
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin "Darbeye ve kayyıma hayır" sloganıyla düzenlenen 22’nci Olağanüstü Kurultayı’nda konuştu. Saldırılara karşı CHP'nin iki parça değil, bir bütün olduğunu söyleyen Özel, "Dünün rakipleri bir olmuştur ve bir avuç aparat ve AKP’nin yargı kolları karşısındadır. İki parça vardır. Bir tarafta CHP'nin evlatları, diğer tarafta sarayın kumpasları durmaktadır" dedi.
Beş ay sonra yeniden kurultay düzenlediklerini söyleyen Özel, "Bir büyük adaletsizliğin karşısındayız. Bir demokrasi utancının ortasında kalsak da mücadelemizi dimdik yapmak için, bir kez daha kenetlenmek için buradayız" dedi ve tutuklu CHP'li belediye başkanlarına selam gönderdi.
"Erdoğan kendisine, partisine güvenemedi"31 Mart seçimlerinde CHP'nin 47 yıl sonra birinci parti olduğunu hatırlatan Özel, "Demokrasi sınavı kazanıldığında değil, kaybedildiğinde verilen bir sınavdır. İktidar partisi ilk kez kaybettiği seçimden sonra yaptıklarıyla aslında demokrat değil, sadece demokrasiyi kullananlardan oluştuğunu tüm millete gösterdi. Bizimle hizmette yarışamadılar. Siyaset üretip bizimle rekabet edemediler. Sayın Erdoğan, kendisine güvenemedi, partisine güvenemedi; ana kademesine, gençlik kollarına, kadın kollarına güvenemedi. Onların seçim kazanabileceğine, umudu örgütleyeceklerine inanamadı. Demokrasiden saptı, hiçbir partide olmayan yeni bir kolu, AK Parti yargı kollarını kurdu. AK Partili bir bakan yardımcısını yargı kolları başkanı olarak İstanbul’a atadı" diye konuştu.
"CHP'nin geri adım atmayacağını hesap edemediler"Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in 30 Ekim’de tutuklanmasıyla başlayan süreçte teslim olmak yerine direnmeyi seçtiklerini söyleyen Özel, "Meydan okuduk, ‘Bu bir savaş ilanıdır’ dedik. 'Boyun eğmeyeceğiz, teslim olmayacağız’ dedik. Erken seçim istedik. Cumhurbaşkanı Adayımızı 23 Mart’ta ön seçimle belirleyeceğimizi ilan ettik. Karşımızdaki karanlık yapı tasarladığı darbe girişiminin takvimini öne aldı. 19 Mart günü, ön seçimimize 4 gün kala Ekrem Başkanımızın diplomasını iftar sofrasında iptal edip, bir sahur vakti harekete geçerek, evine saldırarak ve Türkiye siyasi tarihinde görülmemiş bir şekilde kendisine gözaltı yaptılar. Ama CHP'nin geri adım atmayacağını, millete sığınacağını hesap etmediler" ifadelerini kullandı.
"Trump yönetiminden icazet almış bir darbe"Özel konuşmasının devamında özetle şunları kaydetti:
"Bu darbe, Trump yönetiminden icazet almış bir darbedir. ‘İmamoğlu dış güçlerin adamıdır’ diyorlardı, soruyorum, bugün Trump kimin yanındadır? Trump kimin gelmesini istemektedir? Kim Trump’ın oğluyla gizli gizli iş tutmaktadır? Buradan milletimize ilan ederim ki Cumhuriyet Halk Partililer; milletin adamı, milletin evladı, milletin çocuklarıdır. Tayyip Erdoğan Trump’ın adamıdır, Trump’ın ekibidir.”
"Seçimsiz diktatörlüğe heves ettiler""Ahlaki üstünlük bizdedir, psikolojik üstünlük bizdedir, çoğunluk enerjisi bizdedir. Karşımızda yaşlanan, yorulan, kibirden gözü dönen, 23 yıl boyunca bu ülkeye iyi gelmeyen iktidar var. Ne kadına iyi geldiler, ne çocuğa. Ne işsizliğe, ne enflasyona. Ne ormanlara, ne ormandaki canlara, ne sokaktaki canlara. Arkasında milletin desteği kalmayınca demokrasi treninden indiler. Seçilmiş otokratlıktan, seçimsiz diktatörlüğe heves ettiler. Kurulan düzen; milletin düzeni değil, AK Parti’nin kara düzenidir. Bu düzen, bir kişi ve onun besledikleri rahat etsin diye kurulmuştur. Bu kara düzende refah yok, Avrupa’nın en yoksul ülkesiyiz. Bu kara düzende gelir adaleti yok, enflasyonda Avrupa birincisiyiz. Bu kara düzende vergi adaleti yok, verginin yüzde 89’unu alt ve orta gelir grubu ödüyor."
"Sessiz kaldılar ama Trump doğruladı""Filistin’deki katliamların baş destekçisi Trump yönetimi. Nethanyahu’ya savaş kahramanı diyen Trump’tır. ‘Gazze’yi boşaltacağım, oraya oteller, kumarhaneler yapacağım’ diye aklımızla alay eden Trump’tır. Kendisine ‘küresel lider’ dedirten Erdoğan, Trump’a karşı çıt çıkarmadı, çıkarmıyor. Şimdi Filistin bu haldeyken, Trump’tan randevu alabilmek için oğlu ile Junior Trump ile Dolmabahçe’de gizli bir görüşme yaptı. Bunu deşifre ettik, ilan ettik. Sustular, inkar edemediler. Ama Amerikalı kaynaklar doğrulayınca kabul etmek durumunda kaldılar. Dahası var. ‘Babanıza söyleyin, bize randevu verirse 300 Boeing alacağız, F-16 satın almayı konuşacağız’ diye Trump’ın oğluyla ve görüşmeyi ayarlayan, parası ödenen lobi şirketleri marifeti ile Amerika’ya mesajlar yolladılar. Bu açıklamadan sonra yine sessiz kaldılar ama saatler sonra Trump doğruladı. Hem de ağzını doldura doldura ‘Erdoğan gelecek Boeing’i konuşacağız, ticaret konuşacağız’ dedi.”
"Filistin bayraklarıyla Eyüpsultan'a davet ediyoruz"“Trump’ın yanına gidilecekse, karşısına geçilecekse, karşısına dikilecek. Filistin meselesi konusunda ağız dolusu açık açık konuşulacak. Filistin’in bu ülkenin milli meselesi olduğu ve kırmızı çizgisi olduğu Trump’a haykırılacak. Bloomberg tarafından ‘Gelecek hafta Boeing 250’nin üzerinde sipariş alabilir’ haberi geçildi. Yani görüşmenin kesinleşmesi, Boeing’in siparişlerinin kesinleşmesi anlamına geliyor. Bu gündemle perşembe günü Amerika’da yapılacak görüşmeden önce, çarşamba günü akşam yapacağımız 56’ncı mitingimizde parti bayrakları yerine hep taşındığımız Türk bayraklarının yanına Filistin bayraklarımızı alarak, tüm partimizi, tüm partilileri, Filistin’le dayanışan herkesi, tüm siyasi partileri Eyüpsultan’da Filistin Büyükelçiliği’nin önünde dayanışmaya davet ediyoruz. Erdoğan diyor ki ‘Benim Filistin hassasiyetimi kimse sorgulayamaz’, artık olmayan bir şeyi sorgulama niyetimizin olmadığını öğrenmek durumunda. Kendisinin bir Filistin hassasiyeti değil ve iktidarı sürdürmek için bir Trump’a mecburiyeti var. Oyları düşüyor, millete sığınmak yerine Trump’a sığınıyor. Millet merkezli değil, Trump merkezli siyaset yapıyor.”
"Bugün bizi yutmak istiyor, yarın önünde kim varsa…"“Bizi Ankara’da siyaset yapmaya, siyasetimize bir çerçeve çizmeye, onun içinde kalmaya davet ediyor. Aba altından sopa gösterip yargı kollarıyla CHP’nin siyasetini dizayn etmeye çalışıyor. CHP'nin Genel Başkanlarına ve mücadelesine sınır çizilemez, çerçeve çizilemez. Bugün Türkiye yeni bir yol ayrımındadır. Yargı eliyle öyle kirli bir yol açtılar ki Türkiye’de, demokrasiye düşman bu darbeci anlayış öyle bir canavar ki bugün CHP’yi yutmak istiyor, yarın önünde kim varsa onu yutacak. İktidara yakın olmayan siyasetçiyi, gazeteciyi, sanatçıyı, iş insanını, sendikacıyı, meslek örgütünü yutacak.”
"Tehdit altında olan eşit yurttaşlıktır"“Eğer kudretli bir AK Partili siyasetçi ile davalık olsanız, mahkeme kapısında adaleti bulabileceğinize inanıyor musunuz? Yıllarca okudunuz, çalıştınız. Kudretli bir AK Partilinin torpilli yakını ile mülakata girseniz, kazanacağınıza inanıyor musunuz? İşte artık Türkiye’de tehdit altında olan eşit yurttaşlıktır. Seçimsiz, sandıksız, tek partili bir Türkiye istiyorlar. Erdoğan artık kötü olma yolunda değil, en kötüsü olmuş durumdadır. O yüzden safları daha da sıklaştırmalı, mücadeleyi hep beraber yükseltmeliyiz. Bu kötülük karşısında yapmamız gereken nettir. İyi olmak yeterli değildir. Cesur olmak gerekmektedir.”
"Sikayetçi CHP'li değil, partiye kinlenmiş aparatlar"“Yaratılmaya çalışılan imaj şudur: ‘AK Parti değil, şikayet eden CHP’li, şikayet edilen CHP’li, taraflar CHP’li, biz bu işin dışındayız.’ Birincisi şikayet eden CHP’li değil, aylar önce parti suçundan, yıllar önce fevkalade suçlardan atılmış ve kendi kusuruna bakmadan partiye, yapıya kişilere kinlenmiş bir takım aparatları buldular. Onları CHP’li gibi sundular. Ellerindeki yargı kollarıyla bir partiye operasyon yaptılar. Ama bu operasyon bir yere çarptı ve darmadağın oldu… Ve şu görüldü: Saldırıya karşı CHP iki parça değildir. Saldırıya karşı CHP bir bütündür. Dünün rakipleri bir olmuştur ve bir avuç aparat ve AK Parti’nin yargı kolları karşısındadır. İki parça vardır. Bir tarafı Cumhuriyet Halk Partisinin evlatları, diğer tarafta sarayın kumpasları durmaktadır.”
"Seçimin önünü açın""Parti tarihinin darbe dönemleri hariç en büyük saldırısını püskürtmek… Bugün o yüzden İstanbul delegelerinin, milletvekili olmayan Parti Meclisi ve YDK üyelerinin, doğal delegelerin, iftiralara konu olan arkadaşların, adı geçen herhangi bir arkadaşımızın sandık başına gitmeyeceği, yaklaşık 911 seçilmiş delegemizin oy kullanacağı ve irademizi tazeleyeceği bir yaklaşımla buraya koştunuz.
Bugünkü listede Çankaya İlçe Başkanı seçilen bir arkadaşımızdan boşalan YDK’ye, yurt dışında olduğu için PM’ye devam edemeyen bir arkadaşımız yerine bir düzeltme dışında sizin geçen sefer oyladığınız listede hiçbir değişiklik yok. O yüzden bugün Genel Başkanlık seçimi ve ardından Parti Meclisi seçimini takdir ederseniz birkaç saat içinde bitirmek üzere blok listeyle yapmak istiyoruz. Vaktiyle yolu koyulmanız ve iktidarımız için çalışmanız için buradaki teknik olarak ön almaya ve teknik olarak kumpasları boşa çıkarmaya yönelik bu kurultayımızda istisnai ve bir daha tekrar edilmemek üzere blok liste ile oy kullanmanızı takdirlerinize sunacağız.
Bu kurultayı şöyle yaptık. Olur ya, buraya bir AK Partili kayyım atarlar. Olur ya, o da bu kurultayı iptal etmeye kalkar… Onun için sizlerin iradesiyle ve Genel Başkan'ın dahi engel olamayacağı bir birliktelikteyiz. Ben dün bu süreci durduramazdım. Birazdan bir güven oylaması olacak. Normalde sizler alkışlarınızla takdirlerinizle oylarınızla hep arkamızda durdunuz. Sağ olun, durmaya da devam ediyorsunuz. Buradan güven oyu verdiğiniz takdirde seçim maddesine geçilmeden evlerimize gideceğiz. Bunun için ben dahil, bütün Parti Meclisi üyelerimiz dahil, bütün milletvekillerimiz dahil hepinizden güvensizlik yönünde oy kullanarak seçimin önünü açmanızı talep edeceğim. Vereceğiniz güvensizlik oyu, sarayın adalet üzerindeki yaptığı oyunlara verilen güvensizlik oyudur. Partiye kurulan kumpasa güvensizlik oyu vermenizi talep ediyorum. AK Parti’nin yargı kolları faaliyetlerine güvensizlik oyu verip ardından seçime geçmenizi istiyorum.”
Kaynak:Evrensel