Psikolog Mürşit Atlıakın hem yetişkin hem de çocuklarda büyük hasarlar bırakan depremin psikolojik boyutuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Üst üste iki depremin meydana gelmesi sebebiyle de dünya tarihinde yaşanan en büyük yıkımlardan bir tanesi olduğunu belirten Mürşit Atlıakın, depremin travmasının da bu bağlamda çok derin olduğunu söyledi.

On binlerce insanın günlerce enkaz altında kalarak hayatını kaybettiği, yüzlerce insanın hem maddi hem de manevi olarak büyük bir kayıp ve acı yaşadığı ülkemizde, fiziksel yıkıntının yanı sıra bu durumun ruhsal olarak da çökmemize sebep olduğunu söyleyen Psikolog Mürşit Atlıakın, bu yıkım sonucunda birçok insanın hayata karşı umudunu yitirdiğini söyledi. Bilhassa deprem bölgelerinde yaşayan insanların duygu durumunun, empati kuramayacağımız kadar ağır olduğunu ifade eden Atlıakın, hayata tutunan depremzedelerin böyle bir yıkım sonrası yaşıyor olmaktan dolayı dahi zaman zaman suçluluk hissettiğini söyleyerek ülkedeki tüm yurttaşların bu süreçte dayanışma içerisine girmesini ve bazen karşılıklı bir sohbetin, ‘nasılsın’ diye sormanın bile iyi gelebileceğini söyledi.
“Deprem sonrası yetersizlikleri görmek yurttaşları endişelendiriyor”
Depremin yıkıcı boyutunun, toplumun içerisinde zaten var olan korkuları da tetiklediğini söyleyen Psikolog Mürşit Atlıakın, insanların bu süreçte, deprem korkusu başta olmak üzere göçük olacak korkusu, ‘ya ben de göçük altında kalırsam’ endişeleri gibi korkularının had safhaya çıktığını söyledi. İnsanların günlerce göçük altında kalarak hayatlarını kaybetmesinin, bu bağlamda yurttaşların kendi canından endişelenmesine neden olduğunu söyleyen Atlıakın, bu tarz korkuların insanlarda çaresizlik duygularını tetiklediğini belirtti. Bu durumda insana en iyi gelecek şeyin ihtiyaç sahibi olan depremzedelere yardımcı olmak olduğunu söyleyen Atlıakın maddi manevi yardımın yanı sıra bir telefon açıp halini hatırını sormanın bile tahmin edemeyeceğimiz kadar iyi gelebileceğini söyledi.
“Hangi meslek grubundan olursak olalım, depremzedeler için elimizden ne geliyorsa yapalım”
Her meslek grubundan insanın bu süreçte elinden birçok şey gelebileceğini hatırlatan Psikolog Atlıakın, bu kapsam da kendisinin de depremzedelere “ücretsiz psikolojik destek” verdiğini söyledi. Maddi ve manevi yardımların sadece depremzedeleri değil, yardımı yapan kişileri de psikolojik olarak onardığını söyleyen Atlıakın, acı günlerin elbet azalacağını, kara günün kararıp kalmayacağını söylese de bu durumu hissetmenin şu an için zor olduğunu, depremin fiziki etkisinin devam ettiğini belirterek ülkedeki yurttaşların dayanışmayı ve yardımı arttırarak sürdürmeleri konusunda çağrıda bulundu.
“Deprem yükü çocuklarda, oyunla hafifler: Depremzede çocuklarla bol bol oyun oynayın”
Çocuklarla ne kadar sohbet edilirse, onların kaygı ve korkularının o derece azalacağını belirten Psikolog Mürşit Atlıakın, onların sorularına mümkün olduğunca açık ve anlayabileceği basitlikte cevap verilmesi gerektiğini belirtti. Çocuklara deprem konusunda mutlaka gerçeği söylemek gerektiğini söyleyen Atlıakın, oyun oynamanın çocukların ruhsal dünyalarına iyi geldiğini ve sırtlarındaki deprem yükünü oyunla hafifleyebileceğini söyledi. Okulların açılması dolayısıyla da öğretmenlere de öneriler de bulunan Psikolog Atlıakın, ilk günlerde hemen derse başlanmamasını, çocuklarla bol bol sohbet edilmesi ve onların duygu ve düşüncelerini mutlaka ifade etmelerini sağlamaları gerektiğini söyledi. Çocukların konuşup içindekilerini dökmeden dersi dinleyemeyeceklerini söyleyen Atlıakın, bazı çocukların olayları farklı algılayıp hayatın gerçeğini yorumlayamadıklarına dikkat çekerek öğretmenlerin bu hususta dikkatli olmalarını ve hayatın gerçeklerini çok fazla detaya girmeden çocuklara anlatmaları gerektiğini ifade etti.
Haber merkezi