CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlayan eylemler, ülke çapına yayılmış ve son yılların en kitlesel eylemlerine sahne olmuştu. Bu süreçten sonra CHP’nin izlediği tutum olumlu şekilde ilerliyor.
CHP’nin her hafta bir ilde ve her çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde yaptığı kitlesel mitinglerin iktidarı oldukça tedirgin ettiği görülüyor. Öyle ki her miting sonrası, İBB’ye yeni operasyon dalgası başlıyor. Halkın biriken öfkesi meydanlara yansırken, bu öfkenin meydanlarda sınırlı kalması da başka bir tehlikeyi barındırıyor. Biriken öfkenin miting meydanında atılması taktiği ile dağıtılmasının, ilerleyen günlerde bu süreci tıkayacağını görmek gerek.
CHP, 25 Mayıs Pazar günü Bursa’da kitlesel bir mitinge hazırlanıyor. Peki, ya sonrası için Bursa’ya dair bir plan var mı? Eğer miting sonrası bir şey yapılmayacaksa bu, kitleleri kendi başına ortada bırakmak olmaz mı? Buradan sonra yapılması gereken, bu mücadeleyi kentin dinamikleriyle ortaklaştırıp, ilçelere mahallelere yaymak gerekmez mi? Bu süreçte, yerelin kendi öznel sorunlarını da gündemine alan yeni platformlar ile ülkede yaşanan antidemokratik uygulamalara bir tepki oluşturmak mücadeleyi daha da büyütür ve bu durum iktidarı daha fazla köşeye sıkıştırır. Öbür türlüsü, kentlerde yapılan mitingler sonrası kitlelerin alanlardan çekilmesinin yaratacağı tehlikenin karşımızda durduğunu unutmamak gerekir.
Örneğin, 27 Mart 2022’de Yıldırım halkının uzun süre ilçede yaptığı çalışma sonrası zamlara karşı yaptığı yürüyüş ve miting buna en güzel örnek. Yerelde bulunan tüm siyasi partiler tarafından yapılan çalışma sonucu kitlesel bir yürüyüş, aslında olması gerekeni gösteriyor. Bugün, buna benzer oluşumları oluşturup, bir çalışma örmek, çok zor olmasa gerek diye düşünüyorum.
19 Mart’tan sonra sokağa dökülen binler, bu mesele İmamoğlu meselesi değil, haklarımıza yönelik saldırılara karşı verilen mücadele derken, bunu daha fazla mücadele ile ortaklaştırmak gerekir. CHP’nin illerde yaptığı mitinge birçok siyasi parti, sendika katılıyor ama kürsüden sadece CHP konuşuyor. Belki, bunu da değiştirmek gerekir. Bursa bunun öncüsü olabilir, henüz vakit varken. Kentin tüm dinamiklerini kapsayacak ortak metin, Bursa’da mücadele eden sendikalardan biri tarafından okunabilir. Bu şekilde, hem mitinglerin örgütlenmesi ve çalışması ortaklaşır hem de ortak tepkiye olumlu bir adım atılmış olur.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uğur Ökdemir
CHP’nin mitingleri nereye varacak?
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlayan eylemler, ülke çapına yayılmış ve son yılların en kitlesel eylemlerine sahne olmuştu. Bu süreçten sonra CHP’nin izlediği tutum olumlu şekilde ilerliyor.
CHP’nin her hafta bir ilde ve her çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde yaptığı kitlesel mitinglerin iktidarı oldukça tedirgin ettiği görülüyor. Öyle ki her miting sonrası, İBB’ye yeni operasyon dalgası başlıyor. Halkın biriken öfkesi meydanlara yansırken, bu öfkenin meydanlarda sınırlı kalması da başka bir tehlikeyi barındırıyor. Biriken öfkenin miting meydanında atılması taktiği ile dağıtılmasının, ilerleyen günlerde bu süreci tıkayacağını görmek gerek.
CHP, 25 Mayıs Pazar günü Bursa’da kitlesel bir mitinge hazırlanıyor. Peki, ya sonrası için Bursa’ya dair bir plan var mı? Eğer miting sonrası bir şey yapılmayacaksa bu, kitleleri kendi başına ortada bırakmak olmaz mı? Buradan sonra yapılması gereken, bu mücadeleyi kentin dinamikleriyle ortaklaştırıp, ilçelere mahallelere yaymak gerekmez mi? Bu süreçte, yerelin kendi öznel sorunlarını da gündemine alan yeni platformlar ile ülkede yaşanan antidemokratik uygulamalara bir tepki oluşturmak mücadeleyi daha da büyütür ve bu durum iktidarı daha fazla köşeye sıkıştırır. Öbür türlüsü, kentlerde yapılan mitingler sonrası kitlelerin alanlardan çekilmesinin yaratacağı tehlikenin karşımızda durduğunu unutmamak gerekir.
Örneğin, 27 Mart 2022’de Yıldırım halkının uzun süre ilçede yaptığı çalışma sonrası zamlara karşı yaptığı yürüyüş ve miting buna en güzel örnek. Yerelde bulunan tüm siyasi partiler tarafından yapılan çalışma sonucu kitlesel bir yürüyüş, aslında olması gerekeni gösteriyor. Bugün, buna benzer oluşumları oluşturup, bir çalışma örmek, çok zor olmasa gerek diye düşünüyorum.
19 Mart’tan sonra sokağa dökülen binler, bu mesele İmamoğlu meselesi değil, haklarımıza yönelik saldırılara karşı verilen mücadele derken, bunu daha fazla mücadele ile ortaklaştırmak gerekir. CHP’nin illerde yaptığı mitinge birçok siyasi parti, sendika katılıyor ama kürsüden sadece CHP konuşuyor. Belki, bunu da değiştirmek gerekir. Bursa bunun öncüsü olabilir, henüz vakit varken. Kentin tüm dinamiklerini kapsayacak ortak metin, Bursa’da mücadele eden sendikalardan biri tarafından okunabilir. Bu şekilde, hem mitinglerin örgütlenmesi ve çalışması ortaklaşır hem de ortak tepkiye olumlu bir adım atılmış olur.