Kahramanmaraş merkezli olarak gerçekleşen büyük depremlerin ardından özellikle Marmara Bölgesi’nde bulunan ve depremselliği yüksek olan kentlerde göç hareketleri oluşmaya başladı. Deprem endişesi taşıyan insanlar İstanbul, Bursa gibi çarpık ve yoğun yapılaşmanın olduğu bölgelerden kırsala göç etmek için arayış içinde. Bursa Muhalif’e konuşan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er, “Nasıl çarpık şehirleşme olduysa şimdi de çarpık köyleşme olacak” diyerek yerel idareleri göreve davet etti.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli olarak, 7,7 ve 7,6 şiddetinde meydana gelen depremlerde 45 binden fazla insan hayatını kaybetti. 11 ili etkileyen depremlerin ardından milyonlarca insan ise yerinden oldu.
Yaşanan afet yalnızca deprem bölgesindeki insanların değil, depremselliği yüksek olan tüm illerdeki insanların endişelerini artırdı. 1999 depreminin ardından geçen 24 yıla ve başta yerbilimciler tarafından yapılan uyarılara rağmen özellikle İstanbul ve Bursa’da kontrolsüz bir kentleşme yaşandı. Bunun yanında, deprem riskine karşı yapı denetimleri uygun biçimde yapılmamış yüz binlerce yeni bina inşa edildi.

Son depremlerin ardından ise yapıların güvenliği ve depreme dayanıklılığı konusunda endişeleri artan insanlar, kent merkezlerinden kırsal bölgelere göç etmek amacıyla bir arayışa girdi.
Bursa’da da söz konusu endişeyi taşıyan insanlar, kentin kuzey ve güney bölgelerinde satın almak üzere arsa, konut arıyor.
Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin kuzeyinde bulunan Çağlayan, Ahmetbey, Dereçavuş ve Armutköy mahallelerinin muhtarları ile görüşen Bursa Muhalif, özellikle kent merkezinden ve diğer illerden bölgeye yönelen göç talebini sordu.
“Emlakçıların önü düğün salonu gibi, herkes yer bakıyor”
Osmangazi ilçesine bağlı Dereçavuş Mahallesi’nin muhtarı Recep Arslan, aynı zamanda emlakçılık yaptığını belirterek, bölgenin imarlı olmamasına rağmen satılık arazi arayışının çok yüksek olduğunu söyledi.
Arslan, “Deprem sonrasında telefonlarımız susmadı. Çok fazla kişi arayıp yer soruyor. Ama bu bölgede imara açılan çok fazla yer yok. Zaten satılık yer de yok. Parça parça değil burası, büyük yer sahipleri var. Onlar da yerini satmıyor. Dışarıdan gelen insanlar da buradan bir yer alıp bir konteyner veya prefabrik yapı koyma hesapları yapıyor” ifadelerini kullandı.
Çağlayan Mahallesi’nin muhtarı Mustafa Cebeci ise bölgede villa imarlı alanlar olduğunu belirterek, “Emlakçıların önü düğün salonu gibi. Çok fazla talep var, herkes yer bakıyor, arazi almak istiyor” dedi.

Bursa Ovası’nın son toprakları da yapılaşma tehlikesiyle karşı karşıya
Köy merkezleri dışında yapılaşma anlamında bakir sayılabilecek bu bölgeler aynı zamanda Bursa’nın tarımsal üretim alanları olarak da önemli yerler olarak öne çıkıyor.
Ahmetbey Mahallesi’nin muhtarı Süleyman Yavuz, tarımsal üretime dikkat çekerek, imar olmayan bölgede Bursa’nın coğrafi işaretli ürünleri olan şeftali, deveci armudu, siyah incir gibi ürünlerin yetiştirildiğini söyledi.
Yavuz, meyvecilik yapılan bölgede yapı inşa etme amacıyla arazi bakan çok fazla kişi olduğunu şu sözlerle aktardı:
“Deprem bölgesinden de Bursa merkezinden de gelen çok fazla insan, yoğun bir talep var. Ama Bursa içinden gelen talepler çok daha fazla. Burası merkeze 15 km uzaklığında. İnsanlar merkezdeki kiraların yüksekliğinden dolayı gelmek isteyebiliyor ya da deprem konusundaki endişeleri nedeniyle burada bir yerimiz olsun diye arazi bakıyorlar. Biraz daha maddi durumu iyi olanlar bakıyor.”

Zor durumda olan tarım üreticileri toprağını satıp gidebilir
Armutköy Mahallesi’nin muhtarı Zeki Yardımcı da tarımsal üretimin hem yapılaşma talepleri hem de üretim maliyetlerinin artması nedeniyle ilerleyen süreçte sekteye uğrayacağını ifade etti.
Geçtiğimiz günlerde BUSKİ tarafından da açıklanan verilere göre, Nilüfer Barajı tamamen kurumuş, Doğancı Barajı’ndaki su seviyesi ise yüzde 24’e düşmüştü. Gündemdeki su krizine de atıfta bulunan muhtar Yardımcı, şunları söyledi:
“Bu bölgedeki tüm mahallelere yoğun talep var. Ancak burada satış olmuyor, çünkü zaten tarım bölgesi. Ama özellikle geçen sene sulama konusunda üreticiler çok sıkıntı çekti. Bu sene de aynı sorunlar yaşanırsa muhtemelen yerini satıp gitmek isteyenler olacaktır. Çünkü gerçekten çok fazla bıkkınlık var, kimse artık üretim maliyetlerini karşılayamıyor.

“Kaçak kentleşmenin yerini kaçak köyleşme alıyor”
Bursa Muhalif’in sorularını yanıtlayan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er, Bursa’nın kırsal bölgelerine olan nüfus hareketine ilişkin son durumu değerlendirdi.
Engin Er, Ahmetbey, Çağlayan, Dereçavuş bölgesinin zemininin neojen olarak sağlam ve iyi bir zemin olduğunu ancak tamamının depreme dayanıklı olmadığını ifade etti.

Deprem endişeleri dolayısıyla plansız yapılaşmanın köylere sirayet ettiğini aktaran Er, “Müthiş bir akın var kırsala. Nasıl çarpık şehirleşme olduysa şimdi de çarpık köyleşme olacak. Herkes her bulduğu yere bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama bunun da bir plan içinde yapılması lazım. Yerel idarecilerin görevlerinden bir tanesi de budur” dedi.
“Bursa’nın dağ köylerine müthiş bir akın var”
16 milyonu aşkın nüfusu ile Türkiye’nin en kalabalık ili olan İstanbul’da son 20 yılın en fazla nüfus boşalmasının başladığını vurgulayan Er, kent yöneticilerinin acil olarak duruma müdahale etmesi gerektiğini belirtti:
“Bursa’da da bilhassa dağ köylerine müthiş bir akın var. Bunun acilen planlanması lazım. Dağ köylerine gittiğimizde birçok lüks araç gördük oralarda. İşi rahat olanlar, emekli olanlar, İstanbul’dan gelenler kentteki evlerini satıp dağ köylerinden yer alacak. Harita üzerinden insanlar yer alıyor şu anda buralarda.”
Fadime Nisa Sayar