İşçinin sözünü söyleyemediği masada çıkan sonuç yine açlık. Aslında bu oyun her yıl oynanıyor. 2023 asgari ücret orta oyunu sonunda bitti. Her dönem olduğu gibi taraflar rollerini gayet güzel oynadı. Maaşı 100 bin 740 lira olan Cumhurbaşkanı asgari ücreti 8 bin 500 lira olarak açıklayarak milyonlarca işçiyi açlığa mahkum etti.
9 bin liranın altına imza atmam diyen sözde işçileri temsil eden Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, asgari ücret açıklanan masada yer almayarak tepkilerden kaçmak istiyor. Fakat masada olmasan da bu oyunun baş aktörü olduğunu herkes biliyor. “İmzalamamak” dışında “başka bir şey yapamayız” diyenlerin masada olup olmamasının bir önemi yok.
Milyonlarca çalışan açlığa mahkum edildi
Hükümet, patronlar ve Türk-İş bir kez daha milyonlarca çalışan emekçiyi açlığa mahkum etti. Türk-İş kendi yaptığı araştırmada bekar bir işçinin aylık yaşam maliyetini 9 bin 700 lira olarak açıkladığı tabloda kasım ayı açlık sınırını 7 bin 786 lira, yoksulluk sınırını ise 25 bin 364 lira olarak açıkladı. Ama masaya ilk olarak açlık sınırıyla oturup tepkiler sonrası 9 bin diyen sözde işçileri temsil eden Türk-İş tabandaki rahatsızlıktan korktuğu için 2023 asgari ücret açıklamasında yer almadı.
Yüksek enflasyonun yarattığı yoksulluğun tabanda huzursuzluğu her geçen gün arttırdığını asgari ücreti açıklayanlar çok iyi biliyor. Bu gidişat TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Akkol’a “Tüm taraflardan bu süreci sağduyu ile değerlendirmelerini istirham ediyorum; kutuplaşmak bizim bu ailemize yakışmaz” açıklamasını yaptırdı. Kendileri de biliyor insanları açlığa mahkum etmenin tepkiler getireceğini ve yine “aynı gemideyiz” söylemine sarılarak süreci atlatma girişimleri olduğu. Bir yanda milyonlarca işçi 8 bin 500 liraya zamlar karşısında geçimini sağlamaya çalışacak, diğer tarafta işsizlik fonunu, hazineyi yağmalayan patronlar ve onun hükümeti kurdukları düzeni sürdürecek.
Milyonlar aç, sermaye mutlu
Asgari ücretin açıklandığı masada verilen poz bize milyonların aç sermayenin mutlu olduğunu bir kez daha gösterdi. Ama mızraklar çuvala sığmaz oldu artık. Grev yasaklarıyla, sendikalaşmanın önündeki engelleri savunarak kendilerine dikensiz gül bahçesi yaratmak isteyenlere bu kışın hiç de öyle geçmeyeceğini göstermek gerekiyor. Gelen zamların ücretlere yapılan artışı fazlasıyla götüreceği ortada. İnsanca yaşanabilecek bir ücret için mücadele şart. Yoksa sermaye ve onun hükümeti bizleri açlığa daha fazla mahkum etmek için çalışacak. Buna dur demek bizlerin elinde. Örgütlü ve mücadele içerisinde geçen bir kışın bizlere insan onuruna yaraşır bir yaşam getireceği ortada.
Uğur Ökdemir