Bursa Kadın Platformu Üyesi Mediha Yüksel, Sibel Kahraman’ın sunduğu Dünya Yerinden Oynar programında pandemi sürecinde yürütülen kadın mücadelesini anlattı. Yüksel, “Pandemi süreci çalışmalarımız aksamasına rağmen kadınların sesi olmaya devam ettik.” dedi.
Pandemiyle beraber eve kapanma süreciyle kadına yönelik şiddetin artığını belirten Mediha Yüksel, “Evlere kapanmamızla beraber daha çok kadın hem fiziksel hem psikolojik şiddete maruz kaldı. Artan sadece şiddet de değildi. Kadınlar bu süreçte hem kendi sağlıklarını korumak hem sağlıksız koşullarda çalışmak hem de ev işlerini yapmak zorunda kaldı. Bir yandan çalışırlarken bir yandan çocukların bakımını üstlenmek ve evin düzenini sağlamak kadınların görevi haline geldi.” dedi.
Kadın mücadelesi geri adım attırdı
Bu süreçte tartışılır hale gelen İstanbul Sözleşmesi’ne değinen Yüksel, “İstanbul Sözleşmesi kaldırılsın mı kaldırılmasın mı tartışmasına son noktayı kadınların mücadelesi koydu. Pandemi koşullarında dahi kadınlar geri adım atmayarak sesini en gür şekilde çıkardı. Bizim asıl tartışmamız İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılıp kaldırılmaması değil, doğrudan uygulanmasıdır.” diyerek kadın mücadelesinin önemini vurguladı.
İktidarın söylemleriyle eylemleri çelişiyor
Yüksel, geçtiğimiz günlerde erkek şiddetine dair açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerine ise şöyle cevap verdi:
“397 kadının öldürüldüğünden bahseden Soylu, resmi rakamları açıklıyor. Ama erkek şiddeti yüzünden intihar eden kadınlar bu sayıya dahil edilmiyor. Devletin “kırmızı alarmdayız” söylemini kadınlar olarak gerçekçi bulmuyoruz. KADES uygulamasını hayata geçirdiler ama bu uygulama için hem internete hem de akıllı telefona ihtiyaç var. Ama her kadının internet ya da akıllı telefona erişimi yok. 183 Şiddet Hattı’nı kurmalarına rağmen bu uygulama sağlıklı şekilde yürümüyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele için kurdukları Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri yaygın değil. Birçok şehirde bu merkezler bulunmuyor bile. Bir diğer yandan kayyum atanan belediyelerde saldırdıkları ilk yer kadın dernekleri oluyor. Bütün bunlar olurken kadın eylemlerine ve kadınlara saldırılarını da devam ettiriyorlar. Tüm bu yapılanlara baktığımızda, yaptıklarıyla söylemlerinin çeliştiğini görüyoruz. Kadınlar artık bu lafları yemiyorlar.”
Kadın mücadelesini hatırladıkça ekstra moral buluyoruz
Pandemi süreci boyunca mücadelenin sekteye uğradığını ama kadın mücadelesini hatırladıkça ekstra moral bulduklarını belirten Yüksel, 25 Kasım çalışmalarının nasıl ilerlediği sorusunu da cevapladı:
“25 Kasım sürecinde polisin keyfi uygulamalarına maruz kaldık. Pandemi bahane edilerek bildiri dağıtımlarımıza müdahale edildi. İktidara destek amacıyla yapılan eylemlerde olmayan riskler, söz konusu kadın mücadelesi olunca akıllarına geldi. Ama biz bu süreçte değebildiğimiz kadar kadına değdik, onların sesi olmaya devam ettik.”
BursaMuhalif.com/Haber Merkezi