Barutçu Tekstil fabrikasında sendikalaştığı için işten çıkarılan kadın işçiler, yaşadıkları mobbingi, baskıyı, şiddeti, ağır çalışma koşullarını anlattı.
Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Barutçu Tekstil’de, Öz İplik İş'e üye olan 4 kadın işçinin işten çıkarılması üzerine işçiler fabrika önünde eyleme başladı. İşçilerin Öz İplik İş’te örgütlenmeye başlamalarının ardından fabrikada işçilere baskılar artmış, e-devlet şifreleri istenmişti.
Ekmek ve Gül'den Funda Sancarbarlaz'ın haberine göre, Barutçu Tekstil’de 6 yıldır çalışan Emine Varol "İşçiye değer vermiyorlardı, hakarete dayanan konuşmalar yapıyorlardı" diyerek yaşadığı mobbingleri anlatmaya başlıyor.
Poşetleme yaparken eğilip kalkmaktan beli ağrımasın diye işçiler kendi çözümlerini üretmişler: Kutuların altına bir kutu daha koyup çalışmak. Ancak bu bile patronu rahatsız etmiş: "Eline çekiç alıp ortalıkta bağırarak ‘ben sizin kolayınıza gelmesiyle ilgilenmiyorum siz benim istediğim gibi çalışacaksınız’ diyerek bağırdı. Ama o çekiçle bizi korkutmazsınız, o çekiç biz işçilerin elinde. Biz olmazsak siz de olmazsınız."
Patronlarının Kurban Bayramı’nda erzak vereceğini söyleyip ardından vazgeçtiğini anlatan Emine, "Hakkımız olanı verirlerken bile lütufmuş gibi davranıp akılları sıra bizi cezalandırıyorlar. Verdikleri de çok büyük bir şey olsa… " diyor.
İşsizliğin ve yoksulluğun ulaştığı bu boyutta “beğenmiyorsan çık git” lafı işçilere her türlü kötü çalışma koşulunu kabul ettirmek için patronlar tarafından bir sopa olarak kullanılıyor. Barutçu Tekstil’de aynısı yaşanmış: "En ufak bir şeyde bile ‘Kapı orada, hangi kapıdan isterseniz oradan çıkın. Burada tazminat verilmez’ diyorlar."
Emine de tam da kendilerine dayatılan bu koşullara, tehditlere, hakaretlere, baskıya karşı hakkını savunmak için, insanca çalışma koşullarında çalışabilmek için sendikalaşmış.
İşten çıkarılan kadınlardan biri de Elif. İki çocuğu olan Elif, 11 aydır Barutçu Tekstil’de çalışıyor. Zam istedikleri zaman "Bizim verebileceğimiz para bu kadar, işinize gelirse çalışırsınız gelmezse kapıdan gidersiniz" sözünü duyduklarını söylüyor. Yani işçiler hakkını her istediğinde kapı işaret ediliyor.
İşyerinde verilen yemeğin bile işçilere bir lütufçasına sunulduğuna “İş yerinde üç çeşit yemek yiyorsunuz, evinizde yiyebiliyor musunuz?” diye alay edildikleri örneğini veriyor. “Sizin yüzünüzden evimizde 3 çeşit yiyemiyoruz bizim çeşitlerimizde haklarımızda sizlerin sofralarına geliyor" diye tepki gösteriyor.
İşçiler yıllık izinlerini de istedikleri gibi kullanamadıklarından şikayetçi. Elif yıllık izinlere dair yaşadıkları sorunu “İzin almamız gerekince yıllık izinden kes dediğimizde kesmiyorlar ama kendileri istediği zaman bizi izne çıkarıp yıllık izin yerine sayıyor" diye anlatıyor.
İşten çıkarılan bir başka kadın işçinin de iki çocuğu var, biri üniversitede. Çocuğunun hem okuyup hem çalıştığını anlatan kadın işçi, "Masraflar arttı, diğer türlüsü mümkün değil. O yüzden çocuk hem okuyup hem çalışıyor, aldığımız asgari ücret yetmiyor. Evden dışarı adım attığında bile artık 100 liran gidiyor" diyor.
Sendikalaştıkları için işten çıkarılmalarına karşın mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini söyleyen Emine, "Kadın anne de oluyor, işçi de oluyor, ev hanımı da oluyor, kadınlar her yerde. Bu yüzden kadınların gücü de her yerde. O yüzden korkmuyoruz çünkü biz her alanda mücadele ediyoruz. Biz işten ayrılan, işten kovulan, hâlâ içeride baskıya maruz kalıp çalışmaya devam eden arkadaşlarımız için de buradayız"" diye ifade ediyor.
"Maaşımı almak yeterli değil, ben sosyal haklarımı almak istiyorum. 11 aydır ben zorluklarla işe geliyorum. 2 çocuğum var. Her alanda mücadele ediyoruz; evde, işte, sokakta… Karşılığını da işten atılarak alıyoruz. Biz artık bunun değişmesini istiyoruz" diyen Elif, işçilerin sendikalaşmaktan korktuklarını belirtiyor. Elif içerdeki arkadaşlarına ve bütün işçilere çağrı yapıyor: "Sendikalı olduğumuz için ‘hain’ olduk, biz hakkımızı arıyoruz, o yüzden korkmamalıyız. Kadınlar dik duruşuyla güçlüdür, herkesi hakkını aramaya çağırıyoruz. İşveren işçiden yana olmaz, biz birlikte güçlüyüz!"
Haber Merkezi