Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA

Yolumuz, yol değil - Av. Erol Çiçek

Yazının Giriş Tarihi: 04.08.2021 09:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.11.2024 18:33
Yolumuz, yol değil - Av. Erol Çiçek

“Dünyadaki yaşam, yeni türlere dönüşerek ve yeni ekosistemler yaratarak sert bir iklim değişikliğinden kurtulabilir, ama insanlar bunu yapamaz."

Almanya'daki selde ölü sayısı 156, Çin'de 58'e yükseldi, Rize'de 7, özel koruma bölgesi ilan edilen Tuz Gölü'ndeki binlerce flamingo öldü. İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu kuraklıktan kavruluyor. Marmara Denizi’ndeki müsilajla ortak sebebi de aynı, küresel iklim krizi.

Küresel iklim krizinin (küresel ısınma) sebebi ise, insanların üretim faaliyetleri sonucu ortaya çıkan karbondioksit, metan gibi sera etkisini artıran gazlar. Fabrikalar, ulaşım araçları, hatta büyükbaş hayvan yetiştiricilği, ısınma ve enerji üretmek amacıyla kullanılan kömür ve petrol gibi yakıtlar. Dünya okyanusları, ormanlar, sulak alanlar bu aşırı karbondioksitin bir bölümünü emdiler. Artık doygunluğa ulaştıkları için ememiyorlar. Amazon ormanlarından atmosfere salınan karbondioksit miktarı bile, üretilen oksijenin ötesine geçmiş durumda. Artan karbondioksit sera etkisi yaparak atmosferi ısıtıyor, ısınan atmosfer daha fazla su (nem) tutuyor. Sonuç şiddetli yağışlar, sayısı ve şiddeti artan sıcak dalgaları, kuraklık, fırtınalar ve seller, buzulların erimesi, okyanusların asitlenmesi ve biyoçeşitlilik kaybı (bazı türler yok oluyor) olarak ortaya çıkıyor. Ormanların, meraların yok edilmesi, imara, madenciliğe açılması ormanların karbondioksiti daha az emmesine neden olarak, ısınmayı artırıyor.

Bu gidişi önlemenin tek yolu ise rüzgar, güneş, hidrojen vb. yenilenebilir enerjileri kullanıp, atmosfere salınan insan kaynaklı karbondioksiti sıfırlamak, hatta tüketim alışkanlıklarımızdan (örneğin daha az et tüketmek) vazgeçmek. Küresel ısınmayı, endüstri çağı öncesi değerin 1,5 °C, bu başarılamazsa 2 °C üstünde sınırlamak. Dünyanın şu anki gidişatı 2°C’nin aşılacağı yönünde. Bu da yukarıda anlatılan felaketlerin hem sıklığını hem de şiddetini daha da artıracak.

Günümüzde sıcaklık artışı 1,2°C’ye ulaştı. Her şey gözlerimizin önünde olup bitiyor; aşırı sıcaklıklar, sıcak dalgalarının süresinin uzaması, kuraklık, seller ve buna bağlı heyelanlar, orman yangınları vb.

İnsanın ‘doğanın sahibi ve efendisi’ olduğu sanısını bırakıp, doğanın bir parçası olduğunu kabul etmesi ve sınırsız tüketim alışkanlığından vazgeçmesi gerekiyor. Doğa er veya geç insanın kendisine yaptıklarına tepki veriyor. Bilim insanlarını endişelendiren, doğanın bu tepkisinin kırılma noktalarını aşıp; geri dönülmez sonuçların ortaya çıkması.

Dünyanın, yaşanmaz olmaya başlayan bölgelerinde insanlar mecburen başka yerlere göç edecekler. Gittikleri yerlerde nasıl karşılanacaklar? Türkiye bulunduğu konum itibarıyla, en azından göç yolları üzerinde. İklim kaynaklı göçe karşı ülkenin hazırlığı, bir politikası var mı? Bildiğim kadarıyla yok. Pentagon’un 2003 yılında, “iklim krizi” üzerine bir Shell CEO’suna hazırlattığı rapora göre, açlık krizlerinde ve savaşlarda artış bekleniyor.

IPCC'nin, (BM Hükümetlerarası İklim Dağişikliği Paneli) sızdırılan taslak raporunda, iklim bilimcileri, küresel ısınmanın, acilen harekete geçilmezse, dünyanın doğal sistemlerinde yaygın ve muhtemelen geri dönüşü olmayan felaketlere yol açabilecek kırılma noktalarını tetikleyeceğinden giderek daha fazla endişe duydukları, belirtilmiş.

Taslak rapora göre, türlerin neslinin tükenmesi, daha yaygın hastalıklar, yaşanamaz sıcaklık, ekosistem çöküşü, yükselen denizlerin tehdit ettiği şehirler. Bunlar ve diğer yıkıcı iklim etkileri hızlanıyor ve bugün doğan bir çocuk 30 yaşına gelmeden acı verici bir şekilde ortaya çıkacak. Taslak raporda, "En kötüsü henüz gelmedi, çocuklarımızın ve torunlarımızın hayatları bizimkinden çok daha fazla etkilenecek" deniliyor. .

Rapor, “Dünyadaki yaşam, yeni türlere dönüşerek ve yeni ekosistemler yaratarak sert bir iklim değişikliğinden kurtulabilir, ama insanlar bunu yapamaz." diyor. Yani insanlar akıllarını kullanıp; küresel ısınmaya karşı uyum sağlayamazlarsa, dinozorlar gibi, insanların da neslinin tükenebileceğini söylüyor.

Bilge düşünür Edgar Morin ise, Covit-19 bağlamında içinde bulunduğumuz durumu şu şekilde yorumlamış: “insanlık buraya, izlediği yol sebebiyle gelmiştir. Bu sürdürülemez yolculuk, ancak başka bir yol bulmakla mümkündür.”

BursaMuhalif.com/Av. Erol Çiçek

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.