Kovid-19'un yayıldığı, bir işçinin yaşamını yitirdiği Kerevitaş bu süreçte kârını artırdı. Paylarına fazla mesai düşen işçilerin gözü kendi maaşlarını da etkileyecek olan asgari ücret görüşmelerinde.
Milyonlarca işçinin gözü asgari ücret görüşmelerinden çıkacak sonuçta. Pandemi sürecinde artan döviz ve enflasyon karşısında yoksullaşan, ‘işten atma yasağı’ adı altında yaygın biçimde uygulanan ücretsiz izinle günlük 39 TL’ye mahkum edilen, bu dönemde işsiz bırakılma tehdidiyle daha ağır koşullarda, virüs kapmayı da göze alarak çalışmak zorunda bırakılan işçiler, asgari ücretin insanca yaşanacak bir düzeye çıkarılmasını istiyor.
Pandemide eve kapanan vatandaşlar donmuş, hazır gıda tüketimini artırırken süreci fırsata çeviren Kerevitaş; hasılatını ve kârını artırdı. Şirket, asgariye yakın bir ücretle çalıştırdığı işçilerine daha fazla üretim baskısı yaptı; fabrikada çıkan pozitif vakalara rağmen işçilerin sağlığını yok sayarak fazla mesai dayattı. Bu baskı sonucu Kovid-19’a yakalanan bir işçi hayatını kaybetti.
Asgari ücret görüşmelerinin başlamasıyla işçiler arasındaki tartışmalar hız kazanırken; fabrikada uygulanan üretim baskısı Kerevitaş’ın bilançosuna da yansıyan hasılat ve kâr artışının nedenlerine dair ip uçları veriyor.
“Ölümle burun buruna çalışırken karşılığını almak istiyoruz” diyen Kerevitaş işçileri ise toplu sözleşme ile aldıkların zammın 2 ayda eridiğini ifade ediyor ve beklentilerini şöyle açıklıyor:
“Asgari ücretten beklentimiz iyi bir seviye getirilmesi. Çünkü iyi bir seviyeye gelirse biz de sözleşme döneminde iyi bir zam talebimizi ortaya çıkarabileceğiz.”
Kerevitaş’ın Kamu Aydınlatma Platformuna (KAP) yaptığı bildirime göre şirket Ocak-Eylül 2019 tarihleri arasında 1 milyar 871 milyon 652 bin lira hasılat elde ederken; pandemiye denk gelen Ocak-Eylül 2020 döneminde yüzde 15’lik artışla hasılatını 2 milyar 159 milyon liranın üzerine çıkardı. Şirket aynı dönemde brüt kârını 53 milyon lira artırarak 459 milyon liradan 512 milyon liraya; faaliyet kârını ise 20 milyon lira artırarak 253 milyon liradan 273 milyon liraya çıkardı. Bilançodaki verilere göre şirket pandemide önceki yıla göre brüt kârını yüzde 11; faaliyet kârını ise yüzde 8 artırdı. Aynı dönemde şirketin toplam varlıklarındaki artış ise 550 milyon liranın üzerinde oldu.
Kerevitaş patronu hasılatını ve kârını milyon milyon artırırken; pandemide çalışma koşulları ağırlaşmasına rağmen enflasyon karşısında reel ücretleri eriyerek yoksullaşan Kerevitaş işçilerinin ücret ortalaması asgari ücretin biraz üzerinde seyrediyor. Üretimde çalışan işçiler asgari ücretten 100 lira fazla alırken, operatör ve soğuk hava deposunda çalışan işçiler ise asgarinin 300 lira üzerinde ücret alıyor. Aralık sonunda açıklanacak asgari ücretin enflasyon oranında dahi olması fabrikadaki ortalama ücret seviyesinin asgari ücrete düşmesi anlamına gelecek.
Asgari ücreti sorduğumuz işçiler önce pandemide yaşadıkları yoksullaşmayı anlatarak başlıyor söze. Pandemide gıda iş kolundaki fabrikaların yoğun biçimde çalıştığını hatırlatan bir Kerevitaş işçisi “Bu süreçte TİS görüşmeleri vardı. Uzun süre olacak olmayacak tartışması oldu. Sonunda sözleşme imzalandı ama aldığımız zam yaşam pahalılığı karşısında eridi gitti. Geçim derdiyle uğraşırken patron kısa çalışma ödeneğine başvurdu. Halen kısa çalışma ödeneğinden gelen parayla geçimini sağlamaya çalışan arkadaşlar var. Elde avuçta ne varsa gitti bu süreçte” diyerek tepkisini dile getirdi.
Kerevitaş patronunun açıkladığı kârı değerlendiren bir başka işçi ise “Bu kârdan işçinin payına fazla mesai, ölümüne çalışmak düştü. Fabrika kârını bizim sırtımızdan çıkardı. Fabrika kârını bizleri kısa çalışmaya göndererek, fazla mesailere bırakarak yaptı. Patron bu şekilde zenginleşirken örgütlü olduğumuz Öz Gıda-İş ise mesaj atmak ve her ay düzenli olarak aidatlarını almak dışında bir şey yapmadı. Biz ‘Ay sonunu nasıl getireceğiz’ diye kara kara düşünürken patron daha fazla nasıl kâr ederimin derdinde, sendika aidatları nasıl toplarım derdinde” diyerek öfkesini dile getirdi.
Asgari ücret görüşmelerine değinen bir Kerevitaş işçisi ise sendikalı olmalarına rağmen ücretlerinin neredeyse asgari ücret düzeyinde olmasına tepki gösteriyor. Asgari ücrete yapılacak zammın pek çok iş kolunda yapılacak toplu sözleşmeleri de belirleyeceğine dikkat çeken işçi, “En kötü sıvı yağ 40 lira iken şimdi 60 lira. Gerisini siz düşünün... Biz ölümle burun buruna çalışırken karşılığını almak istiyoruz. Önümüz kış, giderler ister istemez artacak” diyor. İşçi ve emekçilerin geçinemediği için intihara sürüklendiğini hatırlatan Kerevitaş işçisi, “Fabrikada çalışanlar köylerden geliyor. Kışlık erzaklarını tarlasından, bahçesinden karşılıyordu. Ama artık o da eskisi gibi değil. Yakın bir zamanda sözleşme imzaladık ama alınan zam iki ay dayanamadı. Asgari ücretten beklentimiz iyi bir seviye getirilmesi. İyi bir seviyeye gelirse bizlerin de sözleşmesine yansıyacak. Sonraki sözleşme döneminde de iyi bir zam talebi ortaya çıkaracak” dedi.
Peki, çok sayıda şirketin iflasın eşiğine geldiği, üretime ara vermek zorunda kaldığı pandemi döneminde Kerevitaş hasılatını ve kârını nasıl artırdı? Bu sorunun yanıtı da pandemi dönemi boyunca fabrikadan gelen mektuplar ve yine şirketin finansal tabloları ile faaliyet raporlarında yer alıyor. Önce faaliyet raporuna odaklanalım. Rapora göre şirketin 2016’da Ekonomi Bakanlığı’na yaptığı başvuru sonucu düzenlenen ve 3 yıl geçerliği bulunan teşvik belgesinin süresi 26 Aralık’ta sona erecek. Teşvik belgesiyle şirkete yüzde 100 oranında gümrük muafiyeti ve Katma Değer Vergisi istisnası, 7 yıl sigorta primi işveren hissesi desteği, yüzde 80 yatırım katkı oranı, yüzde 40 gelir vergisi vergi indirimi sağlandı. Yatırım Teşvik Belgesi'nde öngörülen yatırımın toplam tutarı yaklaşık 77 milyon lira. 30 Eylül 2020 tarihi itibarıyla teşvik belgesi kapsamında gerçekleşen yatırım tutarı ise 6,6 milyon lira.
Devletin şirkete sağladığı tek teşvik bu değil kuşkusuz. 1 Kasım 2017’de yapılan başvuru sonrası yine T.C. Ekonomi Bakanlığı tyarafından düzenlenen diğer teşvik belgesinin süresi ise 21 Temmuz 2020’de sona erdi. Bu teşvik belgesi ile ise şirkete vergi muafiyetlerinin yanı sıra 2 yıl daha sigorta primi işveren hissesi desteği sunuldu. Vergi indirimi oranı ise yüzde 40’tan yüzde 50’ye yükseltildi.
Özetlemek gerekirse, teşviklerle devlet Kerevitaş’ın vergi yükünü kamunun sırtına yükledi; hazinede toplanan parayı da yine yatırım katkı sı olarak şirkete sundu. İşveren yükümlülüğünde bulunan işçinin sigorta ödemelerinin önemli bölümü de yine devlet tarafından karşılandı.
Artan kâr ve hasılatın ardındaki bir başka gerçek ise fabrikadaki çalışma koşullarının pandemi sürecinde ağırlaşması ve işçilerin sağlığı hiçe sayılarak uygulanan üretim baskısı...
Kerevitaş patronu fabrikada çıkan Kovid-19 vakalarına rağmen üretimi sürdürmekle kalmadı aynı dönemde işçileri fazla mesaiye zorladı.
Pandeminin ilk dönemi sayılan mayıs ayında fabrikada 17 işçinin Kovid-19 testi pozitif çıktı. Vakalara rağmen üretimi sürdüren Kerevitaş patronu ilerleyen günlerde 50 yaş üstü işçileri ödemesi İşsizlik Fonundan yapılmak üzere günlük 39 lira karşılığı ücretsiz izne yolladı, yeni işçi alımları gerçekleştirdi. Bu süreçte virüs kapma korkusuyla çalışmak zorunda kalan işçiler ise “Evde kal deniyor ama bizi zorla mesaiye bırakıyorlar” diyerek tepki göstermişti.
Kerevitaş ve Yağ İş Birimi CEO’su Şükrü Çin bu süreçte “Pazardaki güçlü pozisyonumuzu korumaya ve büyütmeye devam edeceğiz” derken; 16 Ekim’de koronavirüse yakalanan Kerevitaş İşçisi Ahmet Durmalar hayatını kaybetmişti. DİSK/Gıda-İş, ölüm haberi üzerine derhal fabrikada üretime ara verilmesi çağrısı yapmış; işçilerin ücretli izne gönderilmesini istemişti. Fabrikada örgütlü olan Öz Gıda-İş Sendikası ise ölüme ve fabrikada ağırlaşan çalışma koşullarına sessiz kalmıştı.
Kerevitaş işçileri yazdıkları mektuplarda ve verdikleri röportajlarda fabrikada virüse karşı alınan önlemlerin yetersiz olduğunu ifade etmiş; servislerde dip dibe oturduklarını vurgulamıştı.
Pandemi öne sürülerek Kerevitaş’ta toplu sözleşme süreci de fiili olara askıya alınmıştı. Sendika ya da patron sürece ilişkin işçilerle bilgi paylaşmadı. Bir kerevitaş işçisi pandemi sürecini “Fabrika büyürken işçilerin payına hastalık ve ölüm düşüyor” diyerek özetlemişti.
BursaMuhalif.com/Haber Merkezi