
Kazım Koyuncu parkında bir araya gelen kadınlar, "6284'ün etkin uygulanmaması, 11. Yargı paketi ve "Aile Yılı" söylemiyle bugün biz kadınları tahakküm altına alan iktidarın kadın düşmanı politikalarından bir an önce vazgeçilmesi" çağrısında bulundu.
Öğrencilerin, gençlerin, kadınların yaşadığı bu mahallede bir kadın daha göz göre göre aramızdan alındı vurgusu yapılan açıklamada, “Biz kadınlar farklı kaldırımlarda yürüsek bile, ışıksız sokakların yarattığı korkuyu; arkamızdan gelen gölgenin yarattığı güvensizliği tanırız. Çünkü o karanlık sokaklarda yaşadığımız korku bulutunu yine bir kız kardeşimizi arayarak dağıtırız. Hiçbir semt, hiçbir mahalle kadınlar için gerçekten güvenli değil. Erkek şiddetini durdurmayan, failleri cesaretlendiren, kadınların yaşam hakkını korumayan bu düzen sürdükçe hiçbirimiz güvende değiliz. Kadın cinayetleri, ekonomik krizin, güvencesizliğin ve cezasızlığın ürettiği sistematik bir kıyımdır. Bugün iktidar, bir yandan “aile yılı” ilan edip aileyi kutsallaştırırken, diğer yandan kadınları şiddete, yoksulluğa, güvencesizliğe mahkûm eden politikalarını derinleştiriyor. “Aileyi koruma” adı altında hazırlanan 11. Yargı Paketi ile LGBTİ’ler hedef gösteriliyor, çocuklar kriminalize ediliyor, kadınların kazanılmış hakları tırpanlanmak isteniyor. Aile yılı diyorsunuz, ama kadınlar öldürülüyor. Siz Aileyi korumak değil, kadınların itaat etmesini ve susmasını istiyorsunuz. Bizse bu anlayışı kabul etmiyoruz” denildi.
Saray iktidarı, Devlet kurumları, yerel yönetimler, üniversite ve emniyet yetkilileri sorumluluktan kaçamaz ifadelerine yer verilen açıklamada, “Kadınların defalarca yaptığı şikâyetler, korunma talepleri neden karşılanmıyor? Şiddet uygulayan, tehdit eden erkeklere yönelik etkin koruma ve tedbir kararları neden uygulanmıyor? Mahallelerimiz, kampüs çevrelerimiz, ulaşım hatlarımız neden hâlâ karanlık, güvensiz ve denetimsiz?” diye soruldu.
“Güvenli sokaklar, güvenli kampüsler, güvenli kentler istiyoruz”Kadınları korumayan, şiddeti önlemeyen her kararın, her ihmalin, her politikanın sorumlusu bu düzendir denilen açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı, “Failleri aklayan, iyi hal, haksız tahrik indirimleriyle cesaretlendiren yargı pratiği kadın düşmanlığının bir parçasıdır. Kadınların yaşam hakkını korumak yerine onları 'susmaya', 'uzlaşmaya', 'yuvanı koru'ya zorlayan anlayış kabul edilemez. Görükle’de, Bursa’da, Türkiye’nin dört bir yanında “güvenli semtlerde yaşamak istiyoruz.” Güvenli sokaklar, güvenli kampüsler, güvenli kentler istiyoruz. Etkin korunma ve sığınak hakkımızı istiyoruz. Şiddet faillerine cezasızlığa son verilmesini istiyoruz. Kadınların karar mekanizmalarında söz ve yetki sahibi olmasını istiyoruz. Kadın düşmanı yargı paketlerinden, “aile yılı” adı altında haklarımıza saldıran politikalardan vazgeçilmesini istiyoruz. Gerçek anlamda güvenli bir yaşam için, dayanışmayı büyütmeye; mahallelerimizde, işyerlerimizde, okullarımızda örgütlenmeye devam edeceğiz. Yaşam hakkımızdan, eşitlikten, özgürlükten vazgeçmiyoruz. Erkek şiddetini ve onu besleyen bu düzeni, cezasızlığı ve kadın düşmanı yasaları kabul etmiyoruz. Bu yüzden buradaki bütün kız kardeşlerimizi mücadeleyi büyütmeye, haklarımızı ve yaşamlarımızı savunmak için 25 Kasım'da şiddete güvencesizliğe geleceksizliğe cezasızlık politikalarına karşı, bir kişi daha eksilmeyeceğiz demek için 19:00 da Fomara Meydanına çağırıyoruz.”