İklim krizi için grevde olan gençler, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na taraf olmasına rağmen zeytinliklere göz dikmesini eleştiriyor. Yaşanabilir bir gelecek için zamanın kalmadığını belirten gençler, acilen önlem alınması gerektiğini söylüyor.
Bilim insanları geçtiğimiz yüzyılda iklimin ısındığına dikkat çekerek bunun insan kaynaklı olduğunu belirtiyor. Türkiye’de son yıllarda bahar ve sonbahar aylarının yarısını kış yarısını yaz olarak geçiriyor. İklim olaylarındaki aşırı artışlar, iklim krizi içerisinde olduğumuzu gösteriyor. İklim krizine dikkat çekmek için 25 Mart Küresel İklim Grevi ilan edildi. Bursa’da Nilüfer Kent Konseyi Gençlik Merkezi’nde bir araya gelen gençler; iklim krizi için saat 14.30’da basın açıklaması düzenlendi.
İklim anlaşması imzalandı zeytinliklere göz dikildi
Buzulların hızla erimesi, yangınlar, kuraklık ve sel gibi ‘doğal afetlerin’ gerçekleşme sayısı her yıl artıyor. İklim krizine karşı tedbir alınmazsa, yaklaşık 250 milyon insanın bulunduğu coğrafyayı terk ederek göçe başvurmak zorunda kalacağı belirtiliyor. Yaşanabilir bir gelecek ve iklim krizi için harekete geçme çağrısında bulunan Nilüferli gençler, düzenledikleri basın açıklamasında, zamanın kalmadığına işaret ediyor. İnsanlığa ve doğaya verilen zararın parayla geri döndürülemeyeceğini savunan gençler basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı imzaladı. İklim Şurası toplantısı yapıldı. Yine iklim krizi adına çözümler bulmak ve bunları icraate geçirmek yerine zeytinliklere göz diktiler. Geleceğimize göz diktiler. Bizim artık süslü kelimeler ile donatılmış boş cümlelere karnımız tok. Neler yapmaya bizi nasıl susturmaya çalıştıklarının fardındayız ve pes etmeyeceğiz.”
Nilüfer Çayı kaynağında temiz kent içinde siyah
Bursa özelindeki iklim krizini derinleştiren sorunlara dikkat çeken gençlerin basın açıklaması özetle şu şekilde: “Nilüfer Çayı, ilk çıkış noktasından tertemiz akmaya başlarken yol boyunca sanayi atıklarıyla kirletildiği için simsiyah bir hale bürünüyor ve kokuyor. Maalesef yalnızca Nilüfer değil İznik Gölü de kirletiliyor. Gölü besleyen kaynaklardan tonlarca su çekiliyor. En başında kaçak arazi kullanmasıyla gündem olmasına rağmen hala bir yaptırımda uygulanmadı. Köylerinde maden açılan köylüler ise göç etmek zorunda kalıyor. Kentleri besleyen gıda alanları terk ediliyor. Bunun sonucunda hepimizin hissettiği gibi yaşayamaz hale geliyoruz.”
Haber Merkezi