ekmeği bize çok gördüler.
Uğur Ökdemir
Haftalardır ülkenin farklı bölgelerinde işçiler, düşük zam dayatmalarına karşı iş durdurup “İnsanca yaşam istiyoruz” diyerek başlattığı eylemlerde aynı gemideyiz diyenlerin kolluk gücüyle karşılaşıyor. Bugün patronların bir çağrısıyla yargısından polisine tüm kesim hakkını arayan işçilerin karşısında.
Migros’un İstanbul Esenyurt deposunda düşük zam ve işçi kıyımına karşı direnişe geçen ve 16 gündür eylemlerini sürdüren işçiler, Migros Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’ın villasının önünde eylem yaptı. Patronların çağrısına kayıtsız kalamayan polisler ev önüne yığınak yaparak işçileri göz altına aldı. Gözaltına alınanlar arasında Gülabi abi (Gülabi Aksu) da vardı. Gözaltı aracında plastik kelepçe takılmış elleriyle gözyaşlarını silmeye çalıştığı görüntüleri hepimiz gördük.
O bir ekmeği geri almak için mücadeleyi büyütmeliyiz
Gülabi Aksu, "Bir ekmeği bize çok gördüler", Tuncay Özilhan’a "Benim çocuğum döşeğin üstünde yatıyor” diyerek tepkisini dile getirmişti. Olay gerçekten de böyle. Aynı gemideyiz diyenler milyonlarca işçiye bir ekmeği çok görüp zenginliklerini artırdı. Artan hayat pahalılığı ve zamlar karşısında geçinmenin zorlaştığını hepimiz yaşayarak görüyoruz. Ülkenin tüm kaynakları bir avuç azınlığa peşkeş çekilirken, işçilerin haklı taleplerine göz yumup krizin bedelini ödetmek için “aynı gemideyiz” naralarına verilecek cevap “aynı gemide değiliz” diyerek bize çok görülen o bir ekmeği geri almak için mücadeleyi büyütmek olmalı.
Sendikalar neden sessiz?
Bir başka durum ise işçilerin eylemlerine sendikaların kayıtsız kalması. Emekçilerin ücret artışı ve sendika talebiyle süren, yaygınlaşma eğilimi gösteren itirazlarına bugün sendikalar karşılıksız kalmakta, işçilerin bu ileri hamlesi önünde kendi kabuklarına çekilmiş durumdalar. Bir ekmeğin fiyatının bile bu kadar tartışıldığı bugünlerde eylemleri büyütmek ve genel greve çağrı yapmaktan neden kaçınılır? Eğer sendikalar bugün görev almayacaksa ne zaman alacaklar?
Kurtarıcı beklemeyelim
Toplumda beklenti yaratan Cumhur ve Millet ittifakları içerisinde bulunan partiler işçilerin bu haklı taleplerini görmezden gelerek çözümü sandığa bağlamaktan başka bir şey yapmıyor. Yapmalarını da beklemek hata olur aslında. İki kanatta patronlarla yol yürüyor, hak alma mücadelesinde safını patronlardan yana çiziyor, sadece adları değişik, yolları farklı ama hedefleri aynı.
Bizlerin ekmeğini küçülten bu anlayışlara karşı ortak mücadeleyi büyütmek, sınıf sendikacılığını gerçekte yapması gerekenleri yapması için mücadeleye çekmekten başka çare yok. Birilerinin gelip bizleri kurtarmasını beklemek yerine Migros depo işçileri gibi, Antep organize sanayindeki tekstil işçileri gibi İzmir gemi söküm işçileri gibi birleşerek mücadele etme zamanı.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uğur Ökdemir
Bize çok görülen bir ekmeği geri alacağız Gülabi abi - Uğur Ökdemir
Aynı gemideyiz naraları atanlar bugün bir ekmeği bize çok gördüler.
Haftalardır ülkenin farklı bölgelerinde işçiler, düşük zam dayatmalarına karşı iş durdurup “İnsanca yaşam istiyoruz” diyerek başlattığı eylemlerde aynı gemideyiz diyenlerin kolluk gücüyle karşılaşıyor. Bugün patronların bir çağrısıyla yargısından polisine tüm kesim hakkını arayan işçilerin karşısında.
Migros’un İstanbul Esenyurt deposunda düşük zam ve işçi kıyımına karşı direnişe geçen ve 16 gündür eylemlerini sürdüren işçiler, Migros Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’ın villasının önünde eylem yaptı. Patronların çağrısına kayıtsız kalamayan polisler ev önüne yığınak yaparak işçileri göz altına aldı. Gözaltına alınanlar arasında Gülabi abi (Gülabi Aksu) da vardı. Gözaltı aracında plastik kelepçe takılmış elleriyle gözyaşlarını silmeye çalıştığı görüntüleri hepimiz gördük.
O bir ekmeği geri almak için mücadeleyi büyütmeliyiz
Gülabi Aksu, "Bir ekmeği bize çok gördüler", Tuncay Özilhan’a "Benim çocuğum döşeğin üstünde yatıyor” diyerek tepkisini dile getirmişti. Olay gerçekten de böyle. Aynı gemideyiz diyenler milyonlarca işçiye bir ekmeği çok görüp zenginliklerini artırdı. Artan hayat pahalılığı ve zamlar karşısında geçinmenin zorlaştığını hepimiz yaşayarak görüyoruz. Ülkenin tüm kaynakları bir avuç azınlığa peşkeş çekilirken, işçilerin haklı taleplerine göz yumup krizin bedelini ödetmek için “aynı gemideyiz” naralarına verilecek cevap “aynı gemide değiliz” diyerek bize çok görülen o bir ekmeği geri almak için mücadeleyi büyütmek olmalı.
Sendikalar neden sessiz?
Bir başka durum ise işçilerin eylemlerine sendikaların kayıtsız kalması. Emekçilerin ücret artışı ve sendika talebiyle süren, yaygınlaşma eğilimi gösteren itirazlarına bugün sendikalar karşılıksız kalmakta, işçilerin bu ileri hamlesi önünde kendi kabuklarına çekilmiş durumdalar. Bir ekmeğin fiyatının bile bu kadar tartışıldığı bugünlerde eylemleri büyütmek ve genel greve çağrı yapmaktan neden kaçınılır? Eğer sendikalar bugün görev almayacaksa ne zaman alacaklar?
Kurtarıcı beklemeyelim
Toplumda beklenti yaratan Cumhur ve Millet ittifakları içerisinde bulunan partiler işçilerin bu haklı taleplerini görmezden gelerek çözümü sandığa bağlamaktan başka bir şey yapmıyor. Yapmalarını da beklemek hata olur aslında. İki kanatta patronlarla yol yürüyor, hak alma mücadelesinde safını patronlardan yana çiziyor, sadece adları değişik, yolları farklı ama hedefleri aynı.
Bizlerin ekmeğini küçülten bu anlayışlara karşı ortak mücadeleyi büyütmek, sınıf sendikacılığını gerçekte yapması gerekenleri yapması için mücadeleye çekmekten başka çare yok. Birilerinin gelip bizleri kurtarmasını beklemek yerine Migros depo işçileri gibi, Antep organize sanayindeki tekstil işçileri gibi İzmir gemi söküm işçileri gibi birleşerek mücadele etme zamanı.