SES Bursa Şubesi basın toplantısı düzenleyerek TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarını ve Memur-Sen’in satış sözleşmesini kabul etmediklerini söyledi.
KESK Bursa ortak salonunda yapılan açıklamada, “İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi, halk için-emek için bütçe, güvenceli iş, güvenli gelecek” istiyoruz denildi.
“Şölen” de maaş zamlarını yüzde 25 olarak açıklamak sonrada hem sosyal medyada gelen tepkiler üzerine ve KESK’in tüm illerde TÜİK önlerinde açıklama yaptıktan sonra grup toplantısında 5 puan daha arttırmak sorunlarımıza çözüm olmadığı gibi oynanan tiyatroyu da gözler önüne sermektedir diyen SES Bursa Şube Başkanı İrfan Açık, “Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek tam da buna deniyor. Konfederasyonların görüşü dahi alınmadan sadece yetkilendirdikleri konfederasyonun şöleninde zam oranlarının açıklanması toplu iş sözleşmesi mantığına dahi aykırıdır”” dedi.
“Sahte TÜİK rakamları ile ücret artışlarına sesiz kalmayacağız”
Ülke kaynaklarının sermayeden yana kullanılmasına, savaş, rant, talan ve gericileştirme politikalarına aktarılmasına karşı durmaya devam edeceklerini söyleyen Açık, “Sahte TÜİK rakamları ile ücret artışlarına sesiz kalmayacağız. Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini; yetkilendirilmiş sendika, TÜİK ve iktidar eliyle bizlere reva görülen yoksullaştırma politikasına karşı mücadeleye davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
SES Bursa Şube Başkanı İrfan Açık taleplerini şöyle sıraladı:
1- Öncelikle yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için kamu emekçilerinin ve tüm emeklilerin maaşlarına en az asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmalıdır.
2- Öte yandan tüm kamu emekçileri ve emekliler bu artışın yaşanan hayat pahalılığının sürdüğü koşullarda kısa sürede eriyeceğini bugüne kadar defalarca tecrübe etmiştir. Her zaman altını çizdiğimiz üzere enflasyona göre maaş zammı “sıfır” zam demektir. Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir. Kalıcı olan ise insanca yaşamaya yetecek bir ücret mücadelesidir. Bunun da yolu en düşük kamu emekçisinin emekliliğe yansıyan temel gelirinin yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasından geçmektedir. Temel ücret üzerine kıdem yılı, eğitim durumu, yapılan işin riski ve niteliği gibi kriterler ile giydirilmiş ücretler belirlenmelidir.
3- Yine kamuda çalışma güvenceli ve kadrolu olarak yapılmalıdır. Aynı işi yapanların eşit ücret alması gerekmektedir. 4-a, 4-b, 4-c, 4-d, ASDEP gibi farklı istihdam modelleri ile güvence ve ücret açısından yaşanan ayrımcılığı kabul etmiyoruz.
Haber Merkezi