Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Emekli misin? Hemen bir iş bakalım!

Yazının Giriş Tarihi: 28.10.2025 12:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.10.2025 12:13

Emeklinin tanımı: Resmiyette ve sözlükte 'çalışma hayatı sona ermiş kişi' diye geçmektedir. Emeklilik dönemini tanımlayalım: Dinlenmek, keyif almak, sevdiklerine zaman ayırmak için planlanan çalışma hayatının bitmesiyle başlayan dönemin adı.

Türkiye’de emekli ve emeklilik: Resmi çalışma hayatının bitmesiyle yeni iş arayışına başlamış, hâlâ vergi veren, torun büyüten, huzur ararken huzurevi fiyatlarına takılan vatandaş.

Yaşamı gerçekten anlamlı kılan şey, sabah gidip akşam döndüğün işten öte, o işin dışında kalan zamanlarda neler yaptığın, kendine, sevdiklerine, hayata ne kattığındır. Çalışma hayatı bir zorunluluktur çoğu zaman, bir geçim kaynağıdır, ama ruhu doyuran şey o ―boş zaman‖ diye küçümsenen anların içini nasıl doldurduğundur. İşte emeklilik de tam bu noktada bir dönüm noktasıdır aslında. Yıllarca ―bir gün emekli olursam...‖ diye kurduğumuz cümleler, ertelenen hayaller, hep ötelediğimiz o küçük ama derin istekler...

Tüm bunlar, emeklilikle birlikte önümüze serilir. Ama işin tuhafı, eğer insan o güne kadar ne istediğini, ne sevdiğini, neyle mutlu olacağını hiç düşünmemişse veya sadece hayalini kurmuşsa emeklilik bir özgürlük değil, boşluk gibi gelir. Bu yüzden yaşamı anlamlı kılmak, sadece çalışmakla değil, çalışmanın dışında kalan sürede kim olduğunla ilgilidir. Emeklilikse bu kimliği artık serbestçe yaşama fırsatıdır — tabii eğer şartlar izin verirse. İşte bu şartları kim, kimler, nerede, nasıl elde eder, etmiştir veya edememiştir. Tüm mesele burada karşımıza çıkıyor. Devlet ve hükümetler, işçiler, memurlar, çiftçiler, cümle vatandaşlar bu işin neresinde?..

Emeklimiz vergisini yine öder, hem de düzenli hayatta aksatmaz. Sıra bekler, bir de üstüne itina ile ―artık yerinizi gençlere bırakın‖ azarı işitir. Kısacası bizde emekli olmak, ―sosyal güvenlik‖ değil, ―sosyal gerçeklik‖tir. Ve bu gerçeklik ne yazık ki yoksulluktur, çaresizliktir, suskunluktur. Ama bir umut vardır hâlâ: Torunun "Dede sen küçükken ne alıyordun emekli maaşıyla?" sorusuna cevap verememek. Çünkü ne anlatırsan anlat, gülüp geçecek o çocuk. Ve haklı daolacak.

“Emekli olmak mı dediniz? Türkiye’de mi?”

Çalışılan süreçte ―emekli olmak‖ kulağa nasıl da huzurlu geliyor değil mi? Hani şöyle sabahları kuş sesleriyle uyanılan, gazeteyle kahvaltı yapılan, torun sevilen, arada bir memleketin güzel sahillerinde bir otelde tatil yapılan bir hayat... Ah ne güzel bir tablo... Ancak bu tablo bizim yerli ve milli emeklilerimiz için biraz fazla hatta hayal ürünü kalıyor. Çünkü Türkiye‘de emekli olmak, ―hayatın tadını çıkarma‖ evresi değil; hayatla cebelleşmenin yeni bir versiyonu.

Mesela bırakın emekli maaşını emekli ikramiyesiyle neler neler yapılır değil mi? Kurulan hayalleri gerçekleşir mi dersiniz? Ev almak, uçmayalım hadi, araba desen o da zor. Hadi onu geçtik, ―bir hafta Ege‘de deniz kenarı bir otelde tatil yapayım‖ desen, o olur işte.

Emeklilik, Avrupa‘da ―hayatın ödülüdür‖. Yıllarca çalışmanın karşılığıdır. Bizde ise ―ikinci mesainin başlangıcıdır.‖ Sahi, Avrupa‘dan gelen emekli Antalya'da beş yıldızlı otelde keyfine bakıp mis gibi tatilini yaparken bizimki bir minibüs yolculuğuna hasret. O minibüsün şoförü de muhtemelen bir başka emekli. Tatilin adı da ―torun bakma nöbeti‖ olma ihtimali de hayli yüksek.

Bizde emekli neden çalışır? Gözü mü doymaz bu insanların? Yoksa yıllarca prim yatırdığı sistem kendisine insanca bir yaşam hakkı tanımadığı için mi? Sormak lazım değil mi? Neden , neden, neden? Parklarda sabah yürüyüşünü değil de, markette ek iş ve ucuz ürün kovalamayı tercih ediyor.

Bakın, Avrupa‘da emekli olunca insanlar dünya turuna çıkıyor. Bizde? Emekli maaşıyla semtteki market turuna çıkmak bile lüks. En ucuz ayçiçek yağıyla, patates bulma telaşı sarar. Diğer emeklilerle anında istişare... Kim nerede ne yakalarsa artık. Türkiye‘de emekli olmak, artık bir meslek grubu gibi değerlendirilmeli. Hatta SGK‘ya yeni bir kod önermekte fayda var: ―Aktif Emekli – 7/24 Müsait.‖

"Emekli çalışıyor çünkü üretken kalmak istiyor" diyor yandaş yalaka takımından bazıları –haaa bunu söyleyen emekliler de yok değildir!‖ Yahu adam zaten 40 yıl üretmiş, hala mı üretkenlik? Bu ne çalışkanlık değil mi? Emekli ikramiyesiyle yatırım yapan varmış eskiden, şimdi aynı ikramiyeyle anca doğalgaz kombisi alırsın. Yanında dört teker alıp takarsan bir araban dahi olur. Ama dert değil! Çünkü emeklimiz fedakârdır, gururludur. Vatan millet devlet dediniz mi akan sular durur. En sevdiğimiz emekli türüdür. Hakkını değil, hak ettiğini değil ona uygun görüleni kabul edip çekilir kenara. Yeni iş kovalar o da olmazsa çoluk çocuğuna el avuç açar. Evlatlar bugünler için emeklilikte çıkmalı karşılarına değil mi?

Ve en güzeli; herkes hâlâ ―emekli olunca rahat edersin‖ diyorlardı birileri bıyık altında sinsi bir gülümsemeyle. Evet, doğru. Rahat edersin... Çünkü hiçbir şey beklememeyi öğrenmişsindir artık. Emekli ikramiyenin yanında ̳SABIR’ emekli maaşının yanında da ̳ŞÜKÜR‘ veriliyor. Emekliler biliyor ki kanaatkâr olmanın verdiği iç huzuru başka hiç bir şeyden alamayacaklarını. Böyle olunca insan otomatik olarak rahatlıyor zaten.

Emeklilik, bir insanın ömrü boyunca ―yaşamak için çalıştım, artık yaşamalıyım,‖ diyebilmesi gereken bir dönemdir aslında. Fakat Türkiye‘de emekliler için bu denklem çoktan tersine dönmüş durumda. Bugün birçok emekli hâlâ pazarda tezgâh açıyor, taksiye çıkıyor, güvenlik görevlisi oluyor ya da torun bakarak evin yükünü omuzluyor. Sorulsa, “emekli oldun artık rahat et” denir ama geliriyle bir ayı bile zar zor çıkarır. Hâl böyle olunca, yaşamak için çalışmak artık bir zorunluluk değil, bir hayatta kalma mücadelesine dönüşüyor.

“Çalışmak için mi yaşıyoruz, yoksa yaşamak için mi çalışıyoruz?” sorusu emekliler için trajikomik bir gerçeğe dönüşüyor. İşte bu yüzden emekli olmak, övgüyle anılan bir dönemin değil, yeni bir sabır ve dayanıklılık sınavının başladığı zaman dilimidir. Ülkemizde ―emekli‖ kelimesi çoğu zaman hak ettiği saygıyı ve refahı bulamayan, ama yılmadan yoluna devam eden bir süper kahramanı simgeler. İşte tam da bu yüzden, emeklilik hayalleri kurmak, bizde oldukça lükstür.

Evet evet; Türkiye‘de emekli olmak istiyorsan ya çok zengin olacaksın... Ya da mizah anlayışını çok gelişmiş olacak. Yoksa krizlerle baş etmek mümkün olmayacak.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.