MESS sözleşmesi öncesi otomotiv ihracatında artış

Bursa'da sanayiciler, yılın ilk yedi ayında 27 milyar 616 milyon dolar ihracat gelirine ulaştı. Bu rakam, 2024 yılının aynı döneminde 24 milyar 468 milyon dolardı.

Haber Giriş Tarihi: 23.09.2025 09:45
Haber Güncellenme Tarihi: 23.09.2025 09:45

Uludağ İhracatçılar Birliğinin (UİB) her ay açıkladığı ihracat verilerine göre Bursa’da sanayiciler, 2025 yılı ocak-ağustos ayları arasında 27 milyar 616 milyon dolar ihracat gelirine ulaştı. Bu rakam 2024 yılının aynı döneminde 24 milyar 468 milyon dolardı. Verilere göre bir yıldaki büyüme oranı yüzde 12,87 oldu. Bursa’daki ihracat rakamları, pandemi dönemi hariç son 10 yıldaki büyüme eğilimini sürdürdü ve Türkiye’deki ihracatın yüzde 15,45’lik kısmı Bursa’dan yaşanmış oldu.

Büyüme oranları ve ihracat gelirlerindeki esas pay ise Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliğine ait. Renault, TOFAŞ, Karsan, Güleryüz, Akia, Togg ve BOSCH gibi fabrikalarının yer aldığı Bursa’da, taşıt sanayisi yılın ilk 8 ayındaki toplam ihracat payının yüzde 84,86’sını elinde tuttu. Geçen yıl ise bu rakamlar yine aynı dönemler için yüzde 81,93 oranında gerçekleşmişti.

TİM Başkanının yakınması

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ise 4 Eylül’de yaptığı açıklamada, ağustos ayı hedeflerine ulaşamadıklarını belirterek, daha fazla üretim yapılmasını istemişti. Gültepe, “Artık kaybedecek zamanımız kalmadı. Üretimi ve ihracatı önceleyen politikaların bir an önce devreye alınması gerekiyor. Aksi takdirde kayıp daha da büyüyecek” demişti. Halbuki 2024 ocak-ağustos ayları arasında 154 milyar 463 milyon dolar olan ihracat bu yıl 178,1 milyar dolara ulaşmıştı.

Bursa’da otomotiv tekelleri ihracat gelirlerini geçen yıla göre 3 milyar 135 milyon dolar artırarak 23 milyar 437 milyon dolara yükseltti. Türkiye’de otomotiv endüstrisi 26 milyar 500 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken; Bursa, ülke genelinde yapılan tüm bu ihracatın yüzde 88’ini gerçekleştirmiş oldu. Aynı zamanda Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) verilerine göre Renault yüzde 42 ve TOFAŞ yüzde 8,5’lik payları ile tüm Türkiye’deki otomobil üretiminin yarısını Bursa’da gerçekleştirmiş oldu. Aynı zamanda tüm taşıt üretimlerinde ise Türkiye genelinde yüzde 2,1’lik bir artış gerçekleşti. Dış pazardaki bu gelişmeler dışında iç pazarda da Renault ve TOFAŞ’ın hakimiyeti yaşanıyor. Türkiye’de trafiğe kayıtlı araç sayısında ilk iki sırayı Renault ve TOFAŞ’ta üretilen Fiat otomobilleri oluştururken, TÜİK verilerine göre bu markalar toplam araçların yüzde 23’ünü oluşturuyor.

Metal işçisinin mücadelesinin önemi

Otomotiv tekellerinin ihracat gelirlerini artırdığı Bursa’da; Erdoğan-Şimşek programının ücret baskılama hedefiyle birlikte çalışma rejimi de olabildiğince otoriterleşiyor. Örneğin Renault’nun Fas fabrikasında 13 bin işçi ile bir yılda 400 bin araç üretilirken Bursa fabrikasında ise 5 bin 500 işçiyle 380 bin araç üretildi. Bir yandan da ihracattan dövizle kazanmak, işçi ücretlerini TL ile ödemek ve pek çok vergi indirimi ve teşviklerle birlikte Türkiye’de fabrika sahibi olmak hayli avantajlı bir durum.

OSD verilerine göre de 550 bin işçinin istihdam edildiği bu iş kolunun neredeyse yarısına yine Bursa ev sahipliği yapıyor. Haliyle 1 Eylül itibarıyla başlamış olan MESS grup sözleşmesi de Bursa işçi sınıfını en yakından ilgilendiren konu. Metal patronları ile masaya oturan işçi sendikalarında ise veriler şöyle: 196 fabrikadan 140 bin 722 Türk Metal üyesi, 32 fabrikadan 11 bin Birleşik Metal-İş üyesi, 3 fabrikadan 2 bin 500 Özçelik-İş üyesi. Yani toplam 155 bine yakın işçi doğrudan bu sözleşmenin tarafı konumunda. Bunun yanı sıra Bursa’da yaklaşık 51 bin Türk Metal üyesi ile her biri yaklaşık 500’er olmak üzere Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş Sendikalarının üyeleri toplu iş sözleşmesi kapsamında. Yani MESS grup toplu iş sözleşmesi, Bursa işçi sınıfının en büyük mücadele alanı durumunda. Bu gruptaki ortalama brüt ücret aylık 53 bin lira.

Tüm bu veriler kapsamında sendikal bürokrasinin ve patronların, işçilerin zam talebini en aşağıda tutmak için çabalaması, Türkiye’deki emek rejimini ve TİM Başkanının “Daha ne istiyor olabilir?​” dedirtecek şekildeki çağrısını anlamak için önemli bir yerde duruyor.