Türk ve dünya şiirinin büyük ustası Nâzım Hikmet, ölümünün 58’inci yılında Müşküle Kültür, Çevre, Düşünce Derneği ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin 05 Haziran 2021 Cumartesi günü İznik Müşküle’de düzenlediği etkinlikte anıldı.
Etkinlikte, TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fikri Düşünceli, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve Araştırmacı-yazar Güney Özkılınç konuşma yaptılar.
Açılış konuşmasını yapan Müşküle Kültür, Çevre ve Düşünce Derneği Başkanı Turan Yılmaz, tüm katılımcılara desteklerinden dolayı teşekkür etti. Ardından, Müşküle Kültür, Çevre ve Düşünce Derneği Sekreteri Tarık Demiray konuşma yaptı. Demiray konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Haziran 1963 yılında sürgünde yitirdiğimiz şair, romancı, düşünür, çevirmen cezaevindeyken bile işçisini köylüsünü aydınlatmaya, örgütlemeye çalışan yurtsever bir devrimci ozan olan Nazım Hikmet Ran’ın onun yetiştirdiği köylümüz Sayın İsmail Başaran’ı, Sayın Fevzi Kavuk’u, birlikte omuz omuza mücadele eden, açtıkları bu yoldan mücadeleyi büyüten daha onlarca yoldaşımız var bu mücadele yitirdiklerimiz var, zindanlarda olanlar var. Bugün buraya katılamayan var, hepsini şahsım ve Müşküle Kültür, Çevre ve Düşünce Derneği ve Müşküle Köyü olarak sevgi ve saygıyla anıyoruz.”
“Anmak yaşatmaktır, devrimci yazar ve ozanlarımızı anıyoruz”
Tüm katılımcıları saygıyla, sevgiyle ve dostlukla selamlayan TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fikri Düşünceli, Nazım’ı seven anlayan dostlarla bir arada olmaktan da son derece mutlu olduğunu belirterek, “Ahmet Arif, Orhan Kemal ve Nazım Hikmet, haziranda toprağı düşler. Haziranda ölmek zor. Anmak yaşatmaktır diyor saygı sevgi ve özlemle bir kez daha anıyoruz. Ve tabii ki ağacımıza, meydanımıza, kentimize, parkımıza dokunma sloganı ile başlayıp, bütün ülkede milyonlarca kişiyi meydanlara döken Gezi Direnişi’nin tarihimiz ve en heyecan verici o en parlak o en gururlu günlerinin sekizinci yılındayız. O görkemli haziran günlerini yaratanları ve elbette polis şiddeti nedeniyle kaybettiğimiz değerli kardeşlerimizi Ethem’i, Ahmet’i, Ali İsmail’i, Mehmet, Abdullah’ı, Medeni’yi, Hasan Ferit’i ve simsiyah gözleri ile Berkin Elvan’ı anıyoruz. Anılarını ve hayallerini mücadelemizde yaşatmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Bu ülke sermayenin, kapitalizmin yaratmış olduğu bir işgal altında”
Nazım’dan sonra Nazım’la beraber o yaşanan süreçlerden bu güne neler yaşandığına bakmak gerektiğini söyleyen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Nazım, kadına, insanlığa, doğaya, çevreye, köylüye, işçiye dair tamamen insani duygularla ve vatan hasretiyle her şeyi tek tek kitaplara döktü ve anlattı. Bu ülke, bu topraklar işgal altında. Bu işgal, sermayenin, kapitalizmin yaratmış olduğu bir işgal. Bu işgal kar meselesi üzerinden elde edilmiş bu işgal. Ama bu işgalin adı elbet emperyalizm, elbette kapitalizm, elbette sermaye; ama Nazım’ın, Hüseyin’in, Deniz’in dediği gibi ‘kahrolsun emperyalizm’ ama asıl olan onun yerli işbirlikçileri. Bugün bu ülkeyi bu hale getiren, bu ülkedeki yerli işbirlikçiler, bu topraklarda yaşayanlar, bu topraklarda doğanlar. İnsanoğlu çok kazanmak adına memleketi mahvetti. Hemen yanı başımızda ki bu İznik Gölü ne yazık ki bugün sermayenin bir rant alanı olarak, sermayenin bir metası olarak kullanılmakta. Müşküle Köyü, elektrik parasını bulup ödeyemediği için elektriği kesilirken, burada sermaye sonsuz su, sonsuz olanak sağlanıyor.” açıklamasında bulundu.
“Nazımlar, Şeyh Bedrettinler, buralarda yeni düşüncelerin, zihinlerin filizlenmesinin unsuru olmuşlardır”
Bu coğrafyaya sürgün olarak gelen Nazım’ların, Şeyh Bedrettin’lerin, yeni düşüncelerin, zihinlerin filizlenmesinin unsuru olduklarını belirten Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Genel Başkanı Emin Koramaz, “Nasıl ki, Şeyh Bedrettin bu topraklarda Börklüce Mustafa’yı ve Kemal’i filizlendirdiyse de, Nazım Hikmet bu topraklarda Müşküleli İsmail Başaran’ı, Seç köylü İbrahim Balaban’ı, Adanalı Orhan Kemal’i ve çok değerli muhtarımız Fevzi Kavuk’u filizlendirilmiştir. Bu nedenledir ki; tüm ilerici, devrimci, toplumcu edebiyatçılara, yazarlarımıza, aydınlarımıza sahip çıkmak, demokratik bir ülkeden ve özgürlüklerden yana olan tüm toplumsal kesimlerin görevi olduğu kadar aynı zamanda da sorumluluğudur.” dedi.
“Nazım’ı yüreğiyle okuyan bir tane hırsız, katil, çeteci, bulamazsınız”
Nazım’ın kavgasını devam ettirmek için alanlarda olduklarını belirten Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, “Yıllar önce Nazım Hikmet’i susturmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Cezaevlerine attılar, sürgüne gönderdiler, en son ülkesinden koparttılar. O gün Nazım’a düşmanlık yapanlardan bir tanesinin adını bile hatırlamıyoruz, hepsi tarihi çöplüğündeki yerlerini aldılar ama Nazım Hikmet Türkiye’nin her yerinde, hatta dünyanın her yerinde. Direnen bütün insanlara umut olmaya, yol göstermeye, onlarla omuz omuza kavga etmeye devam ediyor. Nazım Hikmet büyük bir şair, iyi bir devrimci, memleketi için pek çok şeyden fedakarlık ederek, kavgayı atılmakta tereddüt etmeyen yürekli bir aydın.” şeklinde konuştu.
“Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim, akarsuyun meyve çağında ağacın düşmanı” şiirinin hala güncelliğini koruduğunu söyleyen Baş, “Şimdi o yıllara gidelim, büyük ihtimalle diyeceğiz ki, ‘Nazım abartmış.’ Hangi insan akarsuya, ağaca, toprağa düşman olur? Aklımız almaz, dünyanın en kötü insanın bile ülkesinin taşına, toprağına, deresine, ağacına düşman olacağına inanmazdık değil mi? İşte Nazım bu yüzden büyük şair. Bunların zihniyetinin görülenin çok ötesindeki karanlığını, düşmanlığını bize gösterdiği için Nazım bugün bize hala yol göstermeye devam ediyor. 10 yıl önce bile bu ülkenin derelerini satacaklar, bu ülkenin ağaçlarını kesecekler desek o kadar kötüleşemezler diye düşünürdük. Ama Nazım, o devrimci bakışıyla bize bunu gösterdiği için bugün hala yaşamaya devam ediyor.” dedi.
“Nazım Hikmet bir başlangıç ve sonsuzluktur, çünkü öğretmeye devam ediyor”
Nazım’ın Bursa Cezaevi’nin öğretmeni olduğunu ve iki tür öğrencisi olduğunu belirten Araştırmacı-yazar Güney Özkılınç, “Nazım’ın iki tür öğrencisi var. Birisi onun yüzünü gören öğrencileri; İsmail Başaran, İbrahim Balaban, Orhan Kemal. Bir de onun yüzünü görmeyen öğrencileri var; Fevzi Kavuk gibi, bizim gibi. Hani hepimiz üniversite yıllarımızda ya da öncesinde, sonrasında, onun şiirlerinden esinlenerek belki devrimci mücadeleye, sosyalist mücadeleye girdik ya da muhalif olduk. Bu nedenle Nazım Hikmet aslında bir son değildir, bir başlangıç ve bir sonsuzluktur. Çünkü öğretmeye devam ediyor Nazım Hikmet. Nazım Hikmet, Bursa Cezaevi’nin öğretmeni olmuştur. ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’nı burada tamamlamış, Kuva-yi Milliye’yi burada tamamlamış, en beğenilen şiirlerini burada yazmıştır. İşte onun öğrencileri hapisten çıktıktan sonra, her biri köylerinde, ilçelerinde, kentlerinde güzel işler yapmıştır. İsmail Başaran, Fevzi Kavuk bunlardan sadece birkaçıdır. Onlarca, yüzlerce insan vardır Nazım Hikmet ile hapis yatıp, değişen dönüşen. Bunlardan birisi cezaevinin aşçısı Yakup Yıldırım’dır. Demokrat Partili olarak cezaevine girmiş, Türkiye İşçi Partili olarak çıkmıştır. Saymakla bitmez Nazım Hikmet’in değiştirdiği, dönüştürdüğü isimler. Nazım Hikmet; yurtseverdir, ama şiirlerinde de belirttiği gibi komünist bir şairdir, Nazım Hikmet eylem insanıdır, bir filozoftur.” şeklinde konuştu.
Etkinlik, 10 Ekim Halk Korosu’nun seslendirdiği, marşlar ve türküler ile sona erdi.
BursaMuhalif.com/Ezgi Bulut