İlk yazımda da belirttiğim gibi kaderin zekayı kullanmanın önüne geçtiği topraklardayız!
Doğa olaylarına karşı önlem almamak değil, maalesef ki hayata bakışımız sebebiyle bu şekilde yönetilmemiz bir kader!
İşin siyasi kısmıyla çoğu kişi konuştu, konuşanlar tahmin edileceği üzere bir güzel yaftalandı ve her seferinde olduğu gibi ‘vatan sevdalıları’ ve ‘vatan hainleri’ olarak ikiye ayrıldık!
Bu zaten beklediğimiz bir şeydi, bunun üzerine kitaplar yazılır da gerek yok!
Affedersiniz de bir tanım vardır ‘osur osur ipe diz’ diye, bizimki de o hesap!
Karşımızda kaygımızı, sıkıntımızı anlatabilecek bir merci olmayınca, sözlerimizi de gaz haline getirip ipe diziyoruz!
Geleyim benim daha çok anladığım kısma spora...
Bursasporlusu, Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı vesairelisi son dönemde klişe olmuş sözle ‘tek yürek’ oldu...
Olması gereken de buydu zaten...
Özellikle ailesindeki tüm kadınlara itinayla küfür edilen, kaba gözüken tüm canlılar ile benzetme kombinasyonları kurulan Volkan Demirel’den bahsetmek istiyorum önce...
İlk önce gözyaşları sebebiyle insan olduğu hatırlandı, ardından da deprem bölgesinde canhıraşça çalışması sebebiyle iyi bir insan olduğuna kanaat getirildi!
Volkan Demirel, deprem zamanında bir anda mı insan olmayı seçti yoksa zaten insani duygulara sahip miydi?
Sizce?
Sonrası zaten belli!
‘Adammışsın Volkan (Sanki insan olabilmek sadece adamlıktan geçiyormuş gibi)’, ‘Sana ettiğim tüm küfürleri geri alıyorum Volkan’ vs.
Bir paylaşım da görmedim ki; “Ben sana niye bu kadar zaman küfür ettim, yazıklar olsun bana” desin!
Son 20 yıllık dönem birçok şeyi elimizden aldı ancak en çok utanma duygusunu, sorgulamayı, özür dilemeyi ve empatiyi unuttuk!
'Bu zamana kadar neden küfür ettim ben bu insana' diye sorgulamayanlar maalesef ki bir sonraki afete kadar insan tanıyamayacak!
Gelelim kulüplerin birlik olmasına!
Hepsi Trabzonspor’un Avrupa Kupası maçında birlik oldu...
Bir afet anında birlik olmak mükemmel bir durum ancak niye gündelik hayatı bu kadar uçlarda yaşıyorsunuz?
O ona küfür ediyor, diğeri öbürüne sallıyor, suçlamalar havada uçuşuyor filan falan!
Gerçekten davranış biçimimiz histerik bir yapıya dönüşmüş durumda!
İçimizdeki iyi niyetleri sadece kötü günde çıkarıyoruz…
Gündelik yaşamda iyi olmak, karşı tarafı iyi görmek gibi de bir derdimiz yok!
‘Alt tarafı spor’ diyemiyoruz’ mesela!
Kusuyoruz nefretimizi…
Kötü günde de özürsüz, geçmişte söylediklerinden utanmayacak şekilde dönüş yapıyoruz…
Toplum olarak bunun bir arasını bulmadığımız sürece, birbirimizle hiçbir zaman barışamayacağız!
Kötü günde barışıp birlik olacağız, iyi günde de savaşımıza devam edeceğiz!
Tolgay Ataokay
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tolgay Ataokay
Kötü günde barış iyi günde savaş!
Yıkıcı bir dönemden geçiyoruz!
İlk yazımda da belirttiğim gibi kaderin zekayı kullanmanın önüne geçtiği topraklardayız!
Doğa olaylarına karşı önlem almamak değil, maalesef ki hayata bakışımız sebebiyle bu şekilde yönetilmemiz bir kader!
İşin siyasi kısmıyla çoğu kişi konuştu, konuşanlar tahmin edileceği üzere bir güzel yaftalandı ve her seferinde olduğu gibi ‘vatan sevdalıları’ ve ‘vatan hainleri’ olarak ikiye ayrıldık!
Bu zaten beklediğimiz bir şeydi, bunun üzerine kitaplar yazılır da gerek yok!
Affedersiniz de bir tanım vardır ‘osur osur ipe diz’ diye, bizimki de o hesap!
Karşımızda kaygımızı, sıkıntımızı anlatabilecek bir merci olmayınca, sözlerimizi de gaz haline getirip ipe diziyoruz!
Geleyim benim daha çok anladığım kısma spora...
Bursasporlusu, Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı vesairelisi son dönemde klişe olmuş sözle ‘tek yürek’ oldu...
Olması gereken de buydu zaten...
Özellikle ailesindeki tüm kadınlara itinayla küfür edilen, kaba gözüken tüm canlılar ile benzetme kombinasyonları kurulan Volkan Demirel’den bahsetmek istiyorum önce...
İlk önce gözyaşları sebebiyle insan olduğu hatırlandı, ardından da deprem bölgesinde canhıraşça çalışması sebebiyle iyi bir insan olduğuna kanaat getirildi!
Volkan Demirel, deprem zamanında bir anda mı insan olmayı seçti yoksa zaten insani duygulara sahip miydi?
Sizce?
Sonrası zaten belli!
‘Adammışsın Volkan (Sanki insan olabilmek sadece adamlıktan geçiyormuş gibi)’, ‘Sana ettiğim tüm küfürleri geri alıyorum Volkan’ vs.
Bir paylaşım da görmedim ki; “Ben sana niye bu kadar zaman küfür ettim, yazıklar olsun bana” desin!
Son 20 yıllık dönem birçok şeyi elimizden aldı ancak en çok utanma duygusunu, sorgulamayı, özür dilemeyi ve empatiyi unuttuk!
'Bu zamana kadar neden küfür ettim ben bu insana' diye sorgulamayanlar maalesef ki bir sonraki afete kadar insan tanıyamayacak!
Gelelim kulüplerin birlik olmasına!
Hepsi Trabzonspor’un Avrupa Kupası maçında birlik oldu...
Bir afet anında birlik olmak mükemmel bir durum ancak niye gündelik hayatı bu kadar uçlarda yaşıyorsunuz?
O ona küfür ediyor, diğeri öbürüne sallıyor, suçlamalar havada uçuşuyor filan falan!
Gerçekten davranış biçimimiz histerik bir yapıya dönüşmüş durumda!
İçimizdeki iyi niyetleri sadece kötü günde çıkarıyoruz…
Gündelik yaşamda iyi olmak, karşı tarafı iyi görmek gibi de bir derdimiz yok!
‘Alt tarafı spor’ diyemiyoruz’ mesela!
Kusuyoruz nefretimizi…
Kötü günde de özürsüz, geçmişte söylediklerinden utanmayacak şekilde dönüş yapıyoruz…
Toplum olarak bunun bir arasını bulmadığımız sürece, birbirimizle hiçbir zaman barışamayacağız!
Kötü günde barışıp birlik olacağız, iyi günde de savaşımıza devam edeceğiz!
Tolgay Ataokay