Avukat Gamze Pamuk Ateşli, Nur Derya’nın sunduğu “Türkiye’de Çocuk Olmak” konulu programda Türkiye’nin çocuk hakları karnesini değerlendirdi. Av. Ateşli, Türkiye’nin çocuk hakları konusunda sınıfta kaldığını söyledi.
Teoriyle pratik uyuşmuyor
Pandemiyle beraber çok fazla çocuğun çeşitli yollarla istismar edildiğini belirten Ateşli, birçok devlet tarafından imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yalnızca teoride kaldığını, uygulamalar konusunda devletlerin yetersiz olduğunu söyledi. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin devletler tarafından uygulanabilirliğini değerlendiren Ateşli, “Türkiye’nin de imzacısı olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi, en çok imzacı devlete sahip uluslararası sözleşmedir. Bu durum aslında devletlerin çocuklar konusundaki hassasiyetini gösteriyor. Bu sözleşmeyi imzalamak, devletlerin çocuk haklarını koruma konusunda bir taahhüt vermesi demek. Ama devletler teoride ortaya koyduğu tavrı, uygulamalarla hayata geçiremedikten sonra taahhütlerin bir anlamı kalmıyor.” dedi. Çocuk haklarına yönelik uygulamaların hayata geçmemesinin sebebini ise hükümetlerin kararlarını çocuk hakları perspektifinden değil politik eksende alması olarak değerlendirdi.
İstismarı doğru tanımlamak gerek
İstismar denildiğinde akla ilk başta cinsel istismarın gelmesinin sorunun çözümüne ket vurduğuna dikkat çeken Ateşli, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Sorunu çözebilmek için teşhisi doğru koymak gerekiyor. İstismarı sadece cinsel istismar olarak değerlendirmek, sorunun çözüm yollarını tıkar. Ekonomik, fiziksel, psikolojik olarak birçok istismar çeşidi var. Çocukların eğitimindeki fırsat eşitsizliği, çocuk işçilik de bir istismar çeşididir. Çocuk haklarını korumak istiyorsak, her alandaki çocuk istismarına karşı topyekün mücadele etmemiz gerekir.”
İzmir Depremi’nde çocukların enkaz altındaki görüntülerinin yüzlerini açık olarak teşhisine imkan verecek şekilde paylaşmanın medya etiğine uymadığını, mağdur çocukların “unutulma hakkı”nın göz ardı edilmemesini ve çocuk dostu haberler yapılması gerektiğini ifade eden Ateşli, mağdur çocuklarla ilgili hediyelik eşyalar üretmenin de çocukları sömürmek olduğu şeklinde sözlerine devam etti.
Hukuk çocuk istismarına çanak tutuyor
Çocuk istismarı ve erken yaşta zorla evlilikler konusunda verilen hukuki kararların, çocuk istismarına çanak tuttuğunun altını çizen Ateşli, “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı evlilik yaşını daha erkene çekmeye çalıştıklarına dair açıklama yaptı. Halihazırda hukuki süreçlerle 16 yaşına inen evlilik yaşını daha ne kadar erkene çekebilirler? Yargı makamları bu tip davalarda çocuktan ziyade aile kurumunu korumaya yönelik kararlar alıyor. Ailenin yapısını bozmamak adına verilen kararlar, yasaların çiğnenmesi anlamına geliyor. Yargı kendi yasalarını kendisi rafa kaldırıyor. Biz şu an yeni kazanımlar için değil var olan haklarımızı korumak için mücadele etmek zorunda kalıyoruz.” ifadesinde bulundu.
BursaMuhalif.com/Haber Merkezi