Bir iktidar 12 yıl boyunca bütün kurumları halka karşı örgütlerken, emeği çalıp çalmaya teşvik ederken, siyaseten bütün ahlak kurallarını ezip sokakta kitleleri çatıştırırken ve hatta kendi halkına bomba atacak kadar gözü dönmüş bir haysiyetsizlik halindeyken-
Muhalif olduğunu idda eden bir zihniyet parantezi açmak gerekir ki iktidarın içine düştüğünden daha büyük bir haysiyetsizlik içindedir.
İktidar halkın bir kesimini açılım adı altında tasfiye ederken mücadele içinde olduğunu söyleyen gruplar sessiz kalıp kendi sermaye çarklarını korumak peşinde olduğu için haysiyetsizdirler.
Geçmişine sahip çıktığını dilinden düşürmeyip ülkenin kurucusu ve onun ilkeleri doğrultusunda yaşamak, yönetmek, yönetilmek naraları atan kesim Mustafa Kemal’in şahsına ve ilkelerine karşı yapılan bütün saldırılarda sessiz kalıp mevkilerini ve geleceklerini koruma telaşına kapıldıkları için haysiyetsizdirler. İnançları, ibadet özgürlükleri uğruna her türlü mazlum rolünü oynayıp toplumu her yönden kutuplaştıran zihniyet din büyüklerine yapılan hakaretlere sessiz kalıp ibadethanelerini iktidarın propaganda yuvası yaparak ortak kazançlar peşinde oldukları için haysiyetsizler.
Bütün siyasi partiler iktidarın her kesimde uyguladığı örgütlenmeye cevap vermeyip, büyük kürsü konuşmalarıyla temsilci’cilik’ oynadıkları sürece, emeği çalınan, özgürlükleri kısıtlanan, alenen hayatlarına kastedilen halka sırtını çevirdikleri sürece haysizyetsizdirler.
Halk isyan hareketi içinde baskıcı-gerici zihniyete karşı her fırsatta çatışırken, parti binalarındaki odalarında kanalı değiştiren muhalif parti üyelerinin içinde bulunduğu aymazlık, iktidarın kendi tabanından bile çok güvendiği bir etken haline gelmişken; mitingler, grup toplantıları, basın açıklamaları trajikomik birer düzmece olarak halka ihanetin belgeli kanıtıdır.
Tek onurlu duruş farkındalık mekanizması geliştikçe sokağa inip barikatın arkasında duran eylemliliktir.