İktidar ve onun Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, her fırsatta ekonominin iyiye gittiğini kanallarda konuşuyor ama gerçek konuştukları gibi olsaydı emekçilerin geçim derdi olmazdı. Bugün asgari ücrete ara zam tartışmaları, belki de hiç açılmazdı.

Hemen her gün bir ilde, işçiler geçinemediği için iş bırakıyor ya da greve çıkıyor. Tablo böyle olunca CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa mitinginde asgari ücret için ara zam mücadelesine başlayacaklarını açıkladı. Hatta konuşmasında 2015’de başlayan metal işçilerinin eyleminin tüm yurdu sardığına, etkisinin de bugün halen konuşulduğuna yer verdi ve ekledi: Yeni metal fırtınalara hazırlıklı olunsun!

Bugün işçilerin mücadelesini küçümseyenlere sormak lazım; 2015’de yaşanan metal fırtına bugün halen iktidarından muhalefetine herkesin işaret ettiği yer olarak gösteriliyorsa işçi sınıfına güvenmiyorum diyenlerin, bir kez daha düşünmesi gerekmez mi? Bugün hak, hukuk, adalet ayaklar altına alınmışsa bu işçi sınıfının dağınık halde olmasıyla alakalı diyebiliriz. Dağınık olduğu bugünlerde bile, işçi sınıfı halen egemenlerin korkusu olarak karşımızda duruyorsa bir yolu gösteriyor aslında.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DİSK ile yaptığı asgari ücret görüşmesi sonrası açıklamalarında, bu yaz aylarının daha da sıcak geçeceğini gösterdi. Kendileri de biliyor, iktidarı köşeye sıkıştıracak en büyük gücün işçi eylemlerinin olduğunu. “Asgari ücretin alım gücü düştü, bu erimeye sessiz kalmayacağız” diyen Özel, işçi ve sendikalarla birlikte süreci yürüteceğiz, diyerek aslında iktidarı daha da köşeye sıkıştıracak bir yolda ilerleyeceğini işaret etti. Tabii bunlar söylemde değil, eyleme de sahaya da yansıdığı kadarıyla olacak.

Sokağın bu derece yangın yeri olduğu süreçte, iktidarın temsilcileri de suyu bulandırmaktan geri durmayacak elbette. AKP’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi, “Asgari ücreti 100 bin liraya çıkarsak bile işçiye bir faydası olmaz; çünkü böyle bir zam yapılırsa bir, bir buçuk ayda fiyatlar yükselerek bu zamları geri alır” diyerek, suyu bulandırmaya başlamış bile. Suyu bulandırmaya çalışanları daha da korkutmak için asgari ücret zammı etrafında birleşip, suyu berraklaştımak gerekir.

Peki, bu mücadeleyi sadece CHP yapabilir mi derseniz, yapamaz. O yüzden sendikalar başta olmak üzere, siyasi partilerle birlikte ortak mücadele ağını örmek gerekiyor. Bu sadece merkezi düzeyde değil, illerde ve ilçelerde ortak mücadele platformu kurarak, yerelin öznel sorunlarından yola çıkıp genel sorunlara temas etmekle mümkün.

Emek Partisi’nin (EMEP) “Barajsız Sendika, Yasaksız Grev, Güvenceli İş” kampanyası, bu konuda önemli bir çağrı. Bu kampanya çerçevesinde, sendika ve siyasi partilerle görüşüldüğünü biliyoruz. Nitekim CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bu kampanyanın önemli olduğunu ve parti olarak desteklediklerini açıklamıştı. Bugün yapılması gereken, bu çağrıları kampanya etrafında birleştirmek; 81 ilde etkili bir mücadele örmek ve ortak eylem ve etkinliklerle talebi görünür kılmak olmalıdır. Çünkü bu mücadele, iktidarı hiç olmadığı kadar köşeye sıkıştıracak ve hareket alanını kısıtlayacak. Şimdi söylemlerin bittiğini görme ve mücadeleye geçme zamanıdır.