Seçim barajı MHP’nin aldığı oy olsun - Uğur Ökdemir
Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2022 09:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.03.2022 09:36
Uğur Ökdemir
Aylardır hazırlandığı söylenen yeni seçim kanunu teklifi AKP ve MHP tarafından meclise sunuldu. Bu teklifin büyük partilerin işine geldiğini söylemek yanlış olmasa gerek. İttifak barajı geçtiğinde ittifak içinde yer alan tüm partilerin de barajı geçtiği şeklindeki uygulama kaldırılıyor. Bu da ittifak içinde ki küçük partileri yok etme hamlesi. O bloğun güçlenmesini ortadan kaldırma girişimi açıkçası. Bu aynı zamanda ittifak yapmayı da anlamsızlaştıran bir uygulama. Çünkü ülke barajını aşmadığı sürece (yani % 7’yi) küçük partiler milletvekili çıkaramayacak.
Seçim barajı ise en çok tartışılan konuların başında yer alıyor. Aslında “Ülkede seçim barajı MHP’nin aldığı oy olsun” dense daha mantıklı olacak gibi. Çünkü MHP’de önlenemeyen oy erimesinin önüne ancak seçim barajını düşürmekle çözebilirlerdi. AKP bu hamle ile aslında MHP’nin elini de güçlendiriyor. İttifakı dağıtabilecek veya daha sert çıkışlar yapabilecek güce sahip oluyor Cumhur ittifakı içerisinde. Bunun yansımaları ilerleyen günlerde daha net göreceğiz elbette.
Yapılan hamleleri Millet İttifakının oluşturacağı gücü dağıtmak ve çıkaracakları milletvekillerinin önünü keserek kendilerinin daha fazla milletvekili çıkarma girişimi olarak yorumlamak gerekir. Öte yandan kendilerinin dayattığı ittifaklar devrinin de kapandığını söyleyebiliriz. Çünkü İttifaktaki her parti, kendi aldığı oy milletvekili seçimine yetiyorsa milletvekili çıkarabilecek. Her noktasıyla kendi iktidarlarını korumak için düşünülmüş bir uygulama.
Yasada seçim kurulu başkanlığı ile ilgili “en kıdemli hâkim” şartı kaldırılıyor. Eğer teklif kabul edilirse İl ve ilçe seçim kurulları kura ile belirlenecek. Burada şunu görmek gerekiyor kuradan çıkacakların AKP kadrolarının olması kuvvetle ihtimal. En kıdemli hâkimler AKP’den önce göreve atananlar. İsteyen kuradan çekilebilir notu da eklemişler. Çekilebilir mi çektirilir mi bunu düşününce ne olacağını hepimiz biliyoruz.
Cumhur İttifakı kendi iktidarlarını garantiye almak için hazırladığı bu teklifin muhalefet kanadından yansıması nasıl olacak asıl mesele bu bence. Sadece kürsüden açıklama yapmakla mı yetinecek yoksa Millet İttifakının her toplumsal olayda aman sokağa çıkmayın, provokasyona gelmeyin, AKP ekmeğine yağ sürmeyin bekleyin seçimi sandıkta bu işi çözeceğiz mi diyecek. Eğer işi halen sandığa havale edeceklerse karşı tarafta hazırladıkları teklif gibi boş durmayacağını bilmiyorlar mı? Çok kurnazca hazırlanmış teklif sandıktan başka yol göstermeyen muhalefeti köşeye sıkıştıracak gibi duruyor.
Güzel restorasyon yapılmış bir binaya ihtiyacımız yok
İçinden geçtiğimiz süreçte yoksulluğa, her gün yağmur gibi yağan zamlara ve düşük ücretlere karşı ülkenin dört bir yanında işçiler emekçiler sokaklara çıkmaktadır. Çünkü kazanım elde edebilmek için mücadeleden başka yol yoktur.
İşçiler emekçiler her gün bir fabrikada, bir iş yerinde eylemler yaparak hayatlarını düzeltme girişimlerini ortaya koyarken koca koca muhalefet partilerinin bu yasal düzenlemeler karşısında işi açıklamayla geçiştirmesi kabul edilemez. Eğer gerçekten buradan çıkış yolu arıyorlarsa insanları seçime odaklamak yerine Cumhur İttifakının getirmeye çalıştığı bütün anti demokratik uygulamalara karşı işçilerin gösterdiği yoldan yürüyerek hayatın her alanında mücadele etmektir. Yoksa söylenenler hep lafta kalır.
Millet İttifakı tarafından açıklanan “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” benim açımdan bir kurtuluş yolu değil ne yazık ki. Ülkenin işçi ve emekçilerine, kadınlarına, üretici köylülere, gençler 2001 yılına yapılacak dönüşü kurtuluş olarak gösteremeyiz. Çünkü o dönemlerde de emekçilerin hayatı çekilmez haldeydi. Bugün güzel restorasyon yapılmış bir binaya ihtiyacımız yok bizlerin gerçek bir değişime ihtiyacı var. Bunun yolu bütün ötekileştirilenlerin birlikte yol yürümesidir. Sendikalardan, odalara, derneklere, inanç gruplarına, sol, sosyalist yapılara yani sistem tarafından yok sayılan kesimlerin birlikte mücadelesidir. Ortak mücadele etrafında yürünecek yol bu sistemi de sistemin yarattığı ve halkın emeğine el koyarak zevki sefa sürenleri de al aşağı edecektir.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uğur Ökdemir
Seçim barajı MHP’nin aldığı oy olsun - Uğur Ökdemir
Aylardır hazırlandığı söylenen yeni seçim kanunu teklifi AKP ve MHP tarafından meclise sunuldu. Bu teklifin büyük partilerin işine geldiğini söylemek yanlış olmasa gerek. İttifak barajı geçtiğinde ittifak içinde yer alan tüm partilerin de barajı geçtiği şeklindeki uygulama kaldırılıyor. Bu da ittifak içinde ki küçük partileri yok etme hamlesi. O bloğun güçlenmesini ortadan kaldırma girişimi açıkçası. Bu aynı zamanda ittifak yapmayı da anlamsızlaştıran bir uygulama. Çünkü ülke barajını aşmadığı sürece (yani % 7’yi) küçük partiler milletvekili çıkaramayacak.
Seçim barajı ise en çok tartışılan konuların başında yer alıyor. Aslında “Ülkede seçim barajı MHP’nin aldığı oy olsun” dense daha mantıklı olacak gibi. Çünkü MHP’de önlenemeyen oy erimesinin önüne ancak seçim barajını düşürmekle çözebilirlerdi. AKP bu hamle ile aslında MHP’nin elini de güçlendiriyor. İttifakı dağıtabilecek veya daha sert çıkışlar yapabilecek güce sahip oluyor Cumhur ittifakı içerisinde. Bunun yansımaları ilerleyen günlerde daha net göreceğiz elbette.
Yapılan hamleleri Millet İttifakının oluşturacağı gücü dağıtmak ve çıkaracakları milletvekillerinin önünü keserek kendilerinin daha fazla milletvekili çıkarma girişimi olarak yorumlamak gerekir. Öte yandan kendilerinin dayattığı ittifaklar devrinin de kapandığını söyleyebiliriz. Çünkü İttifaktaki her parti, kendi aldığı oy milletvekili seçimine yetiyorsa milletvekili çıkarabilecek. Her noktasıyla kendi iktidarlarını korumak için düşünülmüş bir uygulama.
Yasada seçim kurulu başkanlığı ile ilgili “en kıdemli hâkim” şartı kaldırılıyor. Eğer teklif kabul edilirse İl ve ilçe seçim kurulları kura ile belirlenecek. Burada şunu görmek gerekiyor kuradan çıkacakların AKP kadrolarının olması kuvvetle ihtimal. En kıdemli hâkimler AKP’den önce göreve atananlar. İsteyen kuradan çekilebilir notu da eklemişler. Çekilebilir mi çektirilir mi bunu düşününce ne olacağını hepimiz biliyoruz.
Cumhur İttifakı kendi iktidarlarını garantiye almak için hazırladığı bu teklifin muhalefet kanadından yansıması nasıl olacak asıl mesele bu bence. Sadece kürsüden açıklama yapmakla mı yetinecek yoksa Millet İttifakının her toplumsal olayda aman sokağa çıkmayın, provokasyona gelmeyin, AKP ekmeğine yağ sürmeyin bekleyin seçimi sandıkta bu işi çözeceğiz mi diyecek. Eğer işi halen sandığa havale edeceklerse karşı tarafta hazırladıkları teklif gibi boş durmayacağını bilmiyorlar mı? Çok kurnazca hazırlanmış teklif sandıktan başka yol göstermeyen muhalefeti köşeye sıkıştıracak gibi duruyor.
Güzel restorasyon yapılmış bir binaya ihtiyacımız yok
İçinden geçtiğimiz süreçte yoksulluğa, her gün yağmur gibi yağan zamlara ve düşük ücretlere karşı ülkenin dört bir yanında işçiler emekçiler sokaklara çıkmaktadır. Çünkü kazanım elde edebilmek için mücadeleden başka yol yoktur.
İşçiler emekçiler her gün bir fabrikada, bir iş yerinde eylemler yaparak hayatlarını düzeltme girişimlerini ortaya koyarken koca koca muhalefet partilerinin bu yasal düzenlemeler karşısında işi açıklamayla geçiştirmesi kabul edilemez. Eğer gerçekten buradan çıkış yolu arıyorlarsa insanları seçime odaklamak yerine Cumhur İttifakının getirmeye çalıştığı bütün anti demokratik uygulamalara karşı işçilerin gösterdiği yoldan yürüyerek hayatın her alanında mücadele etmektir. Yoksa söylenenler hep lafta kalır.
Millet İttifakı tarafından açıklanan “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” benim açımdan bir kurtuluş yolu değil ne yazık ki. Ülkenin işçi ve emekçilerine, kadınlarına, üretici köylülere, gençler 2001 yılına yapılacak dönüşü kurtuluş olarak gösteremeyiz. Çünkü o dönemlerde de emekçilerin hayatı çekilmez haldeydi. Bugün güzel restorasyon yapılmış bir binaya ihtiyacımız yok bizlerin gerçek bir değişime ihtiyacı var. Bunun yolu bütün ötekileştirilenlerin birlikte yol yürümesidir. Sendikalardan, odalara, derneklere, inanç gruplarına, sol, sosyalist yapılara yani sistem tarafından yok sayılan kesimlerin birlikte mücadelesidir. Ortak mücadele etrafında yürünecek yol bu sistemi de sistemin yarattığı ve halkın emeğine el koyarak zevki sefa sürenleri de al aşağı edecektir.