Bu mevsim bittiğinde, bu mevsimi hafızamın gölgesi yapacağım.
Kimler taşı attı, kim kırıkları topladı unutmamak için..
Aynamı olduğu gibi bırakacağım!
İnsan her şeye sahip olabilecekmiş gibi, olmuş gibi yaşıyor.
Bir parazitin açlığından farkı yok.
Asla doymuyor!
Oysa rüzgar esiyor saçlarımın arasında; kımıldıyor, yerinde duramıyor.
Güneş alnımın ortasında parlıyor.
Yağmur damlaları uyandırıyor uykumdan.
“Ay’ın dönümleri önemli;
Dolunayı hayranlıkla izleyip yeni ayda tohum saçıyoruz.
Ay küçülürken geri çekilip, ay büyürken toprakla buluşuyoruz.
Gökyüzüne, yeryüzüne, yeryüzünde yaratılmış her cana saygıdan, sevgiden geçiyor ömür…
Keşke böyle olsa!
Keşke herkesin ömrü gökyüzüne baksa!
Yeryüzünde insan suretiyle kalmayıp, envayi çeşit ruha dokunabilse…
Bir ağacın gövdesine sarılsa neler duyacak oysa.
Bir kekik kokusunu sunuyor yükseklerde, o bile bulunmak istiyor…
Nesilden nesile aktarılanların idrakında olsak böyle pervasız yaşamazdık!
Anılar değil, anıların hissettirdiklerinin belirleyici ve kalıcı olduğunu bilseydik neler değişirdi?
En mütevazimiz bile fazla kibirli kalıyor doğa karşısında!
Gökyüzünü izlemek için tepe arar olmuşlar;
Bizim doğduğumuz, kekik topladığımız, bulutların içinde gezdiğimiz gürgen ağaçlarının gölgesinde!
Çam ağaçlarım izliyorken üstelik!
Sonradan olmuyor, olmuyor zorlamayın..
O his sonradan gelmiyor.
Siz hiç bulutun içinden geçip de ıslanmadınız!
Öyle olsaydı bilirdim.
Ayın önünden bulutlar geçiyor.
Kayıbım derinlerde..
Sisin içinde yolunu bulmaya çalışmak gibi;
Bütün ezberler silinmiş, bildiklerin kaybolup gitmiş sisin içinde…
Bir adım ötesi tek görebildiğin, o kadar…
Zifiri karanlık bir çift gözün içinden parlayan bir ışık gibi ay; dolunay…
Öylesine belirgin ve yalnız gökyüzünde!
Yağmur toplama telaşında olan bulutlar pervasızca gölgeliyor arada, hepsi bu!
Işığının önünde hiçbiri duramıyor.
Bazılarımız ziyan olup gidiyor, ziyan ediliyor bile bile…
En çok parlayanların üstü örtülüyor, telaşla!
Uğraşıp açsan bile biri yine örtüyor.
Anlamsız, amaçsız bir savaş!
Örtmezlerse, onların ışığını bastıracaksın korkusuyla.
Perdeleri açmayı başardıkça artan bir ışık..
Oysa yansıtabilirdin onun ışığını!
Beslenip büyümek de bir seçenek, daha masum ve iyi olan seçenek!
‘Sizin üzülmediklerinizi de aldık yüreğimizden geçirdik’ diye bir cümle var hafızamda nerede okuduğumu hatırlamadığım.
Yazarına saygılarımla.
Tam olarak böyle…