Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar” sözleri patronların her koşulda büyüdüğünün bir itirafı niteliğinde. Şirketler büyürken, üretim yapan işçiler ise her gün daha da yoksullaşıyor.
Ülke ekonomisinin büyümesinden, artan kâr oranlarından işçilerin payına sosyal yaşamdan daha fazla uzaklaşmak ve ay sonunu getirmek için daha çok çalışmak düşüyor.
Bursa’da Tekgıda-İş’in örgütlü olduğu Erikli Su fabrikasında çalışan işçiler de geçinmekte zorlandıklarını ifade ediyor.
‘Su tüketmek bile lüks oldu’
Daha önceki yılların yaz aylarına göre işlerin düşük olduğunu söyleyen Erikli Su işçisi, “İnsanların alım gücü düşünce her şeyden kısıyor. Büyük oranda çeşmeden su kullanıyorlar. Bir damacana su 25 ila 35 lira arasında, iline göre değişiyor. Su tüketmek bile lüks oldu desek yeridir artık” dedi.
Erikli Su’da 10 yıllık bir işçinin net ücretinin 6 bin 500 lira civarı olduğunu söyleyen bir başka işçi şöyle devam etti: “Sosyal haklarla bu 7 bin 500 lira civarı oluyor. Bir de üç ayda bir ikramiye alıyoruz, o zaman maaşımız biraz daha artıyor. Sendikalı olmanın artıları var. Bizim firma için koşullar diğer iş kollarına göre biraz daha iyi. Bayram mesaisi yüzde 250, resmi tatillerde yüzde 200. Sendikasız yerlerde bu haklar imkansız. Bir de iş güvencen oluyor. Patron istediği zaman ben şu kadar işçiyi çıkarıyorum diyemiyor. Bu açıdan sendikalı işyerinde çalışmak her zaman avantajlı. Fakat koşullarımız diğer yerlere göre iyi olsa da zamlar karşısında ay sonunu getirmek çok zorlaştı.”
‘Biz yoksullaşırken patronların kârı artıyor’
Beş çeşit meyve bir de yumurtaya 200 liraya yakın para verdiğini söyleyen bir başka işçi ise şunları söyledi: “Bursa şeftalinin merkezi ama kilosu 28 lira. Bursalı bile yiyemeyecekse kimse ekonomi düzeliyor demesin. Zamlar karşısında kimse halinden memnun değil, tamam metal sektörüne göre bile iyi para alabiliyoruz, bu iyi de görece tabii. Rakam yüksek ama alım gücü düşük. Bizler yoksullaşırken patronların kârlarının arttığını biliyoruz.”
Geçen sene pandemi nedeniyle evden çıkamadıklarını söyleyen işçi, “Şimdi de pahalılıktan bir şey yapamıyoruz. Aslında aldığımız bu para bir aileyi geçindirmeye yetmiyor. Sürekli bir şeylerden kısıyoruz. Sosyal hayattan kendimizi kopardık. Evden işe, işten eve, en fazla mahallede kapı komşu ziyareti oluyor. Ailecek dört kişi bir sinemaya gitsek kafadan 500 lira gidiyor. Gerisinin hesabını siz yapın” dedi.
‘Oy vermeyeceğim diyenler artıyor’
İktidarın uyguladığı politikalara tepkili olanların sayısının artığını söyleyen bir başka işçi de şunları söyledi: “Fakat insanlar sessiz kalmayı tercih ediyor. AKP’yi savunanlar en fazla ‘Ukrayna’da savaş var, petrol dünyanın her yerinde yüksek, tek kriz ülkemizde yok’ diyerek kendilerini motive ediyor. Ama eskiye oranla oy vermeyeceğim diyenlerin sayısı artıyor. MHP’ye oy vermeyeceğim diyenler şimdi CHP’ye oy vereceğini söylüyor, bunu son zamanlarda duymaya başladım, daha önce böyle bir şey diyen yoktu. Millet İttifakını çözüm olarak görenler var ama oradan da bir şey çıkmaz diyenler de var. Karşı olanlar ‘AKP’den kopanlar hep orada bir masa etrafında poz vermek dışında bir şey yapmıyorlar, buradan fayda gelmez’ diyorlar ama yarın bu düşünceleri ne olur bilmiyorum.”
Erikli Su’nun sahibi Nestle milyar dolarlar kazanıyor
Daha önce Aslanoba ailesinde bulunan Erikli Su şu an dünyanın gıda tekellerinden Nestle’ye ait. Birçok alanda üretim yapan Nestle’nin 2020 yılına ilişkin finansal sonuçlarına göre şirketin satışları 84.3 milyar İsviçre frangı (93.8 milyar dolar) düzeyinde. Şirketin 2020’deki net kârı ise 12.23 milyar İsviçre frangı (13.65 milyar dolar) oldu.
Uğur Ökdemir